'Kör göze parmak' Olacak O Kadar

  • GİRİŞ27.10.2009 14:22
  • GÜNCELLEME27.10.2009 14:22
Soğuk savaş döneminden kalma espriler, 10 yıldır bitmeyen sarhoş taklidi… Sıkıldık artık Levent Usta, biz kanalı değiştirmeden sen kendini değiştir. Olmasın artık o kadar…
 
Ekran klasiği haline gelen bir yemek programı. Bir yemek programı nasıl bu kadar dinamik sunulabilir, seyirciyi ekrana bağlar. Alkışlar Oktay Usta ve Yeşil Elma’ya…
 
Ezel’i sık sık köşemize konuk ediyoruz. Bu sefer usta oyunculuğuyla dikkat çeken Kenan İmirzalıoğlu’nun usta oyunculuğuna değindik.
 
Çarpık ilişkilerin yaşandığı ‘Nefes’e okurumuz dikkat çekmiş biz de yayınlıyoruz.
 
Hülya Avşar ve konukları… Yıllardır o kadar çok konuştu ki artık konuşacak bir şeyi kalmamış. Ekranda öylece duruyor.
 
Kafamız karıştı, Domuz Gribi’nden korunmak için aşı olmalı mıyız olmamalı mıyız? Reytinge malzeme edilecek kadar basit mi bu iş?
Uğur Dündar'ın 'sorumlu haberciliği'ne bir bakış...
Ve zorunlu Ekran Timi üyeliği nedeniyle ekran başında geçen dakikalardan çarpıcı notlar...
 
 Ekran Timi bildiğiniz gibi. Buyurun okuyun:
 
‘Kör göze parmak’ Olacak O Kadar
 
Olacak O Kadar neredeyse özel televizyonculuk tarihiyle yaşıt. Yayınlandığı dönemlerde siyasi eleştirileriyle dikkat çekmiş ve birçok insanın takdirini kazanmıştı.

Levent Kırca’nın kaptanlığında uzun dönem güzel işler yaptı. Kırca’nın son dönemlerde ‘Siyasi eleştirileri nedeniyle’ ekrana çıkamadığı yönde şikayetleri oluyordu. En son Fox’ta yeni bölümlerine denk geldim.
 
Levent Kırca hala 10 yıl önceki esprileri yapmaya çalışıyor. Hala aynı jargonu, aynı üslubu kullanıyor. Tamam 10 yıl önce komik geliyordu. Zaten 10 yıl önce ‘Bir Demet Tiyatro’yu da bayıla bayıla izliyorduk.
 
Ancak en son denenen ‘Bir Demet Tiyatro’ tüm çabalara rağmen tutmadı. Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ gibi ustalara rağmen 10 yıl önceki tadı bulamadık.
 
Aynı sorun ‘Olacak O Kadar’ için de geçerli. Her müziğini duyduğumda, her ekranda gördüğümde 90’lara dönüp nostalji yaşıyorum.
 
Ama usta, gitmiyor be aynı espriler. 10 yıldır sarhoş taklidiyle oyalıyorsun bizi. Geçen 15 dakika baktım programa 10 dakikası sarhoş muhabbetiydi. Jeneriklerde de sarhoş parodileri yayınlanacağı duyuruluyordu.

Olmuyor böyle. ‘espri’nin sözlük anlamı bile kayboluyor senin parodilerde. Göze soka soka mizah mı yapılır. Biraz incelik bekliyoruz. ‘Kör göze parmak’ Olacak O Kadar… Beni ekrana çıkarmıyorlar diye isyan etmek ne kadar doğru. İzlenir, güncel bir iş yap herkes seni baş tacı yapar.
 
‘Olacak O Kadar’ diyemiyoruz artık. Malzeme çok birini beğenmezsek başkası var. Elimizin altında kumanda 10 yıl önce izlediğim sarhoşu neden hala izleyeyim. Değiştir kendini ben kanalı değiştirmeden önce…

Hülya Avşar soramayınca, konuklar da cevap veremiyor
 
Ünlü sanatçımız, her şeyimiz Hülya Avşar Habertürk’te bir program yapıyor. Bugünlerin popüler, biri sorar öbürü cevap verir formatındaki programlarından birisi de Hülya Avşar Soruyor. Yıllardır hep Hülya Avşar’a sordular o cevap verdi. Yapımcılar oturup düşünmüşler ve demişler belli ki yeter, artık sorma sırası Hülya Avşar’da.
 
O da son derece gelişmiş, aşmış taşmış özgüveniyle, çıkmış ortaya tabi ya demiş en güzel soruları da ben sorarım. Hem kim var bu caanım ülkede benden daha iyi yapan her şeyi. Lakin soramıyor ki! Bir kısmına tahammül etmeye çalıştığım programda Pakize Suda ve İvana Sert konuktu. Program tamtamına dökülüyordu ekranda. Hülya Avşar bir türlü konu açamıyor, ıkınıyor, sıkınıyor ama olmuyordu. Haliyle o soramayınca, bir konu açamayınca konuklar da bir şey anlatamıyor, cevap veremiyordu.
 
Ekranda döküldüğünün bal gibi kendi de fakrında olan Hülya Avşar son günlerin popüler oyuncağından hulahup’tan medet umuyor bu kez. Michelle Obama’nın Beyaz Saray’ın bahçesindeki hulahup gösterisinden ilham alarak stüdyoya getirdiği hulahupu önce bir kendi çevirmeye çalışıp başaramayınca, bu kez konuklarından çevirmelerini rica ediyor. Fakat o da ne stüdyoya hazırlıksız gelen konuklar Hülya’nın yarım saate varan rica ve yalvarmalarına canlı yayında olumsuz cevap veriyorlar.
 
Soru çıkmayınca, hulahup da çevrilemeyince Avşar bu kez son günlerin birinci gündem maddesi olan Kürt Açılımı’ndan medet umarak Suda’ya soruyor, ne düşünüyorsun diye. Fakat o da ne, Pakize Suda’nın canı hiç konuşmak istemiyor. İvana ise fazla ketum. Ekranda büyük bir boşluk, bin anlamsızlık kol gezerken ben artık daha fazla tahammül edemiyorum Hülya Avşar’ın soru soramamasına ve geçiyorum başka kanala.
 
Kanal D Haber ne yapmaya çalışıyor?
 
Domuz gribinde yaşanan ilk ölümle beraber Türkiye’de grip paniği giderek artıyor. Her televizyonda farklı seslerin dile geldiği ortamda bilinçsiz halk okudukları, işittikleriyle daha da bir panikliyor. Kasım ayıyla birlikte aşılamaların başlayacağı bir ortamda aşı yapılmalı mıyız, yapılmamalı mıyız sorusunun cevabı ise giderek bir muammaya dönüşüyor. TV yayıncılığının hele de sağlık söz konusu olunca büyük bir sorumluluk gerektirdiğine inanan birisi olarak dün gece Kanal D’nin iki sağlık bakanını vuruşturduğu haberini hayretler içinde izledim.
 
Sağlık Bakanı Recep Akdağ aşılar hakkında ve aşıların kimlere ve ne zaman vurulacağı hakkında açıklamalar yaparken bir yandan da aşı hakkında çıkan dedikodulara cevap veriyor. Eğer bu tartışmalar yüzünden bir kişi bile aşı olmaz ve eğer ölürse bunun hesabını kim verecek diye sorarken, Sağlık Eski Bakanı Osman Durmuş ise tam tersine açıklamalar yapıyor. 
 
Zıt görüşlerin ve meydan okumaların yer aldığı haberde iki bakan da haberin sonuna kadar adeta tokuşturuluyor. Haberin sonunda ise izleyici aynı sorularla ve hatta kafasında yeni sorularla daha da kafası karışmış bir halde ekrana bakakalıyor. Nerede kaldı sorumlu yayıncılık, nerede kaldı sıradan halkı aydınlatmak. İki yetkili ağzın birbirinden bu kadar zıt görüşleri dillendirdiği bir haberden izleyici ne gibi bir fayda elde edebilir, soruyorum. Ama soruma koca bir boşluktan başka bir cevap bulamıyorum.
 
Bir ekran klasiği: Yeşil Elma
 
Yeşil Elma yoluna sağlam adımlarla devam ediyor hem de çizgisinden hiç ödün vermeden. Oktay Usta (Oktay Aymelek) hafta içi her gün hanımların ‘bugün ne pişirsem’ derdine derman oluyor. Hem de muhteşem konuklar ve her an sizi şaşırtmaya hazır sürprizlerle…
 
STV’nin hemen her kesimden izleyici toplamayı başaran yapımı ‘Yeşil Elma’ keyifli konuklarla, kolay ve leziz tariflerle ama bence en önemlisi Oktay Usta’nın ‘usta’ televizyonculara taş çıkartan performansıyla izlenmeye değer gündüz kuşağı programları arasında sağlam bir yerde duruyor.
 
Canlı yayında her gün 5-6 çeşit yemek tarifi birden veren ustamız, konuklarını da boş oturtmuyor. Konuklar yeri geliyor elleriyle hamur açıyor, yeri geliyor pasta kreması pişiriyor. Keyifli sohbetler de cabası…
 
Televizyon yayıncılığında bunca senedir kalitesinden ödün vermeden yayın yapan ve her daim izlenen bir program olmayı başaran ‘Yeşil Elma’ ve tabiî ki Oktay Usta büyük bir alkışı hak ediyor.
 
Kenan İmirzalıoğlu’nun muhteşem dönüşü
 
Show Tv’nin yeni yayın dönemi bombası ‘Ezel’ dizisini bilen biliyordur artık. Dizinin fanatikleri her geçen gün artıyor, paylaşım sitelerinde diziden fragmanlar tıklanma rekorları kırıyor.
 
Biz Ekran Timi olarak diziyi genel itibariyle beğenmekle beraber özellikle senaryo aşamasındaki hatalar yüzünden bu sütunlarda çok kere de eleştirdik. Ama bu kez üzerinde durmak istediğimiz konu dizinin başrol oyumcusu Kenan İmirzalıoğlu’nun başarısı. ‘Deli Yürek’ dizisindeki ‘Yusuf Miroğlu’ karakteri ile milyonların kalbine taht kuran İmirzalıoğlu, aynı oyunculuk başarısını bu kez Ezel dizisinde sürdürüyor hem de özellikle bir dev oyuncu Tuncel Kurtiz karşısında en az onun kadar başarılı bir performansla oyunculukta devleşerek.
 
Oyuncu, oynadığı karakteri kendi içinde yaşadığı ve bu duyguyu izleyiciye aktarabildiği anda ‘büyük oyuncu’ sıfatını hak eder. İmirzalıoğlu tam da bu noktada izleyiciyi yakalıyor çünkü o artık ‘Ezel’i oynamıyor, yaşıyor ve işte bu yüzden de takdiri hak ediyor. 
 
‘Nefes’imiz kesiliyor çarpık ilişkilerden
 
Okurumuz Bora Durmuş mailinde Atv’de yayınlanan ‘Nefes’ adlı dizideki çarpık ilişkileri değerlendirmiş.
 
Bora Durmuş’un mailinden;
 
ATV çarpık ilişkileri sahneleyen Nefes adlı diziyi yayına soktu. Kanal D'nin yüksek rating alan dizisi Aşk-ı Memnu özentisinden yola çıktığı belli olan Nefes, Türk toplumunun değerlerini alt üst etti. Henüz 2 bölüm yayınlanan Nefes dizisi aile içindeki çarpık ilişkileri
sahneleyen bölümleriyle Türk televizyonlarının ‘en ahlaksız’ yapımı olmaya aday. Kızının doğumundan sonra kocasını terk eden ve sonrasında zengin bir adamla evlenen kadın ve kızının hikayesi bu.
 
Ancak daha 2. bölümde akıl almaz sahneler sergilendi. Büyüyüp genç kız olan Nefes, annesinden intikam almak için üvey babasına ve üvey kardeşlerine kur yapmaya başlıyor ve annesine acı çektirmek için üvey kardeşleriyle ilişkiye giriyor. Daha önce hiçbir televizyon yapımında görülmeyen bu sahne görüntüleri toplumdan büyük tepki aldı.”
 
Okurumuz bu tür ilişkilerin mazur görülmemesi gerektiğini ve RTÜK’ün harekete geçerek gerekli takibatı yapması gerektiğini belirtmiş. Değerlerini yitiren bir toplumun ayakta kalamayacağı yorumunda bulunan okurumuz ‘elimizden gelen izlememek, tavsiye etmemek’ diyerek mailini bitirmiş. 
Sorumlu habercilik!!!
 
Geçenlerde Anadolu Yakası’ndaki Özel bir ilköğretim okulunun bir kısım öğrencisi ve öğretmeni okulun yakınındaki bir camiye giderek Cuma namazı kılmış. Sorumlu gazeteci Uğur Dündar’ın ekibi de mal bulmuş mağribi gibi bu olayın peşine düşmüş. Haberde kullanılan müzik ve de perforeyi okuyan kişinin ses tonu, sanki kötü bir şey yapılıyormuş da onun haberi yapılıyormuş hissini uyandırıyor insanda. Cinayet haberi ya da uyuşturucu haberi gibi… Adım adım izlenen çocuklar ve de öğretmenleri okulun kapısında taciz ediliyor. Böyle haberlerin yapılacağını tahmin eden öğretmenler çekimi engellemek istiyor. Bu da sert tepki verildi diye konuyor habere. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü’nün açıklaması ise çok canlarını sıkmış belli. Öğrenciler ders saatleri dışında velilerinin izni ile camiye gidebilirler ve de öğretmenleri de onlara eşlik edebilir…
 
Oradan buradan…
 
TV eleştirmenliğini düzenli yapmak zor işmiş. Çünkü bazen hiç Televizyon seyretmek istemiyor insanın canı. İş gereği seyretmek de çok keyifli olmuyor. Bu hafta sonu malzeme bulmak için bir o kanalı bir bu kanalı açtım. Hiçbir programı da tam olarak seyredemedim. Seyrettiğim bölümlerden kısa notlarım var sadece:
 
Acun nihayet 500 bini verdi. Zaten bu hafta da vermeseydi inandırıcılığını iyice kaybedecekti seyirci gözünde. Gerçi benim için en başından beri inandırıcı değildi. Ama helal olsun son damlasına kadar sömürdü seyirciyi.
 
Her hafta şu Oray Eğin’i yazmayalım diyorum ama gündemde kalmak için çok uğraşıyor. Başörtüsünü yükselen trend olarak görüyor sanırım, seyircilerinin arasına da almış birkaç tane. Detaylarda da sık sık gördük. Tabi kadrolu konuğu da Rabia Kazan…
 
Oray Eğin’in başka bir bölümünde ise konukları Çelik, Bedri Baykam ve Ayten Alpman idi. Atatürkçülük üzerine konuştular. Araya sürekli miks girdikleri Atatürk fotoğrafı ile de bunu pekiştirdiler. Çelik hala Atatürkçüymüş. (Bir ara sanki vazgeçmiş gibiydi. Tarikat bağlantıları vs. kafası fena halde karışmış gibiydi.) Bedri Baykam da hala ressam! Yalnız artık açık oturumlara davet edilmediği için çok bozuk. Türkiye’nin gidişatı ise Ayten Alpman’ın tansiyonunu çıkarıyormuş…
 
ATV’nin açılıma destek veren dizisi Aşk Bir Hayal’e yeni yayın günü yaradı. Reytinglerde total izleyicide birinci oldu. Açılıma destek veren dedim ama proje bu amaçla mı yapıldı yoksa gündem mi takip ediliyor bilemiyorum? Ancak ATV’den başka bu kadar kurallara uyan  bir kanal görmüyorum. Dizide ölesiye dövülmüş olan kahramanın kanlarını kapatmak için öyle bir mozaiklemişler ki, çalışanlarına acıdım. Madem o kadar kapatılacaktı adamlar niye çabalamışlar makyaj yapalım diye? Bundan sonra direkt montajda mozaik atsınlar olsun bitsin!
 
Oradan Buradan dedik ya Okan’ın Disko Kralı’na da baktım biraz. Almanya’dan sırf dalga geçmek için getirttiği Sürmeli Beyler adlı grup gerçekten izlemeye değerdi. Ancak bu bölümde asıl bomba Rasim Öztekin’di. Adamlara yaptığı esprilerle Okan’ı geride bıraktı. Bu arada dikkat ettim Okan daha az “yani” kullanıyor artık.
 
Hafta Sonu gündüz kuşağında TRT’de bir magazin programına rastladım. Diyoruz ya TRT her zaman işin kalitelisini yapıyor. Hayır! Magazin programı konusunda diğerlerinden aşağı kalan bir tarafı yoktu açıkçası. TRT yöneticilerine seslenelim. Lütfen çizginizi bozmayın!
 
Son olarak Hafta Sonu Reytinglerde oldukça değişiklikler oldu. Sanırım son yazımızı okuyan AB toparlandı ve Akasya Durağı’nı izlemedi. Üstelik totalde de düşmüş. Ancak bu sefer de Olacak O Kadar izlenmiş. Hiç açıp bakmadım acaba ne vardı da bu kadar seyredildi? Merak ettim doğrusu…

EKRAN TİMİ - Haber 7
ekrantimi@haber7.com
 

Yorumlar12

  • Haydar_Emmi 15 yıl önce Şikayet Et
    Bir zamanlar. Bir zamanlar kanal 7 ve haber 7 de dizileri pek yayınlamazdı ne olduda yayınlamaya başladınız. Önceleri yandaş medya zam haberlerini çarçur ediyor diyordunuz, şimdiki iktidarın yandaş medyası siz oldunuz şimdi siz dizilerle yapılanları çarçur ediyorsunuz. Anlıyorum levent usta başbakanın taklidini yaptıgı için yandaşlıgınızı gösteriyorsunuz, ama ayıp yani bu dünyada hiçmi halkın yanında birileri olmayacak. Sizde yandaşsınız digerleride yandaş, halkıda yandaşlıga sevkettiniz artık...
    Cevapla
  • orhan uzağ 15 yıl önce Şikayet Et
    kv ve kanal7. bır zamanlar begenmıyordunuz sımdı sız oynatıyorsunuz vadiyi.bu nası iş kanal7.ayıp size
    Cevapla
  • orhan uzağ 15 yıl önce Şikayet Et
    şimdi kanal7 de kv. bir zamanlar eleştiriyordunuz,gençleri yanlış yönlendiriyor deyip bagırıyordunuz.şimdi ise kv nın eskı bolumlerını gusel gusel oynatıyorsunuz.gözunuzun onundekı çöpu göründe,kaliteli ve yeni programlara imza atın...
    Cevapla
  • nesim nesimi 15 yıl önce Şikayet Et
    kanal 7. kanal 7 de mahmut tuncer, bülent serttaş ve nuray hafiftaş ve mahdumu mustafa karataşı hocamızıda keşke izleyip değerlendirseydi.
    Cevapla
  • mustafa aktaş 15 yıl önce Şikayet Et
    güzel. güzel tespit yapmışsınız kanal 7 nerde diyen arkadşımada bişey demek istiyorum kanal 7 kendini yorumlayamaz ama bende ençok kanal 7 haberlerini beğeniyorum
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat