Döviz fiyatında artışın temel nedeni

  • GİRİŞ13.10.2011 09:03
  • GÜNCELLEME13.10.2011 09:03

Eylül ayının ortasından itibaren döviz fiyatının artışından ve TL’nin kısa süre içerisinde değer kaybından bahsediyoruz. Bu gelişmelere sebep arıyoruz ve çeşitli yorumlar yapıyoruz. Dün Merkez Bankası (MB) Ağustos ayı “Ödemeler Bilançosu” rakamlarını açıkladı. En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyelim. Bu rakamlar bize gösterdi ki; döviz fiyatının artışının en büyük sebebi, ülkeye giren dövizin azalmasıdır.

Geçtiğimiz aylarda 7-9 milyar dolar civarında dolaşan döviz açığımız (cari açık) ağustosta 3.9 milyar dolara geriledi. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, önceki aylarda ülkeye cari açık rakamından fazla döviz girerken Ağustos ayında sadece 392 milyar dolar döviz girmesi. Oysa önceden her ay döviz açığından fazla döviz girişi olur, bu bolluk dövizin fiyatını ucuzlatır, fazla döviz rezervlere eklenirdi. Temmuz ayından itibaren döviz girişinin azaldığını ve çıkışın arttığını görebiliyoruz. Bu durum da döviz fiyatının artmasına sebep oluyor. Döviz fiyatının kısa sürede bu kadar artması, kendisini sorumlu hisseden MB’nı harekete geçirdi ve yaklaşık 3 haftadır ciddi oranlara döviz tanzim ihaleleri düzenlendi. Bir nebze de olsa dövizin ateşi söndü diyebiliriz. Ama döviz girişi artmadığı sürece MB rezervlerinin çok fazla dayanmayacağını da ifade edebiliriz.

Bu taboladan çıkarılması gerekenler;

1.    Cari açığın çok disiplinli bir şekilde yönetilmesi gerekir. Tek başına küçülmesi bir işe yaramadığı gibi büyük oranlara ulaştığında da ülke ekonomisinin en büyük tehdit unsurudur.
2.    Cari açığın sebebinin ucuz döviz olduğunu defalarca yazmıştık. Ülkedeki döviz giriş-çıkış dengesi aynı derecede önemli ve cari açığı besleyen ya da bitiren temel etkendir.
3.    Dışarıdan yeterli derecede döviz girişi olmazsa içeride döviz kıtlığı fiyatları yükseltir, dengelemeye çalışan MB da rezervlerini eritir.
4.    Dışarıdan döviz girişi sadece sermaye hareketi ile olmaz, üretim yapısı güçlü, katma değer yaratan ve dünyada kendi markasını yaratan sanayilerin ihracatı ile olur ki, bu en çok arzu edilenidir. İşlerin yolunda gittiği dönemde üretim ve ihracat konularında yapısal reformlar yapılmış olsaydı bugün döviz girişini sermaye hareketlerinden beklemezdik.  

Dr. Murat Çemberci / Haber 7

muratcemberci@unkar.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat