Yaprak Dökümü, Sakarya Fırat, Makber...
- GİRİŞ23.12.2009 12:31
- GÜNCELLEME23.12.2009 12:31
Osman Sınav, Süleyman Çobanoğlu ve Sakarya Fırat
Bu isimleri yan yana koyduktan sonra insan yüksek bir beklentiyle ekran karşısına oturuyor. TRT’nin yeni ve iddialı dizisi üzerine bir değerlendirme. Bu değerlendirmenin üzerine de yeni dizi Makber, Çarşamba’nın vazgeçilmezi Yaprak Dökümü ve tüm iddiasıyla Sakarya Fırat’ın çetin çekişmesine şahit olacağız
Show TV’nin magazin programı katıldığı bir toplantıyı 10 dakikalık haberi boyunca zikretmedi. Bize tuhaf geldi.
Ekran Timi olarak sigara dumanı yerine çiçek koklayan adam fikrini alkışlıyoruz.
Biten bir dizi ve abartılı dekolteyle dikkat çeken Bir Şarkısın Sen’e dair değerlendirmeler.
Uzun süredir devam eden reyting hilesi programı üçe beşe bölme. Ekran Timi program bölmeye el attı.
Ekranlarda çocuk yarıştırmak yasak diye biliyoruz ancak Yetenek Sizsiniz Türkiye’de çocuklar yarışıyor. Gözden mi kaçtı, iltimas mı var?
Şeker Kız Candy ‘Kendi’ gibi olduğu için adı ‘Kendi’ymiş. Biz de şeker olduğundan ‘Kendi’ diyor sandık.
İşte Ekran Timi’nin gözünden kaçmayanlar:
“İsimsiz kahramanlar saygı duruşu: Sakarya Fırat"
Osman Sınav’ın yeni dizisi Sakarya Fırat geçtiğimiz hafta ilk bölümüyle izleyici karşısına çıktı.
Sıkça köşemize konu ettiğimiz TRT’nin tanıtım eksikliği nedeniyle bir kez ekranda tanıtımını gördükten sonra ‘izleyelim’ diye not aldık Sakarya Fırat’ı
Dizinin ilk bölümü 16 Aralık Çarşamba akşamı ekrana geldi
Diziye ilişkin değerlendirmeden önce TRT’ye ilişkin bir değerlendirme yapmak istiyorum. Pazartesi günü TRT’nin web sitesine girip diziyle ilgili detay bilgi almak istediğimde dizinin yayın saatinin değiştiğini düşündüm. Çünkü yayın akışında Pazartesi 19.55 olarak görünüyor. Yine yayın akışını takip edip diziyle ilgili bilgi almak istediğinizde kuru bir metin ve bir video karşınıza çıkıyor.
Ancak ana sayfada başka bir yerde diziye özel bir sayfa hazırlandığını gördüğümde hem şaşırdım hem sevindim. Diziyle ilgili tüm bilgilerin yer aldığı bir sayfayla karşılaşıyoruz. Ama yine de bazı yerlerde yayın saati Pazartesi 19.55 yazıyor bazı yerlerde Çarşamba 19.55
Sanırım Pazartesi günü tekrarı, Çarşamba da yeni bölüm var. Bunun daha net bir şekilde belirtilmesi gerek. (Bu yazı yazıldıktan sonra sitede gerekli düzeltmeler yapılmış)
Yapımcı Osman Sınav olunca beklentiler de yüksek oluyor. Dizinin senaristi Süleyman Çobanoğlu
Şair yanını pek az kişi bilse de Çobanoğlu’nun senaryoları şiir gibidir. Bir hatırlatma yapalım; Kalp Gözü’nün çok izlendiği dönemde senaryolarını Süleyman Çobanoğlu yazardı.
Sakarya Fırat’a gelirsek; dizide terör sorunu işleniyor. “Aynı topraklardan doğan, aynı topraklarda akan iki nehrin, ayrılığa ve bölünmeye karşı savaşı: Sakarya Fırat.” diye bir cümleyle tanıtılıp “İsimsiz kahramanlara ‘71 dakikalık’ saygı duruşu” deniliyor dizi için.
Dizinin ilk bölümünde bir sahne dikkatimi çekti. Karakolda askerler maç izlemek için televizyon olan bir yerde toplanıyorlar. Herkes oturmuş maç saatini beklerken teröristler de karakolu kuşatmaya başlıyor. Elinde keskin nişancı tüfeği olan bir kadın terörist dürbünden kendine hedef belirliyor. Topluca maç izleyen askerlerin bulunduğu yerde ışıklar açık olduğu için de içerisi çok rahat görünüyor.
Terör bölgesinde askerlerin toplu bulunduğu alanların bu şekilde açık hedef olacağını sanmıyorum da
Böyle bir hedef olursa da oraya tüfekle ateş edileceğini hiç inandırıcı gelmedi. Askerliğini yapmış biri toplu hedeflere tüfek yerine roketle ateş açılacağını tahmin eder. Ki elinde tüfek tutan teröristin yanında da roket atarı olan başka bir terörist vardı ve askerler ilk atış sonunda mevzilendikten sonra roket ateşlendi. İlk bölümün heyecanıyla ‘küçük’ bir hata diyelim geçelim.
Ancak geçmek istemediğim bir konu var. Çatışma sahnesinde bilgisayar efektiyle yapılmış namlu alevleri dizinin tüm karizmasını yerle bir etti. Havai fişek mi dersiniz, çatapat mı dersiniz bilmiyorum ama şu işe bir el atsanız iyi olur. Yüksek bir beklentiyle oturduğumuz ekran başında böyle amatörce efektler yakışmadı diyelim.
Dizi yeterince bilinmemesine rağmen ilk bölümü tüm izleyicilerde 33’üncü sıradan en çok izlenenler listesine girdi. Bu sonuç ne umut verici, ne umut kırıcı.
Sakarya Fırat Çarşamba akşamları 19.55’te TRT 1’de
Yaprak Dökümü, Makber ve Sakarya Fırat aynı gün
Malumunuz Çarşamba akşamları Yaprak Dökümü yayınlanıyor. Dizi ciddi bir izlenme oranıyla ekranlara geliyor. Zaman zaman şampiyonlar ligi karşılaşmaları daha geçtiği oluyordu. Bu kadar güçlü bir dizinin karşısında Sakarya Fırat tutunabilir mi? Zamanla göreceğiz. Gerçi Yaprak Dökümü’nün tekrarına (özet de diyenler oluyor) denk gelecek Sakarya Fırat.
Sadece o değil bir de Kurtlar Vadisi’nin yapımcısı Pana Film Star TV için ‘Makber’ adıyla iddialı bir dizi hazırladığını duyurdu. Kadın izleyicileri ekrana bağlayacaklarını belirtmiş yapımcı firma. Tanıtım aşamasında böyle bir noktanın altını çizmenin gerekliliği yoktu diye belirtelim.
Her neyse, Love Story” uyarlaması Makber bugün ( 23 aralık) saat 20.00’de Star TV ekranlarında. Bu arada Star TV’nin Bugün gazetesi ve Kanaltürk’ü elinde bulunduran İpek Grubu’na satışının konuşulduğu ve büyük oranda anlaşma sağlandığı da medyada sıkça yer alıyor. Medya dünyasında Pana Film, Doğan sonrası Star TV’ye yatırım yapıyor söylentileri de yükseliyor.
Sakarya Fırat aynı akşam TRT 1’de 19,55’te. Yaprak Dökümü ise 20,15’te Kanal D ekranlarında olacak.
Bu kadarı da ayıp
Şhow TV’de cumartesi sabahı, “Cumartesi Sürprizi” adlı magazin programı
Klasik, kim kiminle nerede ne yapmış cıvıklığında. Tamam magazin haberciliğinde özel hayata saygı yok. Olmasını beledik yıllarca ama olmadı. Bir türlü saygılı olmayı beceremediler.
Ama bir magazin programında haber ahlakına, etiğine, mesleğe emeğe, kuruma yapılan saygısızlığı da gördük.
88.6 frekansından yayın yapan Türkiye’nin ilk özel radyolarından İstanbul FM’in “Radyo Oscarları” gecesinden topladığı malzemeleri 10 dakikaya yakın bir zamanda yayınlayan Show TV, İstanbul FM adını anmakta ve logosunu göstermekte zül addetti adeta. Geceye katılan bir sürü sanatçı ile yapılan röportajları “Flaş! Flaş! Flaş!” diye veren Show TV, 13 yıldır bu organizasyona imza atan en köklü radyolardan İstanbul FM’in adını anmadı.
5N 1K kuralındaki “Nerede” şartını “Özel bir radyonun düzenlediği gecede” diye verdi. Haberin devamında da “13’üncüsü düzenlenen gece” deme aymazlığı da gösterildi. Ama sahnedeki İstanbul FM afişleri kameralardan kaçırıldı. Şaşırdım doğrusu. Hem gecesine katılıp, özel davetlileriyle röportaj yapacaksın hem de kurumun adını es geçeceksin. Tek kelime ile pes doğrusu.
Ama bir magazin programında haber ahlakına, etiğine, mesleğe emeğe, kuruma yapılan saygısızlığı da gördük.
88.6 frekansından yayın yapan Türkiye’nin ilk özel radyolarından İstanbul FM’in “Radyo Oscarları” gecesinden topladığı malzemeleri 10 dakikaya yakın bir zamanda yayınlayan Show TV, İstanbul FM adını anmakta ve logosunu göstermekte zül addetti adeta. Geceye katılan bir sürü sanatçı ile yapılan röportajları “Flaş! Flaş! Flaş!” diye veren Show TV, 13 yıldır bu organizasyona imza atan en köklü radyolardan İstanbul FM’in adını anmadı.
5N 1K kuralındaki “Nerede” şartını “Özel bir radyonun düzenlediği gecede” diye verdi. Haberin devamında da “13’üncüsü düzenlenen gece” deme aymazlığı da gösterildi. Ama sahnedeki İstanbul FM afişleri kameralardan kaçırıldı. Şaşırdım doğrusu. Hem gecesine katılıp, özel davetlileriyle röportaj yapacaksın hem de kurumun adını es geçeceksin. Tek kelime ile pes doğrusu.
CNBC- e’de çiçek koklayan adamlar!
CNBC-e ekranında geçen akşam film izlerken bir ara adamın ağzından uzanan bir dal çiçek gördüğümü sandım. Sandım çünkü kamera tekrar adamı gösterdiğinde ağzında çiçek var mı diye dikkatlice baktım ama bu defa yoktu. Kendi kendime hayal gördüğümü sandım fakat işin aslı öyle değilmiş. Araştırdım, meğer CNBC- e grafik departmanı ekranda çok şık ve sevimli bir işe imza atmış. Ekrandaki puro ve sigaralı sahnelerde bulur ya da mozaik kullanmak yerine çiçek koymayı uygun bulmuşlar ve bence çok da şık bir şey ortaya çıkmış. Hem görsel anlamda estetik hem de çağrışım olarak daha güzel. Doğaya vurgu yapan bu uygulamayı düşünen ve uygulayan ekibi tebrik ediyorum.
Bir dizi daha ekrana veda ediyor!
Kanal D sezon ortasında reyting beklentilerini karşılamayan bir diziyi daha yayından kaldırıyor; Bir Bulut Olsam. Bana kalırsa hedef kitlesi açısından oldukça eli yüzü düzgün bir yapımdı. Doğu dizilerinin tipik özelliklerinin yanı sıra farklı yönleriyle de onlardan ayrışıyordu. En azından genel tablo biraz daha umut vericiydi her zaman. Fakat yanlış saat uygulamalarıyla izleyicisini kaçıran dizi şimdi de bitiyor. Ne var ki en azından diğer diziler kadar apar topar kaldırılmıyor ekrandan, bir final yapma şansı veriliyor. Doğrusu bu kadar ekranda kalmayı başaran bir dizi olarak bunu da hak ediyordu. Bakalım final bölümünde ne kadar izleyici yakalayabilecek?
Bir Şarkısın Sen’de abartılı dekolte
ATV’nin ağır aksak ama bir şekilde devam eden şarkı performans programında her hafta eğitmenleri sayesinde öğrendikleri şarkıları ekranda seslendiren çocuklar gerçekten de yetenekleriyle göz kamaştırıyor. Ama program sunucularından Pınar Altuğ’un çocukların bu göz kamaştırması olayının kendi şöhretini gölgelemesinden endişe eder gibi bir hali var. Her hafta hedef kitlesinin özellikle de çocuklar olduğu aşikar olan programda cömert dekoltelerle ekrana çıkmaktan büyük bir mutluluk duyduğu her halinden belli. Hemen her hafta aynı olmasına rağmen özellikle geçtiğimiz hafta giydiği elbisede kullandığı dekolte bence artık sınırları fazlasıyla zorlayan türdendi. Kıyafet o kadar iddialı ve sanki teşhir kaygısı taşıyordu ki, Bülent Ersoy yanında solda sıfır kalıyordu. Pınar hanımın giydiği kıyafetlerde özellikle de çocukların ekran başında olduğu saatlerde daha örnek teşkil edecek kıyafetler tercih etmesini beklerdim. Çünkü yakıştıramıyorum
Bilmiyorum sesimizi duyan var mı?
Paramparça ekran ve programlar
Bir ara RTÜK’ün el koyması ile yapılmayan programları üçe beşe bölme modası yeniden başladı. Daha fazla reyting uğruna yapımcıların başvurduğu bu yöntemle reklam aralarında düşen reyting ortalamaya girmiyor. Böylece daha üst sıralarda görünerek TV yöneticilerinin ve reklam verenlerin gözü boyanıyor. Reytinglerin ilk 100 sıralamasına aynı programdan 5-6 bölüm girince asıl girmesi gereken programlar liste dışı kalıyor. RTÜK’ün bu haksızlığa tekrar bir dur demesi gerekiyor.
Bir de ekranlarda teknoloji savaşı başladı. Sanki “bak benim teknik alt yapım seninkini döver” mealinden işler yapılıyor. Bunların bence en çirkini ve göz yoranı da ekranın parçalara bölünüp, her birine başka görüntü yerleştirilmesi. Özellikle tartışmalı programlarda karşıt görüşleri aynı anda gösterebilmek ya da karşı tarafın tepkisini göstermek için kullanılıyor. Eskiden sadece iki parçaya bölünebilen ekran şimdilerde üçe, dörde, altıya bölünüyor. Bu kadar görüntüyü seyircinin aynı anda algılaması mümkün değil. Üstelik özellikle de haber bültenlerinde muhabir konuşurken ekranda bırakılan spikerin ne yapacağını bilmez bir halde kameraya sırıtması da çok komik bir görüntü oluşturuyor. Refleksleri yakalayıp onu ekrana yansıtacak olan yönetmendir. Yoksa yönetmen çerçeve yaptırmaktan öte bir işe yaramaz. Zaten bu yüzden de bir ay asistanlık yaptıktan sonra adı yönetmen olan bir sürü niteliksiz eleman var piyasada
Acun yine dört ayak üstüne düştü!
Var mısın Yok musun yarışmasının başarısından sonra Devler Ligi ile hüsrana uğrayan Acun Ilıcalı Yetenek Sizsiniz Türkiye ile yeniden reyting rekorları kırıyor. Cumartesi akşamının tartışmasız birincisi olan yarışmanın belli bir kategorisi yok. Her çeşit “yetenek” diye adlandırılabilecek gösteriyle, her yaştan kişi bu yarışmaya katılabiliyor. Yalnız benim burada ilgimi çeken konu şu. Bildiğim kadarıyla TV’lerde çocukların yarıştırılması yasak. Üstelik bu konuda ATV’nin Bir Şarkısın Sen programı bir yarışma olmadığı halde çok eleştiri aldı ve RTÜK tarafından birkaç kez takibe alındı. Peki tam bir yarışma olan Yetenek Sizsiniz de bu çocuklar nasıl yarıştırılıyor? Yüzlerine de hayır elendin denebiliyor? Burada bir açıktan mı yararlanılıyor yoksa gözden mi kaçtı?
Şeker Kız Kendi!!!
Birkaç ritmin üstüne abuk birkaç cümle söz yazmakla müzik yapıldığının sanılması ve de video klip döndüren TV kanallarının çoğalmasından bu yana her gün takip edemeyeceğim kadar çok şarkıcı çıkıyor piyasaya. Ha tabi bir de özel radyolar var. Bu şarkıcıların hepsinin ortak özellikleri şarkı söyleyemiyor olmaları. Bunun için de elektronik ortamda sesleri ile oynanarak daha iyi sesler çıkarmaları sağlanıyor. Bir de imaj yaptık mı tamam. Kılık kıyafet, saç, makyaj ve tabi bir de sahne ismi. Ayrıca kendilerine çekilen “seksi” kliplerle de dikkatler başka yerlere çekilerek şarkıcılıklarının sorgulanması engelleniyor. Veee tabi en son promosyon! Kanal kanal dolaşıp playback söyledikleri şarkılarla albümlerinin tanıtımını yapıyorlar.
Uzun bir giriş oldu ama geçen Okan’ın programında vardı bunlardan iki tanesi. Bir tanesinin adı “Kendi”ymiş. Ne kadar yaratıcı bir isim değil mi? İlk başta “aaa şeker kız Candy” diyor insan. Ama yok yanlış, o “Kendi”. Bir seyircinin neden Kendi? sorusuna “çünkü kendim gibiyim” diye cevap verdi. Kızın klibi de gösterildi. Müzik, sözler facia. Klibi seyrederken kızın stüdyodaki şımarıklıkları ise daha bir faciaydı. Diyeceksiniz madem bu kadar sinir oldun niye seyretmeye devam ettin? Çünkü aynı anda Moğollar da konuktu. Ve Okan Bayülgen bu kızın uzun süre şımarıklık yapmasına izin verdi. Cahit Berkay ve diğer üyeler de hayretle onları izledi.
Bir de hanım kızımızın bir önerisi vardı. Mezar yapılacak yer kalmamış o yüzden ölüsünün yakılmasını isteyen insanlara bu hak verilmeliymiş. Neyse ki Okan burada devreye girdi ve bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok dedi. Bu da bir aşama
Yorumlar4