Göbeğini kaşıyan bidon kafalılar unutur mu?

  • GİRİŞ03.02.2010 14:43
  • GÜNCELLEME03.02.2010 14:43

Din yasakçı, ‘toz işine’ onay verir, kız çocuklarını okutmaz; modernlik de gayri meşru çocuk sahibi olmaktır. Aşk ve Ceza’nın Ekran Timi’ne düşündürdükleri.

Başörtüsü eylemini 10-15 kişiyle alelade geçiştiren ‘Bu Kalp Seni Unutur mu?’ solcuların eylemi için sıkı çalışmış. Ekran Timi,  lütfen biraz objektiflik diyor.

Bakan ‘Göbeğini kaşıyan adam’ hatırlatması yapıyor. Kanal D haber, küllenmiş tartışmayı yeniden alevlendirdi diye eleştiriyor. Ekran Timi de diyor ki; ‘Göbeğini kaşıyan adam’ ve ‘Bidon kafalılar’ bırakın küllenmeyi bu halkın içinde alev alev yanmaktadır.

Çağatay Yolda’yı geç fark ettik, bir göz atın. Oyuncu yapımcıya ‘sıkılırım, dayanamam’ demiş, yapımcı ‘başla bir, sıkılırsan bırakırsın’ demiş… Peki yayıncının bundan haberi var mıymış? İki çocuğun trajikomik halini reyting malzemesi yapmak doğru mu? Unutulmaz’ın katiline artık gerildik ‘vursan da kurtulsak’ diye sesleniyor Ekran Timi

Ekran Timi’ne takılanlar:

Hangisi Aşk Hangisi Ceza?

Atv’nin bombalarından birisi bu senenin Aşk ve Ceza dizisi…   Lakin Kıraç’ın o muhteşem müzikleri dışında beni çok fazla cezp edemedi. Bir kere Nurgül Yeşilçay bence o rol için fazla kartı kaçmış. Dizideki Asmalı Konak günlerine dönüş hissi yaratan aşiret vs… teması da çok bayat. Aslında dizinin eleştirilecek sürüyle şeyi var. Ancak benim son bölümde dikkatimi daha bir çeken hadise şu,  dizideki nemrut kaynana tiplemesinin gelinine ve etrafındakilere yaptıklarının sürekli dindarlık ve gelenekle örtüştürülmesi çok rahatsız edici. 

Örneğin toz işiyle ve doğudaki tebasının işleriyle geçinen aile diğer yandan sürekli gelenek görenek, din gibi yerlere dayandırıyor bu gücünü. Lakin ne benim bildiğim din bu toz işine izin verir, ne de benim bildiğim din kız çocuklarının eğitim almasına yasak koyar. Gelininin okula gitmemesi için olağanüstü bir gayret ortaya koyan kayınvalide bununla da yetinmiyor ve gelinini pantolonlarını köşkün bahçesinde ateşte yakıyor. Şimdi izleyici bütün bu resimden neyi anlamalı. Din denen gelenek görenek denen şey, kötü pis mi? Peki modernlik adına dizide de gözümüze sokulan gayrimeşru çocuk mevzuu, habire birbirini aldatan çiftler daha mı doğru bir çizgi ve daha mı doğru birer örnek?

Hala Yeşilçam klişelerinden sıyrılamayan ve gerilim=reyting kaygısından sıyrılamayan mantık güzel geçirilecek birkaç saat uğruna insanların zihinlerini bulandırmayı hiçe sayıyor. Gelenek her zaman kötü bir şey değildir, dünün insanının hayatındaki inceliklerden bugün hala ahh nerede o eskiler diye bahsediliyorsa vardır bir bildikleri, din zaten bu ülkede ne zaman doğru düzgün anlatıldı ki insanlara. Ya kaba softa, cami ile evi arasında gidip gelen tiplemeler üzerinden ya da böyle işte dizide de olduğu gibi gelinin pantolonlarını yakan, okula göndermeyen tiplemeler üzerinden. Buna karşılık tam da dizide de olduğu gibi modernlik, çağdaşlık da bütünüyle iyi bir şey değil işte. İnsan ilişkilerindeki erdemin giderek kaybolduğu, ilişkilerin basitleştiği, sıradanlaştığı, hayatın biteviye sıkıcılaştığı… Aşk ve Ceza bana bunları düşündürdü.

Bu Kalp Seni Unutur mu?

Bir türlü Hatırla Sevgili’nin çizgisini yakalayamayan dizide 80’lerin atmosferini göremediğimiz gibi, olaylar aktarılırken de yanlı tavır fazlasıyla hissediliyor. 

Bu haftaki bölümde de 4 Mart 1987 tarihiyle başladı. İstanbullular hatırlar, 87 kışı çok çetin bir kıştı. 28 Şubat’ta başlayan kar Mart ayı boyunca yerden kalkmamış, doğu illerini aratmayacak manzaralar yaşanmıştı. Hadi o kadar kar bulmak kolay değil ama çekimlerin yapıldığı zamanlarda az da olsa kar vardı İstanbul”da. Ama gelin görün ki dizinin sokak çekimlerinde ortalık ıslak bile değildi.

Diğer gözüme çarpan ayrıntı ise; o yıllarda Beyazıt meydanında yapılan başörtüsü eyleminin canlandırılmasıydı. Figüran kıtlığı varmış gibi 10-15 kişilik bir gurubu toplamışlar, üstelik de bazı kızların başörtüleri alelade örtülmüş. 3-5 de sakallı çocuk serpiştirmişler. Al sana Başörtüsü Eylemi… Hadi adam toplayamadınız, prodüksiyon yetmedi. Bari kalabalık gösterecek çekimler yapsaydınız diye içimden geçiriyordum ki, Solcuların eyleminin gürültüsü kapladı ortalığı… Demek ki mesele prodüksiyon değilmiş. Sol eylem için hiçbir masraftan kaçınılmamıştı. Mademki bir dönem anlatılıyor. Üstelik de hafızalarımızda taze kalmış bir dönem. Biraz daha özenli ve tarafsız olunmalıydı.

Son olarak gayri meşru dizi çocuklarına bir tane de Bu Kalp Seni Unutur mu’dan… Zaten yasak ilişkiler üzerine kurulan hikayeye bir de zina çocuğu eklendi. Sözde bir dönemin tarihini anlatma çabasında olan diziyle millete verilenler ortada…

O ateş küllenmedi ki yeniden alevlensin

Hafta sonu Kanal D'de yayınlanan ana haber bülteninde Deniz Arman haberi sunarken ‘Sağlık Bakanı Akdağ konuştu, daha doğrusu konuşmadı ateş etti, mermilerin hedefi bazı köşe yazarlarıydı’ dedi.

 Arman’ın sunuşunun ardından Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın konuşması geldi ekran. Akdağ, “Bunları yazanların insan sevgisi, söylemek zorundayım, kendi köpeklerine duyduğu sevgiden de azdır.” Bakan’ın bu sözünün ardından muhabirin sesi geldi ekrana; “Sağlık bakanı çok ağır konuştu, ağır ihamlarının hedefinde bazı köşe yazarları vardı. ‘Sivil faşizm’ tehlikesine dikkat çeken bazı köşe yazarları…” Ardından yine Bakan’ın sözleri ekrana geldi, sivil faşizmi kalemlerine dolayan köşe yazarlarını eleştirdi Bakan… Balyoz’dan bahsedildi ardından tekrar medya konusuna haberde yer verildi. Kanal D’nin haberindeki dış ses ‘Küllenmiş bir konuyu yeniden alevlendirdi’ diyerek devam etti sunuşuna Bakan’ın “Halkımıza göbeği kaşıyan adam muamelesi yapmak istemesinler. Onlar kendi köşelerinde bunu yazabilirler, bunları yazanların insan sevgisi, söylemek zorundayım, kendi köpeklerine duydukları sevgiden de azdır.” sözleriyle haber bitti.

Kanal D haber haberi sunarken ‘Küllenmiş konuyu alevlendiriyor’ diyerek Bakan’a tepki gösteriyor.

Sevgili Deniz arman ve Kanal D haber ekibi emin olun ki, bakan bıraksa bunları halk bırakmayacak. ‘Göbeğini kaşıyan adam’ ve ‘Bidon kafalılar’ artık grubunuza bağlı iki yazarı temsil eden bir marka ve yazarlarınızın halka bakış açısını göstermektedir. Siz 'karıştırmayın artık o defteri' deseniz de o defter kapanacak gibi değil.

Bir de bunlar var

Bir de…

Geçtiğimiz Cumartesi gecesi SKY Türk’te Çağatay Yolda programına takıldım. Yıllardır program ismini duyarım ama sanırım ilk defa oturup seyrettim. Ve programın 15-16 yıllık bir geçmişi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Tabi farklı kanallarda…

Darıca Hayvanat Bahçesinde çekimler yapılmış. Eğlenceli bir bölümdü. Ancak benim en çok hoşuma gidense flashbackler oldu. Daha önceki senelerdeki ziyaretlerinden de bölümler göstermesi programa ayrı bir renk katmış. Ve en önemlisi 15-16 yıl öncesinin arşivlerinin korunmuş olması. Çünkü TV’ler arşiv konusunda çok zayıf. Ancak program dış yapım ise onlar kendi arşivlerini daha iyi saklıyorlar…

Bir de…

Kapalıçarşı Cuma gecesine alındı. Nejat İşler’in oynadığı Cemal karakteri öldü. Geçen haftaki bölümü bu şekilde yayınlandı. Cuma günü ve Cemal’siz. Artık izlenmez diyordum açıkçası. Ama bu haliyle de fena gelmedi bana. Hikaye akıyor gibi. Reytinglerinde de fazla bir oynama yok. Sanırım kemikleşmiş bir izleyicisi var.

Nejat İşler bir röportajında “ ben sıkılırım bir süre sonra oynayamam dedim yapımcıya” demiş Kapalıçarşı için. “Olsun sen başla sıkılırsan bırakırsın” demişler. Acaba ATV’ye diziyi satarken bunu söylediler mi?

Bir de…

Geçen hafta Facebook”ta  çok paylaşılan bir video vardı. Sınıf başkanı ilkokul öğrencisinin haykırışları ve ardından da yardımcısı olan kızın feryadı. Ben izlediğimde tüylerim ürpermişti. Ama en çok da bunları ateşleyen ve videoya çekip yayınlayan öğretmenin tavrına…

Beyaz da tıklanma rekoru kıran bu çocukların reytinginden faydalanmak istemiş ki, programına davet etmiş çocukları. Öğretmenleri açığa alındığı ve soruşturmada olduğu için çıkamamış ekrana. Çocuklar burada da show yaptılar. Bu yaştaki çocukların bu kadar bilmiş konuşmaları herkesin hoşuna gitti, hatta Beyaz kırıldı gülmekten ama bana çok acı verdi. Bir çocuğun ağzından duyulmaması gereken sözcükler dökülürken, başta Beyaz olmak üzere bütün salon bunlara güldü ve hatta alkışladı.

Bir de…

“Unutulmaz” hakikaten unutulmayacak bir dizi haline geldi. Sürekli takip etmiyorum ama ara sıra daha ne kadar gidebilir bu dizi diye bakıyorum. Geçen haftaki bölümünde bir sahne vardı ki nasıl yorum yapacağımı şaşırdım. Bölümün finalinde dizinin başkahramanı eniştesi tarafından tutulan kiralık katil tarafından öldürülmek üzeredir. O ise her şeyden habersiz evin içinde dolaşmakta ve içkisini yudumlamaktadır. Katil dürbünlü tüfeğiyle nişan alır ancak her defasında tam ateş edecekken hedef hareket eder. Son sahnede hala ateş etmeyi beceremeyen katil bakalım bu akşamki bölümde bunu başarabilecek mi? Vursa da kurtulsak diyeceğim ama tanıtımdan anladığım kadarıyla başaramamış gibi görünüyor…

Bir de…

İki oda öteden canlı yayına telefonla bağlanan konuk işi bir yayıncı cinliği midir? Nedir!

EKRAN TİMİ - Haber 7
ekrantimi@haber7.com
 

 

Yorumlar5

  • Mustafa Kemal Kurtoğlu 14 yıl önce Şikayet Et
    kanal 7 meselesi. bazı arkadaşlar kanal 7 nin yayın politikasını eleştirmişler ellerine sağlık ben hatırlıyorum eskiden kanal 7 yi izlerdik hep..bosna savaşı vardı biz kanal 7 ye güvenirdik..haberleri ondan takip ederdik..deniz feneriyle yüreğimize su serperdik..en sıkıntılı günlerimizde mesela 28 şubat dönemlerinde kanal 7 ye sığınmıştık..nefes alıyorduk bu kanalla..şimdi ne hale geldi eskiden dik ciddi bir duruşu vardı.."bizimkiler iktidara gelince" her şey gibi bu kanal da değişti..yazık oldu..seviyesiz oldu..üzülüyrz
    Cevapla
  • evren erdem 14 yıl önce Şikayet Et
    bu kalp neleri unuttu -2. solcular hızla köşe dönücü oldu. ki aslında üzücü de olsa doğrudur. bütün reklam halkla ilişkiler şirketlerinin başında eski devyol kodamanları vardır. dizi göstermek istediklerini gösteriyor gerisini atlıyor. 1987 kışı denilen 1986 dır. o kış dedemi kaybetmiştik. 5. sınıftaydım hala unutmam o kışı. dizinin tek güzel yanı sevgili Kemal Sahir abi nin müzikleri emeğine sağlık diyorum. son olarak daha tarafsız olmalı Tomris Hanım...
    Cevapla
  • evren erdem 14 yıl önce Şikayet Et
    bu kalp neleri unuttu... diziyi 80/2002 sıkalasında oldugu zaman izlemeye karar verdim. 84 deki ölüm orucunu verdi. Ferhat Kurtay ların eylemini ..ve hayatını kaybedenlerin isimlerini dizi sonunda özel olarak geçti. 1984 yılında metris cezaevinde ölüm orucunda ölen Abdullah Meral Haydar Başbağ Hasan Telci Fatih Öktülmüş .. konu bile edilmedi sadece açlık grevi düzeyinde geçiştirildi. hatta diziyimi kaçırdım diye düşündüm yok deil 1984 atlandı. önce açlık grevi sonrasında ö.o vardı .. unutuldu.
    Cevapla
  • mehmet osmanoğlu 14 yıl önce Şikayet Et
    Bu Kalp seni Unuturmu. İlk Üç dört bölümünü zevkle izledim.Fakat sonrasında Faşistleri çok kötü Komonistler de masum gösterilmeye başlandı.Sonra gayrı meşru çocuk derken kalite sıfıra indi zaten iddialı bir şekilde yola koyulmuştu.Sanırım bitiyor
    Cevapla
  • ayse_nur 14 yıl önce Şikayet Et
    unutulmaz dizisi komedisi. bu diziyi hala nasıl sabırla seyrediyorlar insanlar şaşırıyorum. fragmanlarına bakıyorum. hiç istisnasız. her bölümün başında birleşiyor aşıklar ama o bölümün sonunda ayrılıyorlar. öğhhhhhh desem çokmu ayıp kaçar
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat