Türkiye muhazakârlaşıyor mu laikleşiyor mu?

  • GİRİŞ11.10.2011 09:46
  • GÜNCELLEME11.10.2011 09:46

''-Anadolu'da içki içecek lokanta kalmadı,'' muhabbeti yıllardır sürer gider. Öte yandan:
''-Dizilerde neden hiç türbanlı kadın yok?'' muhabbeti çıktı son zamanlarda.

Bir taraf, ''Ülkemizde muhafazakârlık hızlı bir yükselişte'' diyor, diğer taraf ''Muhafazakârlar 80 yıldır baskı altında'' iddiasını dilinden düşürmüyor.
On veya yirmi yıl sonra Türkiye nasıl bir yer olacak kendi tahminlerimi söyleyeyim:

                                               ***
Dizilerde bol bol türbanlı kadın olacak.
Liseli kızlar arasında türbana rağbet artacak ve liselerde türban serbest olacak.
Türbanlı öğretmenlere, okul müdürlerine rastlamak vakayi-i âdiyeden olacak.
Türbanlı banka müdürlerine rastlayacağız.
Türbanlı başhekimler görmek bizi hiç şaşırtmayacak.
Mahkemelerde karşımıza türbanlı hakimler çıkacak.
Üniversite öğrencileri anfilere girdiklerinde, karşılarında türbanlı öğretim üyeleri görecekler.

                                               ***

Öte yandan etek boyları da giderek kısalacak.
İçkili mekânların hem sayısı hem kalitesi artacak.
Şarap uzmanlığı yaygın bir hobi, hattâ mûteber bir meslek haline gelecek.
Türk mutfağına hayranlık duyan yabancılardan bile sık sık duyduğumuz 'Ağzıma koyamadığım üç şey var: Rakı, işkembe çorbası, kokoreç' sıralamasında daima ilk sıraya yerleşen millî içkimiz, batıya doğru yayılarak 'Tadı keskin, kokusu sert, ama istisnâî bir lezzet' muamelesi görecek.

Ateist olduğunu açıkça îlân etmek, ateizmi savunmak, İslâmiyet'i eleştirmek normal karşılanacak.
Ebeveynler çocuklarının homoseksüel olduğunu öğrenince elbette üzülecekler; ama  homoseksüllerin sapık veya ahlâksız olmadığı, hepimiz gibi birer insan olduğu anlayışı kabul görecek.

                                               ***
Türk kadınlarının yüzde 60 ilâ 70'i başını örtüyor. Ancak 1-Sosyoekonomik seviyesi yüksek Türkler (yani beyaz Türkler) geleneksel dindarlık anlayışından uzaklaştıkları ve 2-Muhafazakârlara gerçekten baskı yapıldığı için başörtüsü, modern Türkiye'nin 'kamusal alan' denen harîm-i ismetine sokulmadı.

Halbuki köylüler kente geldiler, iyi okullara gittiler, yabancı dil öğrendiler, dünyayı gezdiler, fabrikalar kurdular... Elbette geleneklerini, dinlerini, mânevî değerlerini de yanlarında taşıyacaklar.

Öte yandan, laikleşme geri dönülmez bir süreçtir. Türkiye her geçen sene mutlaka daha laik bir ülke olacaktır.

Çünkü laiklik üstüne titrenerek korunması gereken mukaddes bir hatıra değil, sosyolojik bir süreçtir.

Kentleşme, üretimin motorunun tarım olmaktan çıkıp ticaret-sanayi-hizmet sektörü haline gelmesi, serbest rekabete dayalı piyasanın oluşması, bu piyasanın Çin'den Kenya'ya ve Malezya'dan Arjantin'e kadar dünyanın dört bir tarafıyla iş yapması, bilginin üniversite kürsülerinden evlerimizdeki bilgisayarlara kadar yayılması, kızların profesyonelleşmede erkekleri yakalaması...

İşte bütün bunlar oluyorsa...

Nutuk okuyup Anıtkabir'e yürümeye hiç gerek yok, laiklik bir kale gibi sapasağlam duruyor ve giderek kendi kendini tahkim ediyor demektir.

                                              ***
Erkek arkadaşlarıyla el ele gezen türbanlı kızlar da artacak...
Namaz kılan mini etekli kızlar da çoğalacak....
Meyhanelerde kadeh tokuşturan arkadaşlarına portakal suyuyla refakat eden türbanlı kadınlar da olacak...
Bekâret kavramı muhafazakâr camiada da eski ehemmiyetini kaybedecek...
Modern Türkler muhafazakârlara haksızlık yaptıklarını kabullenecekler, onların varlığını kabul ve haklarını teslim edecekler...
Muhafazakârlar da istemeseler bile laikleşecekler...
Gerçek laikliğin özgürlük demek olduğunu herkes yaşayarak öğrenecek..
Herkes özgürlüğün tadını alacak...
Ve kimse eski Türkiye'ye geri dönmek istemeyecek...

Dr. Oğuz Tan/ Haber
Psikiyatri Uzmanı

Yorumlar5

  • ahmet gençaslan 12 yıl önce Şikayet Et
    AH KEŞKEM, KEŞKEM KEŞKEM. Bu dileklerine katılmamak mümkün değil, zaten İslam dini hoşgörü dinidir, dinde zorlama yoktur. Her kim ne yaparsa Allah için yapıyor, senin günahını ben, benim günahımı sen çekmeyeceksin. Öyle ise şu dört günlük dünyayı birbirimize zehir etmenin ne anlamı var, herkes gönlünce yaşasın.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • fatih karakaya 12 yıl önce Şikayet Et
    yozlasma?. beyfendi laiklik sadece ve sadece yurutmenin koydugu kurallara gore isler. bugun ki hukumet ozgurlukcu bir tavir koyuyor ama yarin ne olacak belli degil! fransa da laiklik adina muslumanlar zulum goruyor, okula gidemiyor kamu gorevlisi olamiyor! her gecen gun daha da berbatlasiyor! kaldiki turkiye de yarin basortulu kadin hakim gormemiz mumkun degim! basortulu bir bassavci, dekan, vs... laikligi ozgurlukcu gibi savunmaniz tuhaf
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Cevat EŞ 12 yıl önce Şikayet Et
    Pöhh. Birileri Laikliğin şunun bunun teminatı olduğunu ötmüş ki ötmüş... Sanki Laiklik adına sadece bu ülkede binlerce kişi öldürülmemiş, faili meçhuller hatta Laik sistemin bekası için yandaşını kurban etme olayları olmamış gibi konuşuyor. Yazarın saçmalıklarına cevap vermeye gelince; DEĞMEZ...
    Cevapla
  • mermus 12 yıl önce Şikayet Et
    Bu dediklerinin çoğu 20 yılda değil 20 dakikada da oluyor. Fatih'ten Beyoğlu 20 dakika çekiyorda.
    Cevapla
  • tuncay tezel 12 yıl önce Şikayet Et
    LAİKLİK MÜSLÜMAN VATANDAŞLARI YOBAZLARDAN, GERİCİLERDEN KORUYAN SİSTEMİN ADIDIR. Laiklik Allahın dinde zorlama yoktur hükmünün kanunlaştırılmasıdır. Hoşgörünün, herkesin dininin kendine olduğunun, barışın, sevginin, anlayışın büyük ilkesidir. Laiklik hakiki Müslümanları El Kaide, Taliban gibi Marksist Leninist terör uygulayan karanlık radikal yapılardan koruyan sistemin adıdır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat