Kömürün kararttığı gözler

  • GİRİŞ19.05.2014 10:32
  • GÜNCELLEME19.05.2014 10:32

Yerin altından yükselen duman yalnız bıraktı yer üstündekileri. "Babamın işten çıkışını bekliyorum" diyen çocuk, oğluna sarılıp sonsuz mutluluğa uçan madenci. Siz şehitlerimiz bu sonsuz yolculuğa giderken, arkada kalan bizler nefes almaya çalışıyoruz, oksijene muhtacız ve önümüzü göremiyoruz.

Ey şehidim sen fenerinle aydınlat bizleri. Affedin sizi anlamaya çalışmayan bizleri. Çünkü "Çizmem sedyeyi kirletmesin" diyen o asil işçinin ifadesiyle meşgulüz ve verdiği mesajı anlamaya çalışıyoruz.

Her Türlü Tedbiri Almakla İşveren Yükümlü

Her kaza sonrası yaşananlar bu kez de yaşandı. Bir tarafta işveren her türlü tedbiri aldım iddiasında, diğer tarafta toplumun her kesimi bu açıklamadan rahatsız. İşverenin iddiası "yaşam odası yasal zorunluluk değil, mevzuatta yok." Acaba yasal zorunluluklarla mı iş güvenliğini sağlayacağız yoksa insana ve onun yaşamına verdiğimiz değer yüzünden mi? Bu soruya cevap aranırken şu tartışılan soruyu tekrar sormak istiyorum. Gerçekten yasal mevzuatta yaşam odasını zorunlu kılacak bir düzenleme yok mu? Bu sorunun cevabı, kesinlikle bu konuda yasal düzenlemenin mevcut olduğudur.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 4. Maddesinin birinci fıkrası "İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar." şeklindedir. Gelin birlikte bu hükmü inceleyelim. İlk cümlede işveren işle ilgili sağlık ve güvenliği sağlamakla görevli kılınmıştır. Takip eden cümlede "her türlü tedbir" ifadesi var. Bu ifade açıkça iş kazası ve meslek hastalığını önlemek için gerekli olan tedbiri alma zorunluluğunu getirmiş ve hiçbir sınırlama yer almamıştır. Dolayısıyla herhangi bir güvenlik ihtiyacını göz ardı etmek mümkün değildir.

Yukarıda yaptığım açıklamaları okuyanlar şu soruyu sorabilirler. Hangi tedbirin ihtiyaç olacağını nasıl belirleyeceğiz? Kanun bunun da cevabını vermiştir. İşveren "Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır." Risk analizleri sonucu ihtiyaç olarak belirlenen tedbirleri, araçları vs. almak kanunen işverenin sorumluluğundadır.

Acil Durum Planı Ne İşe Yarıyor?

Mevcut kanuna göre işveren, "Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır." Bu hükümden hareket ederek maden ocaklarına bir acil durum planı hazırlansa ve yeraltında ani gaz, patlama, çökme, yangın gibi hallerde yaşam odalarına ihtiyaç olduğuna karar verilirse sonuç ne olur? Cevabını tahmin edebileceğiniz gibi işveren o andan itibaren bu yükümlülük altına girer. Öyle ise bu işyerinde önceden hazırlanmış olan acil eylem planı bir an önce incelenmeli ve kamuoyuna açıklanmalıdır.

Tahliye Halinde Ne Yapılır?

Kanunun 12. Maddesinde yer alan "Tahliye" başlıklı madenin birinci fıkrasında şu hüküm yer almaktadır: "Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda işveren; çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden gerekli düzenlemeleri yapar ve çalışanlara gerekli talimatları verir." Bu hükümden de anlaşılacağı gibi işyerinde yakın ve önlenemeyen tehlike var ise çalışmayı bırakıp güvenli bir yere sığınmak gerekiyor. Şimdi soruyorum yerin binlerce metre altında güvenli bir yer gösterebilir misiniz? O güvenli yerlerden biri ihtiyaç duyulan yerlerdeki yaşam odalarıdır.

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Toplanmalıdır

Yine kanunda ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejileri belirlemek ve tavsiyelerde bulunmak için konsey kurulması ve bu konseyin yılda iki kez toplanması yer almaktadır. Bu konsey, Çalışma Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında aşağıda belirtilen üyelerden oluşuyor:

a) Bakanlık İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü, Çalışma Genel Müdürü, İş Teftiş Kurulu Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından bir genel müdür.

b) Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Kalkınma, Millî Eğitim ile Sağlık bakanlıklarından ilgili birer genel müdür.

c) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından bir yürütme kurulu üyesi, Devlet Personel Başkanlığından bir başkan yardımcısı.

ç) İşveren, işçi ve kamu görevlileri sendikaları üst kuruluşlarının en fazla üyeye sahip ilk üçünden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonundan, Türk Tabipleri Birliğinden, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinden ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden konuyla ilgili veya görevli birer yönetim kurulu üyesi.

d) İhtiyaç duyulması hâlinde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün teklifi ve Konseyin kararı ile belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda faaliyet gösteren kurum veya kuruluşlardan en fazla iki temsilci.

Yukarıdaki konsey üyeleri incelendiğinde ilgili tüm kesimlerin konseyde yer aldığı görülmektedir. Bu konseyin yılda iki defa toplanmasının kanuni bir zorunluluk olduğunu yazmıştım. Şimdi soruyorum bu konsey kaç kez toplandı, hangi kararları aldı ve bu kararlar uygulandı mı?

Bu sorunun cevabını beklerken konseyin acilen toplanmasını ve tüm sektörlerle ilgili ulusal politikalara yönelik stratejilerin belirlenmesini öneriyorum. Öncelikli sektörler olarak başta madencilik, metal, inşaat ve tersanelere yönelik stratejiler belirlenmelidir.

Bu açıklamaları hukukun temel ilkesi olan insanın bedeni ve ruhi bütünlüğünü güvence altına alma düşüncesiyle birleştirdiğimizde iş güvenliği tedbirlerinden bazılarının mevzuatta olmadığını iddia etmek mümkün değildir.

Bir kez daha yaşayarak anladık ki önlemek ödemekten daha ucuz ve daha insanidir.

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat