Ah şu yabancı sermaye, senle de olmuyor sensiz de...

  • GİRİŞ10.08.2011 08:25
  • GÜNCELLEME10.08.2011 08:25

Ah şu yabancı sermaye, senle de olmuyor sensiz de...

Geçen hafta yaşanan ekonomik çalkantıların üzerine, bir de ABD nin kredi notunun düşürülmesi yerli ve yabancı piyasaları allak bullak etti. Avrupa ülkelerinin de bir biri ardına borç yüklerinin arttığı ve dar boğaza girecekleri sinyali akıllara “ikinci dip” ya da “küresel kriz geri geliyor” düşüncesini getirdi.

Biz ise dersini iyi yapmış öğrenci edası ile tuzumuz kuru havalarında ama yine de temkinli olarak bekledik olacakları.

Geçen haftadan itibaren Merkez Bankası (MB)’nın aldığı tedbirler ve heran ekonomiye müdahale edebileceği sinyali az da olsa iç piyasayı rahatlatmıştı. Fakat hafta başında önce yabancı, sonra da yerli borsaların ardı ardına değer kaybı (bazıları “çöküş” kelimesini kullanıyor ki felaket tellalığıdır bu), doların 1,80 TL, avro nun da 2,50 TL ye dayanması, altının rekor üstüne rekor kırması bize bir kere daha bir şey hatırlattı.

Eeee... Sorun ne peki?

Borç stokumuz nazarlık, enflasyonumuz iyi seviyelerde seyrediyor, üretim endeksi haziranda bile %7 lerde, büyüme oranından bahsetmiyorum bile... Eeee... sorun ne peki?

Sorun bugünün sorunu değil, küresel bir kriz dalgası ile sarsılınca açıklanabilen birşey değil. Ama ilk panikte ortaya çıkacak olan bir şey, yani ülkedeki yabancı sermayenin varlığı. Yani bize ait olmayan para! Yani Johny’nin Tommy’nin parası ile büyümeye kalkma, ama Johny ile Tommy kızar da parasını alır giderse bizim ciddi zarar edeceğimiz para.

Bu sorunun temelleri aslında 2003 yılına dayanıyor. Bu köşeden defalarca yazdık 2003’den beri sürdürülen yüksek faiz düşük kur politikaları ile yabancı sermayeye cazip gösterilen sermaye piyasamız, pamuk ipliği ile bize bağlı olan bu yabancı sermayenin bir anlamda ağzının içine bakıyor.

Üretim tabanlı büyüme

Çünkü, 2003 yılından beri geride bıraktığımız 8 yıllık ekonomi planımızda üretim, hem de katma değeri yüksek üretim yapılmadı. Enflasyonu düşük tutup iç talebi canlı kılmak adına yabancı sermaye girişi özendirildi. Düşük kurun başımıza bela ettiği cari açık da yanımıza kar kaldı. Şimdi gelinen nokta itibari ile dün MB başkanı faiz indiriminin önü açık diyor. Çok şükür...

Üretim tabanlı büyüme eleştirilerime, karşı eleştiri olarak üretim endeksi oranlarını getiriyorlardı. Şimdilerde ise inşaat sektöründe üretimin %40 oranda arttığından bahsederek beni tekzip etmeye çalışanlar var. Bakınız, inşaat sektörünün geldiği noktada TOKİ’nin payı tartışılmaz. Konut kredilerinin de düşük seyretmesi aslında süreci besledi. Fakat TOKİ’nin hizmeti sosyal bir yatırımdır. TOKİ bundan bir ticaret işletmesi gibi katma değer yaratmayı hedeflememiştir. TOKİ tamamen sosyal devlet anlayışının bir ürünüdür ve misyonun yerine getirmektedir. Dolayısıyla, üretim artıyor, üretiyoruz, üreterek büyüyoruz diye kimse masal anlatmasın.

Çok merak edenler varsa, ithalat edieln malların cinslerine baksınlar, hatta daha da ileri gidip mal faturalarını incelesinler. Hammade ve ara malı ithalatının geldiği nokta bize neyi ne kadar ürettiğimizi gösterecektir.  

Ama gelin görün ki, bu para o kadar tatlı birşey ki, yerli ya da yabancı farkketmiyor. Ülkede dövizi bollaştırıp fiyatını ucuzlatıyor ve düne kadar evimize girmeyen birçok teknolojik yeni ürün ve alamadığımız hizmeti sağlamış oluyoruz. Bu sayede harcamalarımız artıyor, piyasa canlanıyor, TL değer kazanıyor, dünyada itibarımız artıyor, yerli üretim can çekişiyor ama olsun biz ihtiyaçlarımızı bir şekilde karşılıyoruz, yani günü kartarıyoruz ötesi var mı... yok tabi.

Ötesi işte bugün geldiğimiz ve içinden geçmekte olduğumuz süreç. Ben de bazıları gibi sadece “efendim, olası küresel kriz ya da rüzgarı ihracatımızı etkiler, gerisi aynen kalır” demeyi çok isterdim ama ne yazıkki sadece bu değil, dahası da var.

Murat Cemberci - Haber 7
Muratcemberci@unkar.com

Yorumlar3

  • levent 12 yıl önce Şikayet Et
    Biyikli yabancilar. Cari acigi patlatan ozel sektorun asiri ithalati - yillar boyunca yurtdisina kacirdiklarfi milyarlarca dolari turkiyeye sokmanin en garantili yolu kendi paralarini teminat gosterip kredi almis gibi yapip o krediyi turkiyeye sokmak - back to back kredi - Turkiyedeki buyuk yatirimlar icin bu paralarini getirmeleri normal ama ozel sektor parasini getiriyor diye olusan acigi cari acik olarak gormek normal degil - esas kamu cari acik verirse korkmak lazim
    Cevapla
  • nexuspower 12 yıl önce Şikayet Et
    Dert Ettiğiniz Şeye Bakın. Unutmayalım yabancı sermaye daha önceleri faizlerin yükselmesiyle ülkeye girebiliyordu. Üstelik bu paralar hiçbir yatırıma gitmiyor sadece borçları kapatıyordu. Şimdi ise tam tersi faiz oranları sürekli düşüyor. Kredi notumuz istikrarlı bir şekilde artıyor. Hem büyüyor hem de enflasyonu düşüyoruz. Hadi diyelim jonny tony birden çekti parasını (niye çekecekse) olacağı en fazla döviz kurunun artması olacaktır. Döviz kurunun artmasıyla da bugüne kadar hiç bir ülke batmamıştır. Bu sayede sizin şikayetçi olduğunuz ithalat oranı önemli miktarda azalacak ihracat coşacaktır. Piyasalar bir süre sonra dengeye gelecektir. Bu mu yani dert ettiğiniz.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • süleyman çağlar 12 yıl önce Şikayet Et
    SICAK PARA ÇEKİP GİTSE BATIYORUZ ÖYLEMİ......... bazı insanların gerçekleri söylemesi ne kadar güzel bir şey.ekonomimiz pamuk ipliğine bağlıymış.bu rüyadan uyanınca ne olacak peki....
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat