“Soma Faciası Önlenebilir”di

  • GİRİŞ22.09.2014 16:09
  • GÜNCELLEME22.09.2014 16:09

Madenlerde Sensörler Niçin Var

Bilirkişi raporuna göre “Gaz izleme sensörleri olayın başlangıcını haber vermiş, ancak bu durum işletme yetkililerince dikkate alınmamıştır” İş kazalarının kader olmadığını ortaya çıkaran ve o acı gerçeği bir kez daha gündeme getiren tespit. Yapılan araştırmada elde edilen veriler o kahreden acı gerçeği bir kez daha yüzümüze vurdu. Adeta ihmaller zinciri 301 can aldı. Çünkü iş kazasından  önceki tarihlerde gaz izleme sensörleri olayın başlangıcını haber vermiş ama dikkate alınmamış. Bu tespitten de anlaşılacağı gibi tedbir almak ve “sensör” bulundurmak tek başına sorunu çözmüyor. O sensörlerin verdiği uyarıları dikkate alacak yönetime, insana değer veren ve üretimi gerektiğinde durduracak anlayışa ihtiyaç var. “Kâr mı, insan hayatı mı?” sorusuna hiç tereddüt etmeden “insan” diyebilecek insanlara, ihtiyacımız var.   

Havalandırma Yangını Körükler mi

Bilirkişilerin tespit ettiği bir başka gerçek: “Madenin havalandırma şekli ve yöntemi yangın tehlikesi olan yer altı ocağı için uygun değil”. Tedbir diye kurulan sistemler ihtiyaca uygun yapılmamışsa kurtarıcı olmak yerine ölümlere yol açar. Bu nedenle risk analizleri ve tedbir çok önemli. Doğru risk analizi yapılmazsa, önleyici sistemler doğru kurulmazsa getirilen tedbirler de sorun çözücü olmak yerine  tehlike risklerini tetikler. Havalandırma sistemi doğru kurulmadığı için maalesef ölümlerin artmasına yol açmış. 

Maskeler Bir Bir Düştü

İhmaller, yanlış ve yetersiz tedbirler ölümlere yol açar gerçeği bir kez daha yaşandı. Bu düşüncemizi doğrulayan bilirkişi tespiti şöyle: “Mevcut maskelerin kullanım süreleri düşünüldüğünde temiz havaya çıkabilecek mesafe söz konusu değil”. Maskelerin yetersiz olduğu, yeryüzüne çıkacak kadar koruma yapama özelliği olmadığı tespit edilmiş. Ölüm sayısının yüksek olmasının temel nedenlerinden birinin maskelerin yetersizliği olduğu raporda yer alıyor. Görünüşte “madende maske var mı? Var.”. Ancak  “O maskelerle yerin metrelerce altındaki bir işçi yeryüzüne ulaşabilir mi?” Sorusunun cevabı yok ise o maskeler göstermeliktir. İş güvenliğini ciddiye almamak, satın alınan malzemenin koruyucu olup olmadığına bakmamak ve ciddi denetim yapmamak işte bu. Eğer bilinçli risk değerlendirmesi yapılsaydı, mesafeler dikkate alınarak maskeler bulundurulsaydı, 301 işçimiz bugün yuvasında, eş ve çocuklarıyla mutluluklarını paylaşacaklardı.

İşçi Kardeşlerimiz Yandı mı, Yoksa Zehirlendi mi

Madende yangın çıktığı bir gerçek, ancak yangın bizim anladığımız anlamda bir yangın değil. Madenlerde yaşanan türden yanma olayı gerçekleşmiş ve otopsi sonuçlarına göre ölümlerin zehirlenme sonucu olduğu raporda yer aldı. Öyle ise “maske” ve “havalandırma” sorununun ne kadar büyük olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.

Kim Suçlu

Bilirkişi heyetine göre faciada sorumlular şunlar:İşveren (Yönetim Kurulu Başkanı) , Genel Müdür, İşletme müdürü, işletme müdür yardımcısı,Ocak nezaretçisi ve teknik nezaretçi olmak üzere toplam 60 kişi. Bu kişilere yönelik bilgiler gazetelerde yer aldı. Soma faciasında yaşananlardan bu yetkililerin suçlu bulunması yanlış değil. Çünkü yaşanan faciadan işletme sahibi olmak üzere üst düzey yöneticiler ve risk analizlerini  doğru yapmayanlar, ihtiyaca göre maske almayanlar, yanlış havalandırma sistemi kuranlar, denetimlerde bu hususları incelemeyenler de suçlu.  

İş kazalarında yaşananları sadece kaza anına göre değerlendirmek doğru değil. İş güvenliği; analiz, tedbir, güvenlik malzemeleri, eğitim, denetim zincirinden oluşur. Bu zincirin halkalarından birinde ihmal var ise hem diğer atılan adımlar anlamsızlaşır hem de iş güvenliği sağlanmamış olur.  O kazaya yol açan nedenler geniş bir şekilde araştırılarak, buna sebep olanların da cezalandırılması gerekiyor. Bundan dolayı kazaya yol açan nedenlere ve tüm sorumlulara da odaklanarak araştırma süreci işletilmelidir.  

Bedeli Ağrı Ama Yaşadıklarımızla İş Güvenliğini Öğreneceğiz

Yaşanmış tecrübelerden ve bilgilerden yararlanarak, daha önce yaşananlardan dersler çıkararak iş kazalarından kaçınmak mümkün iken, biz toplum olarak yaşamadan maalesef yeterince etkili öğrenemiyoruz. Onun için “Bir müsibet bin nasihatten evladır”. Yanlış bir yol tutmuş kimi insanlar vardır ki, onlara ne kadar çok öğüt verirseniz verin, tuttukları yanlış yoldan çevirmek adeta imkansızdır. Onlar yaşamadıkça gerçeği kabullenmek istemezler. 
Bir işveren ile maden ocağında yaşananları tartıştığımızda ve kendi işyerlerinde de tedbirlere dikkat edilmesi gerektiğini söylediğimde bana verdiği cevap “bu yaşananlar çok tehlikeli işyerlerinde oluyor” şeklindeydi. Oysa iş kazaları sadece çok tehlikeli işyerlerinde olmuyor, her işyerinde iş kazası yaşanıyor. Hiç kuşkusuz çok tehlikeli ve tehlikeli   işyerlerinde risk daha yüksek ancak her işyerinde iş kazasının gerçekleşme ihtimalinin olduğunu kabul etmek ve tedbir almak zorundayız. 

İş güvenliğini maliyet olarak görmeyen, alınan her türlü güvenlik malzemesini amacına göre kullanan, tedbir almadan iş sahasına çıkmayan ve işçilerini çıkarmayan, denetimleri ihmal etmeyen ve sorumluluğun herkesin ve her kesimin olduğu gerçeğini göz ardı etmeyen, güvenlik bilinci yükselmiş bir toplum olmak dileğiyle ….

          Doç. Dr. Sayım Yorgun – Ekotrent
          sayimyorgun@gmail.com

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat