Yer altındakiler az çalışıp, emekli olabilecek

  • GİRİŞ09.06.2014 13:55
  • GÜNCELLEME09.06.2014 16:58

Bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu’nda bu işçileri koruyucu düzenlemeler yer almaktadır.  TBMM’ye sunulan Kanun Teklifinde yer altında çalışanları koruyacak yeni hükümlerin yer alması isabetli olmuştur. Ancak yapılan düzenlemelerin bir kısmının sadece yer altında ve Soma’da çalışanları kapsaması hukuki ve insani olarak tartışılmalıdır.

Geçerli Bir Sebebe Dayanmadan Yeraltında Çalışanlar İşten Çıkartılamayacak

İş Kanunumuz 30 ve daha fazla işçinin çalıştığı işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçileri koruyacak hükümler içeriyor. Bu işçilerin iş sözleşmesi haklı bir gerekçe olmadan fesih edilemez ve haksız fesihlerde işçilerin işe iade davası açma hakları var. Kanun Teklifi’nde yer alan düzenlemeyle yer altında çalışanlarda altı aylık kıdem şartı aranmayacak.

Otuz veya daha fazla işçinin çalıştığı bir işyerinde, yer altı işlerinde çalışan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, işçinin kıdem süresine bakılmaksızın işverence ancak geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebilecek.

Yapılan değişiklik teklifiyle yer altında çalışan işçiler altı aylık kıdem şartı olmaksızın iş sözleşmelerinin feshinde geçerli  neden talep edebilecek. Geçerli neden olmadan yapılan fesihler geçersiz sayılacak ve işçiler işe iade talebinde bulunabilecekler. Yeraltında çalışan işçileri korumak üzere getirilen bu düzenleme kısmi ölçüde fayda sağlayacaktır. Çünkü otuzun altında işçinin çalıştığı yer altı işyerlerinde çalışanlar bu korumanın dışında kalıyor.  Ayrıca diğer işyerlerinde de hem otuz işçi şartı hem de altı aylık kıdem şartı gerçekleşmemişse işverenler geçerli neden bulmak zorda değiller. Bu nedenle işçiler her an işten çıkarılma korkusuyla yaşamak zorunda.

Otuz işçinin çalışmadığı işyerlerinde geçerli neden aramamak o işçileri işverenlerin insafına terk etmektir. Bu maddede yapılan düzenlemenin kısmi bir iyileştirme olduğu açıktır. Tüm fesihlerde geçerli neden aramak, sosyal hukuk devletimizin temel ilkesi olmalıdır.  

Yerin Altında Çalışanlar Haftada 36, Günde 6 Saat Çalışacaklar

İş Kanunu’nda yer alan “Çalışma Süreleri” başlıklı 63. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile yer altında çalışanların çalışma süreleri kısaltılmaktadır. Tasarı ile yer altı işlerinde çalışan işçiler için çalışma süresi haftada en çok 36 saat olacak, günlük çalışma süresi 6 saati geçemeyecek. Bu düzenlemeyle hem günlük çalışma süresi hem de haftalık çalışma süresi kısaltılmıştır. Ayrıca denkleştirme sistemine de sınır getirilmiştir.

İş Kanunu’nun 66. Maddesinde yer alan birinci fıkrasına göre yer altında veya su altında çalışanların asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler de iş süresinden sayılacağından yerin altında kalma süresi daha da azalacaktır. Özellikle bu hükme dikkatleri çekmek istiyorum. Yer altında ve su altında çalışan işçilerin mesaisi yer üstünde başlar. Maalesef maden işyerleri başta olmak üzere bu tür işyerlerinde genellikle vardiya değişiklikleri yerin altında  gerçekleştirilmekte ve işçinin çalışma süresi gasp edilmektedir. İşçiler, bu haklarını takip etmeliler, sendika ve müfettişler de denetimlerini artırmalıdır. Aksi taktirde yapılan düzenlemeler kanunlarda var olan ancak  uygulanmayan bir değişikliğe dönüşür.

Yer Altında Çalışanların Haftalık 36 Saati Aşan Çalışmaları Fazla Çalışmadır

4857 sayılı yasanın 41. Maddesine eklenen dokuzuncu hüküm ile haftalık 36 saati aşan çalışmalar fazla çalışma olarak kabul edilmiş ve %50 zamlı ödenmesi kararlaştırılmıştır.

Yer altındaki işlerde fazla çalışma yaptırılamaz. Bundan dolayı asıl olan fazla çalışmanın yaptırılmamasıdır. Bu tür fazla çalışma süreleri ortaya çıkar ise ücreti %50 zamlı ödenecek. Toplu iş sözleşmeleriyle daha yüksek miktarda fazla çalışma zammı belirlenmiş ise o oran üzerinden fazla çalışmalar hesaplanacak.

Yer Altında Çalışanların Yıllık Ücretli İzin Sürleri 4’er Gün Artırıldı

Kanun Teklifi ile yer altında çalışan işçiler için izin sürelerinin dört gün arttırılması öngörülüyor. Buna göre yer altında çalışan işçiler aşağıdaki şekilde yıllık ücretli izin hakkına kavuşacak:

Yer altında çalışan işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;

a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara 18 günden,

b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara 24 günden,

c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 30 günden,

              Az olamaz.

Yıllık ücretli izinlerde yapılan değişikliklerle yer altında çalışanların artırılan izin süreleri asgari olup, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleriyle artırılması mümkündür.

 Maden İşçilerinin Emeklilik Yaşı 50'ye Düşürülecek

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işlerinde sürekli veya münavebeli olarak çalışan maden işçilerinin 55 olan emeklilik yaşı 50'ye düşürülecek. Bu değişiklikle madenlerde çalışanlar en az 20 yıl çalışıp, 50 yaşında emekli olabilecekler.

Yeraltı işlerinde maden ocakları (elementer cıva bulunduğu saptanan cıva maden ocakları hariç), kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer altında yapılan işlerde çalışan sigortalıların, bu işlerde fiilen çalışmadıkları ücretli izin, sıhhi izin, yıllık izin, eğitim ve kurs süreleri ile resmi tatil günleri de fiili hizmet süresi zammı kapsamında olacak. 

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nın 28. Maddesinde yer alan “malûl” ibaresi “ağır engelli” olarak değiştirilmiştir. Kadınlara, bakmak zorunda oldukları malûl çocuklarından dolayı verilen erken emeklik imkanı “ağır engelli” olma şartına bağlanarak, maddenin uygulaması genişletilmektedir. 

Emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir. Bu düzenlemeyle ağır engelli çocuğu olanlar erken emekli olabilecekler.

Yerin veya suyun altında çalışmanın iş riskini yükselttiği ve çalışmayı zorlaştırdığı tartışılmaz bir gerçek. Bu nedenle Kanun Teklifi’nde yer alan yeni düzenlemelerin sadece yer altı ile sınırlı kalması doğru değildir. Su altında çalışanların da yararlanacağı şekilde Kanun Teklifinin genişletmesi gerekiyor. Maden kazasından sonra yaşanan acı tablolar bizim dikkatlerimizi maden işyerlerine çevirdi ancak su altında çalışmanın da çok riskli ve zor olduğu gerçeğinden hareket edip, bu işlerde çalışanları da kapsama alacak şekilde düzenleme yapmak hem hukuki açıdan hem de insani açıdan zorunludur.

Hukukun genel ilkeleri genellik, süreklilik ve üstünlük öğelerinde somutlaşmaktadır. Yasal düzenlemeleri hukukun temel ilkelerini esas alarak hazırlamak hukukun temel kuralıdır. Oysa torba yasada yer alan hükümlerin bir kısmı olay bazlı, işyeri bazlı hükümler içeriyor. Soma madeninde mağdur olan aileleri korumak hiç kuşkusuz sosyal hukuk devletin görevidir. Ancak diğer işyerlerinde kaza geçiren ve mağdur olan işçi ve aileleri göz ardı etmek hukuki anlamda eşitlik ilkesine aykırıdır. Soma’da iş kazası nedeniyle hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve o işyerinde çalışanlara sağlanan yardımlardan, Zonguldak ve diğer madenlerde iş kazasına uğrayanların yakınlarının ve çalışanlarının yararlanmasını sağlamazsak eşitliğe aykırı davranış oluruz. Yine yer altında çalışanlara yönelik koruyucu düzenlemeler yapılırken, su altında çalışanların bu düzenlemelerden yararlanmaması eşitlik ilkesine aykırılık taşır. 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat