ILO'nun 176 sayılı sözleşmesi onaylanmalıdır

  • GİRİŞ26.05.2014 09:17
  • GÜNCELLEME26.05.2014 09:17

Ülkemiz ILO'nun 155 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamı Sözleşmesi'ni ve İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin 161 Sayılı Sözleşmesini 2004 yılında, İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi'ni ise 2013 yılında kabul etmiştir. Bu sözleşmelerin kabul edilmesine rağmen en tehlikeli işyerleri arasında sayılan madenlere yönelik ILO sözleşmesinin onaylanmaması kabul edilemez. Çünkü ülkemizde uygulaması tartışılsa da iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yasal düzenlemeler madenlerde başlatılmış, en zor şartlarda maden işçilerini koruyucu yasal düzenlemelerden kaçınılmamıştır. 1865 yılında kabul edilen Dilaver Paşa Nizamnamesi, 1869 Maadin Nizamnamesi, 1921 yılında kabul edilen 151 sayılı Ereğli Havza-i Fahmiye Maden Amelesinin Hukukuna müteallik Kanun bu alanda yapılmış ilk düzenlemelerdir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 2012 yılında kabul edilerek, kademeli olarak uygulamaya sokulmuş ve bugüne kadar iş sağlığı ve güvenliği hakkında 36 Yönetmelik çıkarılmıştır. Bu kadar detaylı düzenlemelerin yapıldığı bir ortamda maden işyerlerine yönelik 176 sayılı sözleşmenin onaylanmaması izah edilemez.

176'da Detaylı  Koruyucu Düzenlemeler Var  

176 Sayılı sözleşmenin tanımlar başlıklı birinci maddesinde işveren tanımı yer almış, buna göre bir veya birden çok işçi çalıştıran fiziksel ve hukuksal kişiler, işletmeyi yönetenler, müteahhitler ve alt müteahhitler işveren olarak tanımlanmıştır. Kamu ve özel, yer altı ve yer üstü ayrımı yapılmaksızın tüm maden işyerleri sözleşme kapsamındadır.

Sözleşmenin ikinci maddesine göre işçi ve işveren örgütlerinin temsilcilerini aktif olarak uygulama sürecine dahil etmek esastır. Üçüncü maddeye göre madenlerde sağlık ve güvenlik tedbirlerini birlikte uygulayacak şekilde temel bir ilkenin hayata geçirilmesi gerekiyor. Ayrıca teknik standartların ve uygulama kılavuzunun hazırlanması gerekli.

Sözleşmeye göre madenlerde güvenlik ve sağlık tedbirlerini izlemek ve düzenlemek için yasal olarak yetkilendirilmiş  bir birim kurulmalı, bu birim aracılığıyla madenler etkin bir şekilde denetlenmelidir.

176'ya göre ulusal kanun ve düzenlemeler aşağıdakileri kapsamalı

Sözleşmenin beşinci maddesinde yer alan hükümler üretim öncesi ve üretim sonrası tüm süreçleri düzenleyen kuralları içermektedir:

1.Madenlerdeki güvenlik ve sağlığın denetlenmesi,

2.Madenlerin yetkili otorite tarafından atanan müfettiş tarafından teftişi,

3.Her biri ulusal kanun ve düzenlemelerce tanımlandığı üzere, ölümcül veya ciddi kazaların teftişinin ve tutanağının, tehlikeli olayların ve maden felaketlerinin prosedürü,

4.Her biri ulusal kanun ve düzenlemelerce tanımlandığı üzere, kazaların, hastalıkların ve tehlikeli olayların istatistiklerinin derlenmesi ve yayımlanması,

5.Madendeki sağlık ve güvenlik alanında madencilik faaliyetlerinin kısıtlanması ya da yasaklanması konusunda, durum düzeltilene kadar yetkili otoritenin görevlendirilmesi,

6.İşyerlerinde güvenlik ve sağlık önlemleriyle ilgili konularda işçi temsilcilerinin katılımının sağlanması, danışılması ve işçi haklarının uygulanması bağlamında etkili prosedürlerin kurulması,

7.Ulusal hukuki düzenlemeler; üretim, depolama, ulaşım ve patlayıcı kullanımı ve madenlerdeki başlatıcı araçların yetkili ve resmi kimselerin denetimi altında ya da bu kimselerce gerçekleştirilmesinin sağlanması,

8. Madenden kurtarma, ilk yardım ve uygun medikal malzemelerin bulundurulması zorunluluğu,

9.Yeraltındaki kömür madenlerinde işçilere kendilerini kurtarmak için yeterli olacak solunum cihazının sağlanması,

10.Güvenlik ve sağlık tehlikesini en aza indirgemek veya yok etmek, terk edilmiş maden çalışmalarında koruyucu önlemler almak,

11.Güvenli depolama, ulaşım ve madencilik çalışmalarında kullanılan riskli maddelerin ve madende üretilen atıkların ortadan kaldırılması zorunluluğu,

12.Uygun olduğunda, yeterli sıhhi kolaylık ve yıkanma, elbise değiştirme, yemek ve hijyeni sağlamak,

13.Madendeki yetkili işveren, uygun çalışma planlarını çalışma başlamadan ve herhangi önemli bir değişiklik esnasında hazır olmasını sağlamak, periyodik olarak güncellenmesini ve maden alanında ulaşılabilir şekilde bulundurulmakla işveren yükümlüdür.

Maden işçiliğinin doğasına uygun tedbir ve önlemler almakla işveren yükümlüdür

İşverenler, sözleşmenin yedinci maddesine göre madenlerdeki riskleri yok etmek, riskleri en aza indirmek ve kontrol etmekle yükümlüdür. Sözleşmeye göre aşağıdaki tedbirleri almak işverenin sorumluluğundadır:

a)Sağlıklı bir çalışma atmosferi ve güvenli bir iş alanı için madenin elektrik, mekanik ve iletişim sistemi de dâhil olmak üzere başka ekipmanlarla donatılması, tasarlanması ve inşa edilmesini sağlamak;

b)İşçilerin kendilerini ya da öteki insanların sağlık ve güvenliğini tehlikeye atmadan çalışabilmesi için madenin toplanması, çalıştırılması, korunması ve dağıtılmasını sağlamak;

c)Çalışma alanlarındaki insanların ulaşımını sağlayacak  zeminlerin sağlamlığını korumak;

d)Yapılabilir olduğu durumlarda, her yeraltı çalışma mekanından yüzeye farklı çıkış araçlarıyla bağlı iki çıkış temin etmek;

e)İşçilerin yaşayabilecekleri çeşitli felaketleri ve bu felaketlerin işçiler üzerindeki etki seviyesini belirlemek için gözlem, değerlendirme ve düzenli incelemelerin yapılmasını sağlamak;

f)Ulaşıma izin verilen tüm yeraltı çalışma mekânlarında yeterli havalandırmanın sağlanması;

g)Özellikle felaketlere duyarlı alanlarda, güvenli bir çalışma sistemi ve işçilerin korumasını sağlamak amacıyla bir çalışma planı ve prosedürleri hazırlamak;

h)Yangın ve patlamaların başlaması, yayılmasını tespit etmek ve engellemek için maden işçiliğinin doğasına uygun tedbir ve önlemler almak ve;

i)İşçilerin güvenlik ve sağlığı için ciddi tehlike arz eden durumlarda çalışmaların durdurulması ve işçilerin güvenli bir yere nakledilmesini sağlamak.

Son fıkrada yer alan hükme dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Yerin kilometrelerce altında işçileri güvenli bir yere nakletmek en temel ihtiyaçtır. Bu nedenle “yaşam odaları” madenlerin olmaz ise olmazıdır.

Madencilerin yeraltında tespitini sağlayacak bir sistem kurmak zorunlu

Maden kazalarında yaşanan en temel sorunlardan biri yeraltındaki madencilerin yerini ve sayısını tespit etmektir. Sözleşmenin onuncu maddesine göre madende bulunan her kişinin muhtemel yerini kesin olarak belirleyebilecek bir sistem kurmak  işverenin sorumluluğundadır.

Maden işyerlerinde her vardiya değişikliğinde güvenli bir çalışma ortamını oluşturmak için yeterli denetim ve kontrol yapılmalıdır. Soma'da yaşanan olayın ortaya çıkardığı gibi usulüne göre yapılmayan vardiya değişiklikleri büyük felaketler doğurmaktadır. Her vardiya değişikliklerinde gaz kontrolleri yapılmış, yer üstünde kademli vardiya değişikliği gerçekleştirilmiş olsa idi acaba aynı felaketle Soma'da karşılaşır mıydık?

ILO, İşçi, işveren ve devletlerin temsilcilerinden oluşuyor

ILO, işçi, işveren ve devlet temsilcilerinden oluşan bir örgüttür ve görevi uluslararası düzeyde çalışma hayatına yönelik asgari normları belirlemektir. ILO sözleşmeleri sadece işçilerin talepleriyle oluşturulmamakta, üç tarafın müzakere ederek, uzlaşmaya çalıştıkları bir sürecin ürünüdür. Bundan dolayı ILO sözleşmelerini sadece işçileri koruyan metinler olarak görmek yanlıştır. Buna rağmen ILO sözleşmeleri bazı ülkelerce onaylanmamakta, uluslar arası yükümlülükler altına girmek istenmemektedir.

Türkiye 1932'de ILO'ya üye olmuş ve bu güne kadar 57 sözleşmeyi onaylamıştır. Vakit geçirilmeden 176 Sayılı sözleşme de onaylanmalıdır. Ancak mevzuattan çok zihniyet değişikliğine ihtiyacımız olduğu gerçeğini de unutmamak gerekiyor.

sayimyorgun@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat