Yılbaşında liseliler de geniş geniş içer!
- GİRİŞ06.01.2010 20:49
- GÜNCELLEME06.01.2010 20:49
Dizilerdeki 'olaydan sonra haber' klişesi sıkıntı veriyor. Varsa böyle bir haberci transfere hazırız. Yılbaşında ekranlar sönüktü çünkü TV'lere hen gün yılbaşı. Geniş Aile'nin liseli gençleri kötü örnek oluyor. Bayiden sigara alması bile yasak olan 18 yaşın altındaki gençlik geniş geniş içiyor. Geniş Aile’ye alkol, sigara özendirilmesin diyoruz.
Yılbaşını geride bıraktık. Televizyon kanalları eskisi gibi yılbaşına hazırlanmıyor. Çünkü artık her gün yılbaşı gibi televizyon programı yapılıyor. Ekran Timi TV’lerin yılbaşı ekranlarını değerlendirdi.
Olaydan yarım saat sonra haberi görüntülü hazırlayacak haberci varsa elinden öperim
Ama dizilerde yarım saat içinde bir olayın tüm detayları haberlerde verilebiliyor.
Türkiye’de bir televizyoncu kendi programında ‘Burada beni sırtımdan vurdular’ mealinde kurumunu ince bir mizahla eleştirse ertesi gün nerede olur?
İŞTE EKRAN TİMİ'NE TAKILANLAR:
Yılbaşında liseliler de geniş geniş içer!
2009’un espri kalitesi olarak en iyi dizilerinden Geniş Aile Metin yazarları müthiş bir iş çıkarıp, çok ilginç, garip ama komik cümleler kurduruyorlar oyunculara. Dizinin önemli bir farkı da başrol oyuncusu kadar diğer karakterlerin de ön planda çıkarılması. Her şey iyi güzel hoş fakat eleştirilecek noktaları da yok değil.
Geçen hafta Ekran Timi’nin bir üyesi de "genişliğinden" dolayı eleştirmişti bu diziyi.
Yılbaşı özel bölümünün tekrarını izlerken takıldım. Dizinin her daim isyankar karakteri liseli Zekai, kız arkadaşı Pırıl’ın, aynı sınıftaki Tayanç’ın düzenlediği yeni yıl partisine katılacağını öğrenince planlar yapmaya başlıyor.
Sonunda da Saltuk’un “tiki” olma fikriyle partiye katılmaya karar verirler. Amaç Pırıl’ı Tayanç’dan uzak tutmak. Argo tabiri ile "kaptırmamak" yani
Tayanç’ın evindeki partide ekseri aynı sınıfın öğrencileri var. Liseli gençlik neşe içinde yeni yılın gelişini kutluyor. Fakat su gibi de alkol akıyor. Tayanç Pırıl’ı içmeye zorluyor. Pırıl’ın ağabeyi ise diğer tarafta kadehleri birer birer deviriyor. Zekai da isyan edip, viski, votka, şarap ne varsa götürüyor. Üstelik içkileri de klasik partilerde olduğu gibi garsonlar elde tepsi servis ediyor; “Bir içki alır mıydınız?”
Bu çocuklar liseli. Yani hepsi 18’inin altında. Tekel bayiinden alkollü içki almaları bile yasak. Ama Tayanç’ın ailesi bu imkanı sağlamış. Liseli oğlana sınırsız içkili yılbaşı eğlencesi... O da arkadaşlarına sunuyor.
Sonuç...
Aynı sınıftan üç genç liseli naralar atıp, devrile devirle evlerinin yolunu tutuyor. Hepsi zom. Tecrübeliler ama. Demir ağabeyin kahvesinde, acı kahve içip kendilerine gelecekler...
Dikkat!...
Tamam ülkede uyuşturucu sigara ve alkol tüketiminin yaş ortalaması 15’lere düşmüş olabilir. Bu zaten büyük bir sıkıntı değil mi? Devlet bu yangını söndürmek ve yayılmasının önüne geçmek için yıllardan beri çalışmalar da yapıyor. Aklıma birkaç ay önce Haber 7’de yayınlanan “Liselilerin sınıfta içki alemi” başlıklı haber geldi. İstanbul’da bir lisede öğretmen masada, elde biralar sıra üstünde meyhane ortamı oluşturmuş liseli gençler demleniyordu. Ne rezil bir olaydı. Aynı kurumun diğer kanalıda bu haberin yayınlanmasından bir gün sonra namaz kılan liseleri fişleyip potansiyel suçlu ilan etmiş, alemci liselileri görmezden gelmişti. Kurumun diğer kanalının dizisi de liselilere alem yaptırıyor. Şaşırmasak yeridir.
Soru...
Çocuğunu kötü alışkanlıklardan korumak için çırpınan hangi anne baba Geniş Aile’deki liselilerin içkili alemine göz yumabilir? Önce dizinin yönetmeni, yapımcısı ve Kalan D yetkililerine dikkat diyor, topu RTÜK’e atıyoruz; Liseliler Geniş Aile’de geniş geniş içiyorlar. Haberiniz olsun. (Hıck )
2009’un espri kalitesi olarak en iyi dizilerinden Geniş Aile Metin yazarları müthiş bir iş çıkarıp, çok ilginç, garip ama komik cümleler kurduruyorlar oyunculara. Dizinin önemli bir farkı da başrol oyuncusu kadar diğer karakterlerin de ön planda çıkarılması. Her şey iyi güzel hoş fakat eleştirilecek noktaları da yok değil.
Geçen hafta Ekran Timi’nin bir üyesi de "genişliğinden" dolayı eleştirmişti bu diziyi.
Yılbaşı özel bölümünün tekrarını izlerken takıldım. Dizinin her daim isyankar karakteri liseli Zekai, kız arkadaşı Pırıl’ın, aynı sınıftaki Tayanç’ın düzenlediği yeni yıl partisine katılacağını öğrenince planlar yapmaya başlıyor.
Sonunda da Saltuk’un “tiki” olma fikriyle partiye katılmaya karar verirler. Amaç Pırıl’ı Tayanç’dan uzak tutmak. Argo tabiri ile "kaptırmamak" yani
Tayanç’ın evindeki partide ekseri aynı sınıfın öğrencileri var. Liseli gençlik neşe içinde yeni yılın gelişini kutluyor. Fakat su gibi de alkol akıyor. Tayanç Pırıl’ı içmeye zorluyor. Pırıl’ın ağabeyi ise diğer tarafta kadehleri birer birer deviriyor. Zekai da isyan edip, viski, votka, şarap ne varsa götürüyor. Üstelik içkileri de klasik partilerde olduğu gibi garsonlar elde tepsi servis ediyor; “Bir içki alır mıydınız?”
Bu çocuklar liseli. Yani hepsi 18’inin altında. Tekel bayiinden alkollü içki almaları bile yasak. Ama Tayanç’ın ailesi bu imkanı sağlamış. Liseli oğlana sınırsız içkili yılbaşı eğlencesi... O da arkadaşlarına sunuyor.
Sonuç...
Aynı sınıftan üç genç liseli naralar atıp, devrile devirle evlerinin yolunu tutuyor. Hepsi zom. Tecrübeliler ama. Demir ağabeyin kahvesinde, acı kahve içip kendilerine gelecekler...
Dikkat!...
Tamam ülkede uyuşturucu sigara ve alkol tüketiminin yaş ortalaması 15’lere düşmüş olabilir. Bu zaten büyük bir sıkıntı değil mi? Devlet bu yangını söndürmek ve yayılmasının önüne geçmek için yıllardan beri çalışmalar da yapıyor. Aklıma birkaç ay önce Haber 7’de yayınlanan “Liselilerin sınıfta içki alemi” başlıklı haber geldi. İstanbul’da bir lisede öğretmen masada, elde biralar sıra üstünde meyhane ortamı oluşturmuş liseli gençler demleniyordu. Ne rezil bir olaydı. Aynı kurumun diğer kanalıda bu haberin yayınlanmasından bir gün sonra namaz kılan liseleri fişleyip potansiyel suçlu ilan etmiş, alemci liselileri görmezden gelmişti. Kurumun diğer kanalının dizisi de liselilere alem yaptırıyor. Şaşırmasak yeridir.
Soru...
Çocuğunu kötü alışkanlıklardan korumak için çırpınan hangi anne baba Geniş Aile’deki liselilerin içkili alemine göz yumabilir? Önce dizinin yönetmeni, yapımcısı ve Kalan D yetkililerine dikkat diyor, topu RTÜK’e atıyoruz; Liseliler Geniş Aile’de geniş geniş içiyorlar. Haberiniz olsun. (Hıck )
Yılbaşı ‘Özel’
Son yıllarda yılbaşı kutlamaları eskisi gibi değil. Daha aylar öncesinden tüm sokaklar ve mağazalar ışıklandırılır, meydanlarda özel kutlamalar hazırlanır, TV kanalları sanatçılara büyük paralar verip birbirleriyle yarışırlardı. Ama artık daha sönük geçiyor. Özellikle de TV kanalları hiç kasmıyor şarkıcı kaptırmamak için. Var olan program ya da dizilerine Yılbaşı Özel adını verip, biraz içeriğiyle oynuyorlar, al sana yılbaşı eğlencesi
TRT modeli eğlence tarzı da geride kaldı artık. Gerçi TRT geleneğini bozmadı, yine klasik yılbaşı özel programını yaptı. Önceleri bütün ünlü şarkıcılar toplanır bir müzik eğlence programı yapılırdı. Hatta o dönem Star kimse O’na on ikiye yakın yer verilir, yeni yıla O’nunla girin diye de reklâmı yapılırdı. Sonraları programların içine skeçler hazırlanmaya başlandı. Bir süre sonra da ellerindeki skeç programlarına özel yılbaşı programları yaptırdılar.
Yanlış hatırlamıyorsam ATV bu geleneği de Avrupa Yakası ile değiştirdi. Yılbaşına özel çekilen bölümün içine star birkaç şarkıcı yerleştirerek yeni bir format geliştirdi. Tabi diğer televizyonlar da bunu takip etti bir süre.
Bu sene ise karma bir ekran vardı. Aslına bakarsanız oturup hiçbirini seyretmedim. Sadece reklamlarından biliyorum birçoğunu. Başta da söylediğimiz gibi TRT geleneğini bozmadı. ATV var olan “Bir Şarkısın Sen” programını formatını bozmadan ama daha çok konuklu olarak hazırlamış ve müzik eğlenceyi tercih etmiş. Kanal D, “Geniş Aile” dizisine ve “Çok Güzel Hareketler Bunlar”a yılbaşı özel bölümleri hazırlatmış ve komediyi seçmiş. Zaten gecenin reyting başarısı da Kanal D ve ATV’nin. Star TV, Son kullanma tarihi geçmiş bir star seçmiş kendine. Mehmet Ali Erbil’e skeçler hazırlatmış. FOX TV daha da beter. Zaten normal yayın politikasında da nerede artık yapılmayan, seyredilmeyen format ve programlar varsa onları yapıyor. Yılbaşı gecesi de “İnce İnce Yasemince” yayınladı. Farkında değiller mi anlamıyorum. Artık bu halk Cem Yılmaz’a; Recep İvedik’e, Çok Güzel Hareketler’e gülüyor. Levent Kırca, Yasemin Yalçın ve hatta Mehmet Ali Erbil’in son izlenme tarihleri çoktan geçti
Dünyanın en hızlı habercileri
Dizilerde bir klişe vardır. Bir olay odlumu, olayla ilgili gelişmeler dizinin yayınlandığı televizyon kanalının haberlerinden öğrenilir. Buraya kadar bir sorun yok. Sorun şu noktada başlıyor, olaydan yarım saat sonra konu görüntüleriyle ve tüm detaylarıyla haberlere taşınmış oluyor. Böyle bir haber merkezine ve bu haberi hazırlayan muhabire eminim haber kanalları dünyanın parasını ödeyecektir.
Şimdi gelelim örneğimize. Pazar günü atv’de yayınlanan bir dizi var ‘Aşk Bir Hayal’
Bir sahnesinde kahramanımızın yolu kesiliyor. Önde bir araç, arkada da bir araç. Araçtakiler dışarı fırlayıp kahramanımızı ve yanındaki arkadaşını kurşun yağmuruna tutuyorlar. (Hiç karşılık gelmemesine rağmen arabaya yaklaşmadan uzaktan ateş ediyorlar. Sanırım kahramanın senaryo gereği ölmemesi gerektiği için öyle yapıyorlar) Sonra arabalarına binip kaçıyorlar. Kahramanımızı evde bekleyen kişi televizyonu açtığında olayla ilgili tüm detaylar olay yerinden görüntüler eşliğinde ve ‘yarım saat önce’ oldu denilerek veriliyor.
Benzer bir durum geçen hafta ikinci bölümü yayınlanan Sakarya Fırat’ta da yaşanmıştı. Burada da kahramanımızın bulunduğu karakola teröristler saldırıyor, olaylar olup bitiyor. Karakoldaki Uzman’ın anne ve babası her şeyden habersiz evde televizyon izlerken birden karakola saldırı olduğu haberini görüp telefona sarılıyorlar. Sanırım kahramanımız ailesini arayarak olayı haber verme gereği duymamış ki ailesi televizyondan öğreniyor.
Bir haberin yarım saat içinde çekilip görüntülü bir şekilde yayına hazırlanması neredeyse imkansızdır. Ancak canlı yayın aracınız orada hazır olacak ki böyle bir yayın yapabilesiniz.
Çatışma haberini televizyondan öğrenip telefona sarılmak da biraz garip geldi.
Bu arada atv’de yayınlanan ‘Aşk Bir Hayal’ ile TRT’de yayınlanan ‘Sakarya Fırat’ın konuları arasındaki benzerlik de gözümüzden kaçmadı.
Türkiye’de kim bu eleştiriyi yapabilir?
Cnbc-e’de ABD’nin NBC kanalında yayınlanan The Jay Leno Show’un tekrarı yayınlanıyor. Jay Leno’nun kıvrak zekası ve hazırcevaplılığı onu yıllardır zirvede tutmuş.
Geçen hafta sonu yayınlanan bölümde bir okçu konuğun yüzene ok atıyor, konuk korkup gözünü kırparsa yarışmayı kaybediyor. Tabi arada saydam bir perde var. Okçu oku fırlatıyor ve konuk korkarak gözlerini kapatıyor. Konuk sunucuya ‘sen de korkarsın bundan’ diyerek onun da yapmasını istiyor. Jay Leno okun atılacağı yere doğru giderken sırtını dönüp ‘Burası NBC, sırtımdan vurulmaya alışığım, sen de sırtımdan vur’ diyor. Türkiye’de bir televizyon programcısı çalıştığı kanalı bu şekilde eleştirse ertesi gün iş aramaya başlar.
Bir de bunlar var:
Bir de
Habertürk’teki Sansürsüz Programını sunan Yiğit Bulut’a birisi yeni bir kuaför önersin
Bir de
Ezel, “izlenme kaygısıyla yapılan klişe sahnelerle” yapılan mantık hatalarını kapatmaya çalışmasın
Bir de
Sağlık programları kozmetik programı olmasın
Bir de
Silahla vurulan adam sağlık ocağında yatmaz. (Ezel’de oldu)
EKRAN TİMİ - Haber 7
ekrantimi@haber7.com
EKRAN TİMİ - Haber 7
ekrantimi@haber7.com
Yorumlar14