Söylemesi zor ama gerçek...

  • GİRİŞ12.03.2012 06:24
  • GÜNCELLEME12.03.2012 06:24

28 Şubat'a herkes kendi işine gelen pencereden bakıyor. Öyle olunca herkes bir bakıma haklı; çünkü insanlar kendi penceresinden gördüğünü söylüyor.

Ama aynı zamanda herkes meselenin bir kısmını mercek altına yatırdığı için eksik bilgi ile hareket ediyor. Aslında insaf ölçülerini unutmadan herkes kuşatıcı bir ufuk turuyla konuya yaklaşmalı. Aksi takdirde başka haksızlıklara göz yumulmuş olur.

Demokrasiye müdahalenin meşru gerekçesi olamaz

28 Şubat, demokrasiye doğrudan yapılmış bir müdahaledir ve suç işlenmiştir. Tıpkı diğer darbeler gibi 28 Şubat'ın da meşru bir gerekçesi olamaz. Öyle bir gerekçe hazırlayanlar hata yapıyor. Çünkü demokrasilerde yanlışlar süngülerin gölgesinde düzeltilemez. İktidarları halk seçer, halk değiştirir; bu kuralın dışında yapılan her müdahale külhanbeylik ve kabadayılıktır. 28 Şubatçılar bu fütursuzluğu -nasıl olsa bin yıl sürecek- diye yapmışlardır. Hak hukuk gözetilmemiş, kanun çiğnenmiş, psikolojik harbin her metodu uygulanmıştır. 'Ülke elden gidiyor', 'rejim tehdit altında' gibi kara propagandalar darbe teşebbüslerini makul hale getiremez.

Siyasîler daha basiretli davranmalıydı

Maalesef o günlerin siyasî aktörleri (sadece iktidardaki koalisyon partileri değil, muhalifler de) büyük bir hata yaparak darbecilerin işini kolay yapmasını sağlamıştır. Darbecilerin yaptığı meşru değildir, olamaz da! Lakin o günler siyasîlerce kötü yönetilmiştir. Libya'ya gitmeye de, Kaddafi'nin çadırında aşağılanmaya da gerek yoktu mesela. İyi niyetli olunsa bile o günkü ağır şartlar altında Başbakanlık'ta iftar verilmesi de doğru değildi. Sincan'da düzenlenen o malum program, provokasyoncuların ekmeğine yağ sürmüştü. Başbakan'a en galiz hakareti kameralar karşısında yapan bir subaya haddini bildirmemek yanlıştı. 160 küsur subayın irtica suçlaması gibi uyduruk ve iftiraya dayalı mazeretlerle ordumuzdan atılma kararını imzalamak büyük vebaldi. O günün hükümeti bu konularda hata üstüne hata yaptı. Keşke yapmasaydı! O hatalar askerin müdahalesini meşru hale getirmez; ancak 28 Şubat konuşulurken bazı gerçeklerin perdelenmesine de gerek yok..

Halka gitmek, cuntaya ders vermek içindir

Bir hükümet üst üste büyük hatalar yapar; daha kötüsü ipleri cuntacıların eline teslim ederse o hükümete aydınlar neyi tavsiye etmeli? Belli ki adamlar kışlalarından çıkmış gümbür gümbür geliyor; Susurluk hadisesinde suçüstü yakalananlar bile 'fasa fiso' söylemi yüzünden zeytinyağı gibi üste çıkmış. Sekiz saat süren MGK toplantısında korkunç kararlara İslamî hassasiyeti olan bir hükümetin üyeleri bile imza atmış; atmak zorunda kalmış. İşler iyice zıvanadan çıkmış, darbenin siyasî muhatapları gerekli dik duruşu sergileyemiyor; ülkesini seven aydınlar o gün ne önerebilir?

Hükümeti iş yapamaz hale getiren silahlı güçler yetkilerini aşıp demokrasiye adım adım müdahale ediyorsa siyasetçi çıkıp demeli ki: 'Ey halkım, ben seni temsilen icraat yapıyordum; lakin benim görev yapmama müsaade etmiyorlar. Sandığa gidiyorum, şayet bana yapılanları sen de yanlış buluyorsan bana destek ver.' İşte o zaman kahraman olurdunuz... Darbecilerin ödünü koparan ve kirli oyunu bozan hamle erken seçimdir. Merhum Menderes seçime gitseydi onun canına kıyan caniler halktan şamar yiyecekti. 27 Nisan bildirisine karşı gereken cevabı veren AK Parti sadece demokrasinin de onurunu değil; kendi itibarını da korudu. Hükümet 367 kilidini açamayınca halka gitti; oradan yüzde 47'lik bir zafer çıkmasaydı asker kışlasına çekilmezdi.

Hocaefendi'nin tavsiyesini doğru anlamak gerekiyor

Ülke darbe ortamına sürüklenirken cuntacıların sonuç alacağını gören bir kısım aydınlar önemli uyarılarda bulundu. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin uyarısı antidemokratik güçleri desteklemek için değil; onların menfur planlarını erken davranıp bozmak içindi. Hocaefendi'nin hükümeti uyarmasını bazı art niyetli yorumcular askere destek ya da askerle işbirliği gibi yorumluyor. Tam tersine!

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kulanabilirsiniz


Ekrem Dumanlı / Zaman

Yorumlar2

  • omer faruk 12 yıl önce Şikayet Et
    kimi aklamaya çalışıyorsun..... memleketin gazetelerini kendilerine köşe edinmiş insanların hali buysa vay o memleketin haline... hala iyiyi kötüyü birbirinden ayırt edememiş zihniyet... sırf birini aklamak için lafı eveleyip geveliyor. o bahsi geçen şahsın susuyor. ama paralı maşaları avukatlık yapıyor.. 28 şubat ve öncesi açın o malum şahsın gazetelerini bakalım hangi haberleri olumlu, çünkü onlarda biliyor ki o malum şahıs, cemaati ve medyası suçlu.. o şahıs ve taifesi bugüne kadar hangi müslüman cemaata destek vermişki erbakana destek versin. o şahıs ve taifesi yahudi ve hıristiyanlara hoşgörülü müslümanlara kindardır. Allah c.c ayette...müminler de kâfirlere karşı şiddetli olup kendi aralarında şefkatlidirler.Fetih 48.29 malum cemaatin önderi ayetin tam tersi istikamette.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • tankoy oytun 12 yıl önce Şikayet Et
    belediyelerden pis kokular geliyor o nolacak.. erdoğan birkaçbelediyesini ibretialem yapmazsahalkın dürüstlükbeklentisine halel gelecek.biz hz. ömer gibi kendi işinde kendi halkın işinde halkın mumunu yakacak başkanlar bekliyorduk. hadi ben inanmıyorum. ama ekseriyet belediye başkanlarının dürüst olmadığında kani.bu büyük zarara neden olabilir.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat