'İnsafa davet' kabul görünce

  • GİRİŞ28.05.2012 10:06
  • GÜNCELLEME28.05.2012 10:06

Küçük ama örgütlü bir zümre ne diyordu: "Cemaat Fenerbahçe'yi ele geçiriyor!" Absürt bir iddia. Tevil götürmez bir zırva. Gel gör ki sanal âlemde pişirilen, korsan gösterilerde provası yapılan bu kara propaganda pek çok insanı da etkilemişti. Sonrası malum. Araba yakmalar, molotofkokteyli atmalar, rastgele oraya buraya saldırmalar... Ortaya çıkan kaotik manzara, bu ülkenin her kesimini derinden üzdü. Meselenin taraftarlık ruhuyla izah edilmesi asla mümkün değildi. Marjinal grupların umurunda mı? Asla! Onlar sosyal çatışmayı kışkırtmak için her türlü figürü, kirli amaçları için kullanıyordu.

Nihayet sabır taşı çatladı. Fener-bahçe'nin içinden cesur bir haykırış yükseldi. Hafta içinde gazeteniz Zaman, iki gün "İnsafa davet" manşeti attı. Fenerbahçe'ye gerçekten gönül vermiş, önemli vazifeler deruhte etmiş, yıllar boyu elini taşın altına koymuş insanlar "Yeter!" dedi. Fenerbahçe Başkan Vekili Nihat Özdemir, Asbaşkan Cihan Kamer, eski Başkan Ali Şen... Yıllardır Fenerbahçe'ye hizmet etmiş insanlar "cemaat düşmanlığı" üzerinden yürütülen kara propagandanın hem Fener'e hem ülkeye zarar verdiğini gördü ve sağduyunun sesi haline geldi.

"Gerçek Fenerliler" konuşunca Fener'in içine sinsice çöreklenmeye çalışan marjinal gruplar suçüstü yakalanmış oldu. 1 Mayıs mitinginde Başbakan Erdoğan ve Fethullah Gülen Hocaefendi'ye hakaret içeren pankartı da onlar açmıştı. Sanal âlemde hücreler kurup kamuoyu oluşturmak isteyenlerin ezberini "İnsafa davet" haberleri bozuverdi.

Aslında toplumun her kesiminden taraftarı olan spor kulüplerimizi politize etmek için epey bir süredir gayret sarf ediliyor. Her kesimden insana açık kulüplerimizi aşırı sol örgütlerin sahte laiklik söylemiyle esir almak isteyenler var. İşte en çarpıcı örneklerinden biri: Başbakan Tayyip Erdoğan ameliyattan çıkmış, nekahet dönemini yaşıyor. O sırada efsane Fenerli Lefter hayatını kaybetti. Başbakan, Fenerbahçe Stadı'nda yapılan törene sağlığını tehlikeye atarak katıldı. Orada bile haddini bilmez birtakım örgütçüler Fener formasını kendine kalkan yaparak Başbakan'ı yuhaladı. Neden? Cenaze evinde böyle bir küstahlık hangi Fenerbahçelinin (hatta hangi insaflı insanın) vicdanına sığar.

Başbakan'ın tribün terörüne karşı söylediği "Lanetliyorum." sözünün altında ezilenler, saldırı oklarını Fethullah Gülen Hocaefendi'ye çevirdi. Zaten çoktandır sinsi bir propaganda yapılıyor, medyadan bir kısım malum çevrelerden de bu kara propagandaya destek geliyordu.

Daha üzücü olan da nedir, biliyor musunuz? Marjinal gruplarla hiçbir irtibatı olmayan; hatta ahirette hesap vermeyi dünya hayatının merkezine yerleştiren güzelim insanlardan bir kısmı bile fanatik bir halet-i ruhiye ile akla karayı birbirine karıştırıyor. O yüzden "Gayretullaha dokunma noktasına gelmiştir" deniliyor. Gerçekten de öyle. Hiçbir suçu, günahı olmayan, ülke sevdalısı milyonlarca insan hakkında o kadar ağır ithamlarda hatta hakaretlerde bulunan kişilere taraftarlık kimliğiyle destek çıkmak onca insanın hakkına hukukuna tecavüz etmek demektir. Bunun insafla, vicdanla, imanla, hesap günüyle izahı mümkün değildir.

Denge, bir kere bozulmaya görsün! Adamlar bir futbol kulübünü "üst kimlik" ilan edip sanal âlemden cinnet mustatiline devam ediyor. Kime göre üst kimlik? Herkesin kulübü herkese 'üst kimlik' olursa toplumu bir arada tutacak manada hangi mukaddes değer kalır? Aklî melekelerini yitirmiş bazı insanlara ne diyeceksin ki "insan olma"nın üst kimlik olduğu, ondan sonra kişinin kutsallarına göre kimliklerin bulunduğunu, o kimlikler arasında din, vatan, kültür, insan hakları gibi kavramların sıralanabileceğini anlayabilsinler.

Dünyaca ünlü bir teknik direktörle yakın dostluğum olmuştu. Aynı zamanda efsane bir futbolcu olan o kişinin takım sahaya çıkarken oyuncularına sarf ettiği basit ama anlamlı cümleyi hiç unutmam: "Enjoy the game!" Yani, oyunun keyfini çıkarın! Futbol bir oyundur; hem de güzel bir oyun. Hâşâ bir 'din' değildir. Stadyumlar da mabet değildir. Yöneticiler de kutsal insanlar değildir. Kendine has dinamizmi ve ahlakî prensipleriyle toplumun her kesiminin ilgisini çeken sosyal bir kaynaşma zeminidir. Bu platformu tahrip etmek, insaf çizgisini aşmaktır.

Aklı başında taraftarlar hiçbir kulübün politize edilmesine, siyasî bir çizgiye taşınmasına, marjinal grupların oyuncağı haline getirilmesine müsaade etmemeli. Etmeyecek de. Bunun en güzel delili hafta içinde, gerçek Fenerlilerin "İnsafa davet" manşetiydi: Kamu vicdanında büyük yankılar uyandıran o iki manşet toplumda nasıl büyük bir rahatlamaya sebep olduysa, azgın grupları da paniğe ve öfkeye sevk etti. Demek ki tam bam teline basılmış. Bu yoldan ilerlemek, sporda sağduyuyu, ahlakı, edebi, kardeşliği, dostluğu ihya etmek gerekiyor...

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Ekrem Dumanlı - Zaman

Yorumlar1

  • başar uyandıran 11 yıl önce Şikayet Et
    3 temmuzdan beri attığınız manşetleri. yorumcularınızın iftiralarını.futbol topunu görse bomba sanacak kişilerin fenerbahçe için aşağılayıcı yazılarını,daha savunması alınmayan kişilerin çetecelik iftiralarını nereye koyacağız.feneri ergenekon ilan eden köşe yazarlarına ne diyeceğiz.biz marjinalsek.onlar ne.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat