Riyaziye meseleleri

  • GİRİŞ21.06.2011 08:33
  • GÜNCELLEME21.06.2011 08:33

Aşağıdaki yazıyı 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra yazmıştım. Dönemi hatırlarsınız: Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı seçtirmemek için verilen demokrasi dışı mücadele, eski başsavcı Sabih Kanadoğlu'nun 367'yi icat etmesi… Anayasa Mahkemesi'nin hukuku ayaklar altına alması…  Cumhuriyet mitingleri… Genelkurmay'ın internet sitesine bir Cuma gecesi bomba gibi düşen e-muhtıra… CHP-MHP koalisyonuna kesin gözüyle bakılması… AK Parti'nin % 48 oy alacağını tahmin eden Tarhan Erdem'le 'erdemli tarhana' diye dalga geçilmesi… Sandıkta umulanı vermeyen vatandaşın 'göbeğini kaşıyan, üstelik denize sırtını dönen, kısa ve kıllı bacaklı ucûbe' haline gelmesi… 367'ye âlet olan Anavatan ve Doğru Yol Partisinin tarihten silinmeleri...

 Hızla değişen Türkiye'nin bir tarafıyla da ne kadar az değiştiğini gösteren bu yazı, bugüne de cuk oturduğu için, tekrar yayınlamak istedim. Buyurun:

                                                                                                        ***

- Riyaziye meselelerini hallettin mi?’

Matematik problemlerini çözdün mü?’ demektir bu.

Eskiden bilim dili böyleydi.

Bir müsellesin zaviyetân-ı dâhiletan mecmûu 180 derecedir. Yani, bir üçgenin iç açıları toplamı… Anladınız. Nısf-ı kutru 10 santim olan üstüvane, yarıçapı 10 santim silindir.

Tanpınar’ın televizyona uyarlanan Bir Tren Yolculuğu adlı hikâyesinde duymuştum bu lafı.

1988’de, edebi uyarlamalar yönetmeni Tunca Yönder çekmişti. Senaryosunu Bilgesu Erenus ve Mehmet Atak yazmışlardı. Talebe kıza ‘Riyaziye meselelerini hallettin mi?’ sorusunu soran da galiba Mücap Ofluoğlu’ydu.

***

İstanbul’un Kocamustafapaşa semti meşhurdur, Yahya Kemal’in ‘Kocamustâpaşa’ şiiriyle de iyice ölümsüzleşmiştir.

Ama bir de Küçükmustafapaşa semti vardır.

Kocamustafapaşa Fatih ilçesinin Marmara kıyılarında, Küçükmustafapaşa aynı ilçenin Haliç kıyılarındadır.

Küçükmustafapaşa’yı bugün daha çok Karadenizliler iskân etmişlerdir.

***

Küçükmustafapaşa’nın yetiştirdiği önemli adamlardan biri Riyaziyeci Salih Zeki’dir.

Riyaziyeci Salih Zeki 1864’te bu semtte doğmuştur.

Nitekim bugün o civarda adını taşıyan bir mektep bulunur: Riyaziyeci Salih Zeki İlköğretim Okulu.

Riyaziye, ‘matematik’ demektir. Üstat, ünlü matematikçilerimizden biridir.

 

Fakat Salih Zeki, asıl şöhretini galiba Halide Edip’in ilk kocası olmasına borçludur. Ünlü kadın yazarımız ilk yazılarında ‘Halide Salih’ adını kullanır. İki oğlu Ayetullah ve Hikmetullah’ın babası Salih Zeki’dir. Halide Edip, dokuz yıllık evliliğin ardından, Salih Zeki bir hatun daha almaya karar verdiğinde, ondan boşanacaktır. Daha sonra Osmanlı Türklerinde İlim kitabının yazarı Dr. Adnan Adıvar ile evlenecektir.

***

İddiayı patlatıyorum:

Geri kalmamızın tek (evet tek!) sebebi, sayı saymayı bilmememizdir!

Batının ilerlemesinin tek (evet tek!) sebebi de, sömürgecilik falan değildir. Sayı saymayı bilmesidir.

İddiam büyük, ama sözümden dönersem namerdim!

Medeniyetlerin (İslam medeniyeti de dahil) harcındaki en mühim unsurun matematik olduğu bu kadar açıkken, kimse de bana tükürdüğümü yalatmaya kalkmaz herhalde…

Hele tek günahı sayı saymak olan Tarhan Erdem’e ‘Ya sayı saymayı bilmiyorsun, ya hiç dayak yememişsin’ tarzından çıkışların, 2007 Temmuz seçiminin hemen ardından kara mizaha dönüştüğü şu günlerde…

***

Salih Zeki dört yaşında annesini, altı yaşında babasını kaybeder. Mahalle mektebindeki öğretmeni ‘Bu çocuk haylaz, okumaz’ deyince, okuldan alınıp bir esnafın yanına çırak verilir. Neden sonra yetimlere mahsus Darüşşafaka’ya girer. Posta ve Telgraf Kalemi’nde memuriyet, bir yıl Paris’te eğitim… 1895’te Beyoğlu Rasathane’sinin müdürü olur.

O yıllarda Halide Edip, Üsküdar Amerikan Kız Koleji talebesi. Feylesof ve Doktor Rıza Tevfik’ten özel olarak Fransız edebiyatı, Doğu edebiyatı ve felsefe dersleri almış. Feylesof’un müthiş üslubuna meftun olup doğu mistisizminin tesirinde kalmış. Babasına ‘Matematikte zayıf kaldım’ der.

Salih Zeki Halide Edip’in, Türk kadınının ve Türk erkeğinin zihninde şark esoterizmini felsefe-i müsbete, yani pozitif felsefe ile dengelemeye çalışan adamdır. Nitekim evlendikten sonra ikisi birlikte bir makale yazarlar: Auguste Comte ve Felsefe-i Müsbete.

1910’da Tevfik Fikret, Galatasaray Lisesi müdürlüğünden istifa eder, yerine Salih Zeki atanır. Devrin basının ‘edebiyatçı mı, bilim adamı mı’ tartışmalarıyla şenlenir.

1913’te, İstanbul Üniversitesi’nin rektörüdür Riyaziyeci.

Akıl hastalığına yakalanır maalesef. Ömrünün son yıllarını, hala psikiyatri hastalarına hizmet veren, Şişli’deki Fransız La Paix (‘Lape’ okuyun) geçirir. 1921’de son nefesini verir.

Fatih Camii’ndeki mezar taşına, Yenikapı Mevlevihanesi’nin son şeyhi Abdülbaki’nin düştüğü tarih yazılır:

Gitti Salih Zeki eyvâh eyvâh’

Bu mısra, ebced hesabıyla Riyaziyeci’nin vefat tarihini ihtiva eder.

***

Hem sayı sayan hem de bu bilgileri derleyip yazan matematik hocası Haluk Oral’a da, 2003’te Matematik Dünyası dergisinde çıkan Salih Zeki yazısından dolayı teşekkür etmek gerek.

Tarhan Erdem’e de, bütün sayı sayanlara da…

Dr. Oğuz Tan - Haber 7
oguztan@mcaturk.com

NOT: Geçen haftaki yazımda sehven Reagan demokrat, rakibi Mondale cumhuriyetçi olarak geçmiştir. Hâlbuki tam tersi doğrudur, yani Reagan cumhuriyetçi, Mondale demokrattır. Düzeltir, özür dilerim.

Yorumlar2

  • mermus 12 yıl önce Şikayet Et
    Geri kalmamızın tek (evet tek!) sebebi, sayı saymayı bilmememizdir!. İyi , hoş, güzel de...Neden bilmiyoruz?
    Cevapla
  • Göktuğ HİLAL 12 yıl önce Şikayet Et
    Matematik. Matematik bilmemek zor bir durum. Yazının altına imzamı atarım. Matematik ekmek ve su kadar önemlidir. Hayatı etkilemiyor sosyal bilimler daha gerekli denilebilir ama beynimiz kalbimiz tüm bedenimiz belli bir matematik ile çalışıyor. Bedenin matematiği bile bozulduğunda neler nler geliyor başımıza.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat