Konya, Türkiye’den Dünyaya Sevgi ve Barış Mesajı

İnsanlık hatırlasın: Hepimiz tek bir aileyiz — Âdem ve Havva’nın çocuklarıyız

Dr. Mansoor Malik tarafından, Aşk Krallığı Londra'nın kurucusu.

Türkiye, Konya’da Hz. Mevlânâ Celaleddin Rumi’nin varlığıyla büyük bir lütuf ve onura sahiptir. Konya yalnızca bir şehir değil; sevginin, hikmetin ve manevi hatırlayışın yaşayan merkezidir. 753 yılı aşkın bir süredir bu topraklar, sınırları, dilleri, inançları ve medeniyetleri aşan evrensel bir mesaj taşımaktadır.

Tarih boyunca Konya sadece bir manevi merkez değil, aynı zamanda bir devlet ve medeniyet başkenti olmuştur. Selçuklu hükümdarları döneminde iki yüz yılı aşkın süre Sultanlık-ı Rûm’un başkenti olan Konya, Anadolu’da hukuk, ilim, mimari ve kültürün şekillenmesinde belirleyici rol oynamıştır. Bu köklü miras, daha sonra altı yüz yıldan fazla hüküm süren Osmanlı medeniyetine dönüşerek adalet ve düzen anlayışını üç kıtaya taşımıştır.

Ancak sultanların, imparatorlukların ve orduların ötesinde değişmeyen bir hakikat vardır:
Mevlânâ Rumi, asırlardır insanlığın manevi rehberi olarak yaşamaya devam etmektedir.

⸻

Şems-i Tebrizî — İlahi Buluşma ve Dönüşüm

Mevlânâ Rumi’nin ulaştığı yüksek manevi makamı anlamak için Hz. Şems-i Tebrizî’yi anmak zaruridir. Bu karşılaşma sıradan bir buluşma değil, ilahi irade ile gerçekleşmiş iki ruhun kavuşmasıdır. Şems, Mevlânâ’nın ilmî birikimini aşk ateşinde eritmiş; onu kürsü ve medrese sınırlarından çıkararak ilahi aşkın engin ufuklarına taşımıştır.

Şems, Mevlânâ’ya şunu öğretmiştir:
İlim aşka dönüşmedikçe perdedir;
aşka dönüştüğünde ise hakikat olur.

Bu yüzden Şems’ten sonra Mevlânâ yalnızca bir âlim değil, insanlığın sevgi öğretmeni hâline gelmiştir.

⸻

Konya’dan Mevlânâ Rumi insanlığa bugün hâlâ en çok ihtiyaç duyulan hakikati seslenmiştir:
Sevgi korkudan güçlüdür, merhamet güçten yücedir, birlik ayrılıktan üstündür.

Konya tahakküm diliyle konuşmaz.
Konya kalbin diliyle konuşur.

Burada ilim merhamete dönüşmüştür.
Burada hukuk adaletle olgunlaşmıştır.
Burada inanç, tüm insanlığa kucak açmıştır.

⸻

Yeşil Kubbe — Aşkın Simgesi

Konya’ya gelen her ziyaretçi, önce Mevlânâ Rumi’nin türbesindeki eşsiz ve görkemli Yeşil Kubbeye yönelir. Bu kubbe, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad tarafından yaptırılmış olup bugün yalnızca Konya’nın değil, tüm dünyanın tanıdığı bir sevgi sembolüdür.

Aynı şekilde dervişlerin uzun başlığı (sikke), nefsin ölümü ve ruhun dirilişini temsil eder; dervişlerin beyaz elbisesi ise saflığın, teslimiyetin ve manevî arınmanın simgesidir. Bu semboller sözsüz bir şekilde gönüllere hitap eder.

⸻

Her yıl 17 Aralık’ta dünya Konya’da buluşur. Bu buluşma, Mevlânâ’nın başlattığı sevgi ve barış misyonunu insanlığa yeniden hatırlatır. Şeb-i Arûs (Vuslat Gecesi) olarak bilinen bu mukaddes gün, bir ayrılık değil; Sevgili’ye kavuşmanın bayramıdır.

753 yıldır kesintisiz şekilde, her yıl 7–17 Aralık tarihleri arasında Konya; dünyanın dört bir yanından gelen halkı, üst düzey devlet yetkililerini, diplomatları, âlimleri, seçkin şahsiyetleri, şairleri, yazarları ve gönül insanlarını ağırlamaktadır.

Bu eşsiz manevî süreklilik, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Konya’daki ilgili birimler ve kurumların büyük özverisiyle mümkün olmaktadır. Şeb-i Arûs programları; vakar, derinlik, samimiyet ve yüksek bir kültürel bilinçle icra edilmekte; Konya’dan ayrılan herkes Türkiye’ye karşı içten bir minnet ve takdir duygusu taşımaktadır.

⸻

Kişisel Teşekkür ve Takdir

Bu vesileyle şahsen;
Sayın Bakan Saeed Noori’ye,
değerli ekibine, özellikle Sayın Pınar Çavuşoğlu’na (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara),
Sayın Erdoğan Erdoğmuş’a (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Genel Müdür Yardımcısı),
yardımcısı Sayın Duygu Hanım’a
ve Konya’daki tüm görevli personele
bu büyük manevî mirası insanlık adına böylesine zarafet, düzen ve samimiyetle yaşattıkları için en içten şükranlarımı sunarım.

⸻

Rumi’nin Yaşayan Mirası — Nesilden Nesile

Özellikle Mevlânâ Uluslararası Merkezi ve Konya’da yaşayan Mevlânâ Rumi’nin 22. kuşak temsilcileri, bu büyük emaneti asırlardır sadakatle muhafaza etmektedir.
Günümüzde bu miras, Mevlânâ soyundan gelen Sayın Esin Çelebi Hanımefendi tarafından vakar, hikmet ve sorumluluk bilinciyle temsil edilmektedir.

Türkiye, bu emanetle yalnızca tarihini korumamakta; insanlık için yaşayan bir manevi mirası geleceğe taşımaktadır.

⸻

Konya’dan yükselen mesaj açıktır — yumuşak ama güçlü, kadim ama bugün için hayati:

Silahlar konuşmadan önce kalpler birleşsin.
Korkunun başarısız olduğu yerde sevgi rehber olsun.
İnsanlık hatırlasın: Hepimiz tek bir aileyiz.

Konya yalnızca Mevlânâ’nın şehri değildir.
Konya, insanlığın vicdanıdır.

Ve mesajı ebedidir:

İleriye giden yol sevgidir.