21. Yüzyılın cazip pazarı Çin

  • GİRİŞ03.09.2014 12:00
  • GÜNCELLEME03.09.2014 12:00

Uygarlığın ilk dönemlerinden günümüze kadar varlığını devam ettiren ve köklü tarihi geçmişe sahip olan Çin’in değişim hızı şaşırtıcı.

Bu satıları Çin seyahatimde yazıyorum, çünkü Türkiye’ye gelmeden orada yaşadıklarımı ve tespitlerimi paylaşma ihtiyacı hissettim. Ucuz üretimin merkezi olma özelliğini bildiğimiz Çin, günümüzde hızla tüketim merkezlerinden biri olma yolunda. Dünyanın popüler markalarının buluşma noktaları artık Çin caddeleri.  Fiyatlar da Avrupa standartlarının üzerinde. Satın alma gücü düşük insanların diyarı olarak bilinen Çin, yavaşta olsa satın alma gücü artan, tüketim alışkanlıkları değişen, kapitalizm ve sosyalizm arasında yeni bir yol bulmaya çalışan bir ülke.

İŞÇİ ÜÇRETLERİ YÜKSELİYOR

İşçi ücretlerinde ki düşüklük Çin’de üretmenin cazibesini o kadar arttırmıştı ki dünya üretiminin önemli kısmı buraya kaydı. Ulaşımda ortaya çıkan gelişmeler Çin’de üretilenleri en uzak piyasalara ulaştırdı ve üretim maliyetlerini minimize etti. Ancak bu tablo yavaşta olsa değişmeye başladı ve üretimin en önemli faktörlerinden ulan emek maliyeti Çin’de yükseliyor. İşçi ücretleri Pekin’de 400 dolara, Shanghai’da  500 dolara doğru tırmanıyor. Diğer kırsal bölgelerde ise 200 dolara doğru yükseliş devam ediyor. Bu değişim bir yandan işçilik maliyetlerini artırırken, diğer yandan satın alma gücünü yükseltiyor.

Nitelikli üretimde ortaya çıkan gelişme, markalaşmaya verilen önem gibi gelişmeleri de dikkate aldığımızda yeni bir pazarın doğduğu görülüyor.

DÜNYANIN İKİNCİ BÜYÜK EKONOMİ

Çin, dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve 2014 yılı büyüme hızı beklentisi % 7,4 tür. Büyüme hızı son yıllarda biraz düşmüş olsa da diğer ülkelerle karşılaştırıldığında büyümeye devam edeceği görülmekte. GSYİH, 9 trilyon doların üzerinde olan Çin’de kişi başına düşen gelir de 6.000 dolara doğru tırmanıyor. İşsizlik oranı % 4.10 civarında.

2013 yılının ortalarından bu yana küresel talebin artması, buna bağlı olarak ihracatın yükselmesi büyümeyi toparladı. İç talep büyümesi, bütün bu süreçte olumlu rol oynadı. Yatırımların yavaş, tüketimin hızlı büyüdüğünü tüm göstergeler doğruluyor.

Çinli uzmanlar reformlarla büyümenin birlikte ilerleyeceğini vurguluyorlar. 2014 yılında finans, eğitim ve sağlık hizmetleri için talebin hızla artacağı beklentisi hayli yüksek. Büyümeyi destekleyecek olumlu faktörlerde artış var. En önemli gelişmelerden biri  kentleşme hızındaki artış, kentleşmede  yeni bir gelişme aşamasına giriliyor. Başta Pekin ve Shanghai olmak üzere dünyanın en kalabalık şehirleri oluşuyor. Şehirler arasında Shanghai, başkentler arasında Pekin en büyük şehir ünvanına sahip. Pekin’de ticari faaliyetleri olan arkadaşımın ifadesiyle başka ülkelerde on yılda gerçekleştirilen gelişme Çin’de bir yılda gerçekleşiyor.

Çin, dünyanın en büyük ihracatçısı ve büyük bir ihtimalle yakın bir gelecekte  dünyanın en büyük ithalatçısı olacak. Dünyanın en büyük döviz rezervine sahip bu ülkede tüketim alışkanlıkları hızla değişiyor. Dünyanın en lüks restoranlarını, en önemli markalarını burada bulabiliyorsunuz.  Pekin caddelerine yerleştirilmiş ışıklı tabelalar, 250 metre uzunluğunda 9 metre genişliğinde cadde üzerine yapılan led ekran bu değişimin en somut göstergesi.   

PİYASANIN EĞEMENLİĞİNE TERK EDİLMİŞ BÖLGELER

Çin’deki gelişmeyi hızlandıran temel unsurlardan biri denetimlerden arındırılmış, teşviklerle desteklenen serbest bölgeler Çin üretiminin adeta can damarı. Bu bölgelerde yapılan üretimlerin cazibesi üretimin adeta lokomotifi olmalarını sağladı.

Kurumlar vergisi yerli ve yabancı şirketler için %25’tir. Ancak hükümetin teşvik ettiği sektörlerde ve Çin’in batı bölgelerine gerçekleştirilen yatırımlarda bu oran %15’e kadar düşebiliyor ve vergi teşviklerinden ileri ve yeni teknoloji üreten firmalar yararlanabiliyor. Reklam, promosyon ve AR&GE harcamalarının bazıları vergiye tabi gelirden muaf tutuluyor. Maaş ve kazançlardan sağlanan gelirler üzerinden % 3 ila % 45 arasında kademeli olarak değişen 7 farklı oranda gelir vergisi tahsil ediliyor. Kayıtdışı ekonomi ve çalışma Çin’in en önemli özelliği olmaya devam ediyor. Kayıt altına girmeden üretim ve satış yapmak mümkün. Çin’deki mağazaları ziyaret ettiğinizde önde görülen bir mağazaya girdiğinizde o mağazanın içinden bazen üç bazen dört farklı mağazaya ulaşmak mümkün.

SOSYALİST PİYASA EKONOMİSİ

İki kutuplu dünya düzeninde kapitalizm ve sosyalizm üzerine bina edilmiş ekonomik yapılar hızla yeni arayışlarını sürdürüyor. Ekonomi piyasalarında bir yandan neoliberal rüzgarlar eserken, diğer yandan sosyalizmden kapitalizme doğru dönüşüm yaşandı ancak Çin’de farklı bir süreç yaşanıyor. Siyaseten sosyalist yapıyı muhafaza eden Çin, ekonomi piyasasında liberal rüzgarları estiriyor. Kapitalist düzenin “"laissez-faire, laissez-passer" bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler ilkesi Çin’de büyük bir dönüşümü gerçekleştiriyor. Eğer bu dönüşüm siyasi yapının değişmesine yol açmaz ise dünya yeni bir sistemle tanışmış olacak. Bu mümkün mü? Maalesef bugünden cevap vermek mümkün görünmüyor. Ancak genel beklenti sosyalist sisteminin çökeceği doğrultusunda, bekleyip göreceğiz.

Doç. Dr. Sayım Yorgun – Ekotrent
sayimyorgun@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat