Dokunmayın Merkezime, gariptir...

  • GİRİŞ02.11.2011 10:19
  • GÜNCELLEME02.11.2011 10:19

 

Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası (MB), gecelik faiz oranlarını artırmış ve 2010 Mayısından beri gösterge faizi % 9,42 ile en yüksek seviyeye çıkmıştı. Bu faiz artışının ardındaki görünen ve görünmeyen nedenleri henüz faiz artışı olmadan zaten ifade etmiştik. MB’nın sürekli müdahalelerine en son zorunlu karşılıklara çekilen altın ayarı da eklendi. MB bu müdahaleleri ardı ardına sıralarken, dün Yunanistan’daki referandum depremi dünya piyasalarını salladı. Yunan hükümetinin Avrupa’nın kendisi için hazırladığı kurtarma paketini ve tasarruf önlemlerini referanduma götüreceğini açıklamasının ardından Euro Bölgesi borsaları düşüşe geçti. Bu düşüş bize de yansıdı ve hafta başında 1,75 TL civarında olan doların fiyatı 1,805 TL civarında işlem gördü. Bu son gelişmenin ardından, bu zamana kadar MB’nın müdahalelerini gerekli ve yerinde bulan kesimin dahi, bu kadar müdahalenin sonunda doların halen daha 1,800 TL seviyelerinde dolaşmasına tepki gösterdiğini bizzat gördük. Bu kadar müdahale ile bir arpa boyu yol alınamaması elbette eleştirilecekti. Nitekim, gelinen nokta itibari ile de bu durum sorgulanmaya başlandı.

Eylül başından beri ifade ettiğimiz gibi, Avrupa kökenli olası kriz ülkemiz sermaye piyasalarını ciddi anlamda etkiledi. Döviz fiyatının yükselmesi ve TL’nin %10 civarında değer kaybetmesi dengeleri değiştirdi. O günlerde de belirttiğimiz gibi MB’nın müdahaleleri ateşi söndürmeye yetmeyecekti. Çünkü, piyasadaki dalgalanmalar bizden kaynaklanmıyordu, dolayısıyla bizim yapabileceğimiz tek şey beklemek ve pozisyonumuzu almaktı. Nitekim de öyle oldu ve müdahaleler rezerv eritmekten öteye gitmedi.

 

Biraz hesap yapalım.

2012 de hedeflenen dış borç rakamı 45 Milyar Dolar. Bu rakamın 11,7 Milyar Dolar’ı kamuya, 33,3 Milyar Doları’ı da özel sektöre ait. Dolar rezervimiz 85 Milyar Dolar. Dünyanın 23. büyük ekonomisiyiz. Fakat cari açıkta dünyada 3. sıradayız.

Bakıldığında tabloda çok anormal bir durum yok. Cari açık halen daha yüksek, fakat kontrol edilebilir, çünkü döviz rezervimiz fena gözükmüyor. Fakat Ağustos ayından beri ülkeye giren döviz rakamında ciddi bir düşüş var, çıkış ise düşüş kadar hızlı değil. Yani, ülkeden döviz çıkışı son dönemde söylenilenin aksine hızlı değil, fakat giriş son derece yavaş. Bu durum iç dengelerimizde Dolar/TL rakamını etkiliyor. Bu aşamada MB’nın günü kurtarmaktan başka bir işe yarayan tedbiri söz konusu olamaz. Dolayısıyla MB’na yüklenen aşırı misyonun yersiz olduğunu düşünüyoruz.

Bir kaç tahmin  

MB’nın faiz artırıcı politikası kalıcı olursa büyüme rakamımızın yeni dönemde %5 civarında olabileceğini düşünüyoruz.

Faiz artışı beraberinde bankaların kredi ve mevduat fazilerini artırmalarına sebep oldu. Bu aşamada başta konut kredileri olmak üzere, diğer kredi rakamlarının da artması piyasada bir daralmaya yol açabilir.  Zaten, önümüzdeki yıl büyüme rakamını % 5 civarı görmek ciddi daralma olacağı anlamına gelir.

Konut kredilerinin faiz oranlarının artması, zaten arz fazlası olan konut piyasasında konut fiyatlarını düşürebilir. Bu etki inşaat üretiminde bir daralmaya neden olabilir. Bu da tüm ekonomide kendisini hissettirecektir.

Kısaca, geçen seneye oranla zor bir yıl bizi bekliyor. Hedeflerimizi iyi belirlememiz ve planlamamızı sağlam yapmamız gerekiyor.  

Dr. Murat Çemberci / Haber 7
muratcemberci@unkar.com

Yorumlar1

  • Sarcan 12 yıl önce Şikayet Et
    Merkez turşuluğa mı başlasın?. Merkez son zamanlarda piyasadaki çalkantıyı önlemek dolar sattı. Neymiş efendim; döviz rezervi eriyormuş. O dövizler piyasadaki ani fiyat hareketi olan şimdilerde kullanılmayıp da ne zaman kullanılacaktı? Bekletip de turşusunu mu kuracaktı? 2-3 ay sonra ABD'nin para basacağını açıklamayacağı nereden biliniyor? Hem cari açık veren, trilyonlarca dolar borcu olan ABD aşırı değerli dolara ne kadar tahammül edebilir? ABD ergeç doları düşürmek için bir operasyon yapacaktır. Aksi takdirde ABD'li idareciler ABD'nin anahtarlarını Çin'e teslim etsinler....
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat