Bir 'Devlet Projesi' olarak Kemal Burkay
- GİRİŞ06.02.2012 08:53
- GÜNCELLEME06.02.2012 08:53
Yaşına hürmeten müsaade edin Kemal Burkay’ın adını Sırrı Süreyya Önder’den önce zikredeyim. Ancak ikisini de sadece yazdıklarından ötürü tanıdığımı ve kendileriyle bütün ilişkimin ürettiklerinin üzerimde bıraktıkları etki ile sınırlı olduğunu da ilave edeyim. Kemal Burkay ve Sırrı Süreyya hakkında daha önce değişik yazılar yazdım ve hal gösteriyor ki bundan sonra da yazmaya devam edeceğim.
Sırrı Süreyya geçen gün Fatih Altaylı’nın konuğu idi. Bir çok şey anlattı ama ben Kemal Burkay ile ilgili söylediklerine takılıp kaldım. Bir söz üstadıdır Sırrı Süreyya. Öyle Fatih Altaylı’lar falan konuşturamazlar kolay kolay kendisini. Bu sebeple Fatih Altaylı’ya ‘rağmen’ söylediklerini rutin konuşmalarından ayrı tutmak gerekir. Açıkça; Kemal Burkay’ın son zamanlarda söylediklerinden ve de uzun bir zaman geçmesine rağmen söylemediklerinden rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor Sırrı Süreyya.
Aslında Kemal Burkay ile ilgili basından çok şey okuyorum ve Burkay’ın Türkiye gelişine ümit bağlayan büyük bir demokrat kitlenin beklentilerinin karşılanmamasından kaynaklanan bir şaşkınlık içinde olmalarına da hak veriyorum.
Türkiye’ye döndüğünde Atatürk Havalimanı’nda Burkay’ı karşılayan kalabalığın içindeydim. İyi bir niyetle ve gelemeyen bir çok arkadaşıma vekaleten gitmiştim. “Türkiye’den kaçmak zorunda kalan bir siyasetçi nihayet yurda dönüyor ve kendini yalnız hissetmemesi gerekiyor” şeklinde özetlenebilecek bir gerekçe orada bulunmam için yeterliydi. Havalimanına vardığımda gereğinden fazla bir kalabalığın toplanmış olmasından keyif bile almıştım. Havaalanında yapılması gereken basın toplantısı bu izdiham sebebiyle yapılamamış, program Taksim’de bir otele kaydırılmıştı. Basın toplantısında kendisine yönelttiğim sorunun yanıtını tabiri caizse zorla alabilmiştim kendisinden. Kafası karışıktı ve zihninde Kemal Burkay’ın Türkiye ile kuracağı ilişkinin biçiminin tam olarak oturmadığını yine Kemal Burkay’ın tedirginliğinden anlayabiliyordum.
Sırrı Süreyya Önder işte tam burasından yakalıyor Burkay’ı. Türkiye’ye dönüşünden başlarda rahatsız olmamışsa da artık rahatsız hissetmek zorunda kalıyor kendisini. “Devlet Projesi” diyor Kemal Burkay’ın Türkiye’ye dönüşü için. Başlarda da aynı düşüncede miydi bilmiyorum ama hiç olmazsa başlarda bu düşüncede olmamasını ümit ediyorum Sırrı Süreyya’nın. Zira Sırrı Süreyya’nın da her sabah girişinde kocaman harflerle “Türkiye” yazan kapısından girerek oturduğu meclisteki odası da bir “Devlet Projesi” dir. Yoksa öyle değil midir?
Sevgili Sırrı; Kürt sorunu hakkında fikir beyan etmek için siyasetle uğraşmak zorunda değildir hiç kimse. Ve bana kalırsa Kemal Burkay’ın yaşı artık siyaset yaparak Kürt sorunu için çözüm üretme yaşını çoktan geçmiştir. Hatta bırakalım yaşı geçmiş olsun zaten. Hatta bırakalım Sırrı Süreyya bir “görevli” olarak meclisteki odasında o gün hangi bakanla konuşacağının hesabını yaparken, Kemal Burkay da bir “sivil” olarak hangi bakanla o gün hangi konuda görüşeceğinin planını yapabilsin.
Sevgili Sırrı; Senin çözüm önerilerin, fikirlerin ve politik duruşunla örtüşmüyor olabilir bu yaşlı adamın fikirleri. Sırlarıyla ölmeyi bir iki kelam ederek risk almaya tercih eden yüzbinlerce insana karşın bu şairin Türkiye’ye dönme cesareti göstermiş olması bile senin kaleminden çıkacak küçük edebi bir övgüyü hak etmiyor mu sence? Bana kalırsa senin Kemal Burkay ile kuracağın ilişki “şehre bir Sırrı Süreyya filmi getirmek” bahsi ile ilgili olmalıdır bu saatten sonra. Yoksa sana ‘hangi dağın yeli olduğunu’ sorar, senin de 'sivilcilik' bahsiyle 'boykot'un politik olarak benzerliğinden hazzetmemeye inandığını düşünmeye başlarız. “Başlarız” derken; ‘biz’i kastediyorum. Yani senin çok iyi tanıdığın ‘ben’i, ‘o’nu, ‘hepimiz’i...
Dr. Hamid Aydın - Haber 7
dr.hamid@estetistanbul.com
twitter.com/hamidaydin
Yorumlar3