Madem çember daralıyor...

  • GİRİŞ25.06.2012 13:10
  • GÜNCELLEME25.06.2012 13:10


Suriyeli muhaliflere Amerikan ajanları silah taşıyormuş. Haberin nişan tahtasında kim var? Amerika mı, Türkiye mi, Suriye mi? Güneydoğu deyince insanın bin kere düşünmesi gerekiyor; zira burada kırk tilkinin kuyruğunu birbirine bağlayıp kırk tilkiden de kürk çıkarmak isteyen güç odaklarının varlığı malum. Her neyse...

Güneydoğu'yu yakından ilgilendiren bir diğer gelişme, Leyla Zana tarafından yapılan açıklamalar. Zana, ucunda PKK lideri Abdullah Öcalan'ın ev hapsi de olan bir dizi tekliflerde bulunuyor ve Başbakan Erdoğan'ın sorunu çözeceğine dair açıklamalar yapıyor. Bu arada Karayılan mülakatı yapılıyor ve Oslo görüşmeleri yeniden gündeme getiriliyor. İyimser konuşmalar, pozitif köşe yazıları, umut dolu değerlendirmeler süregiderken PKK karakol saldırısı yapıyor ve 8 askerimiz şehit ediliyor. Daha bunun nedeni anlaşılamadan, kim 'açılım' istiyor, kim 'açılımı sabote ediyor' soruları eşliğinde, Suriye keşif uçağımızı düşürüyor.

Keşif uçağını düşürmek öyle rastgele yapılacak bir iş değil. Belli ki Türkiye'ye (hatta Suriye'ye müdahalenin konuşulmasına binaen uluslararası güçlere) bir mesaj veriliyor. Mesajın muhatapları belli. Ya sahipleri? Kendi vatandaşını her gün katleden Suriye mi? Ona askerî destek vermekten çekinmeyen bazı ülkeler mi?

Suriye meselesinde yalnızlaştırıldığımız çok net. Batı, Suriye'de yaşanan katliama kulaklarını tıkamış çoktan. Amerika'nın yaklaşan seçimleri atlatmadan bir irade ortaya koyması muhal gibi. Arap âlemi kendi gölgesiyle kavgalı. En dinamik yapı, merkezinde koyu Şiilik taassubu taşıyan bir odağı işaretliyor. Suriye'deki vahşi düzenin bozulmasını ('daha kötü bir yönetim gelirse' senaryosu üzerinden) İsrail de istemiyor. Geriye kalıyor Türkiye. Türkiye, yanı başında yaşanan insanlık dışı uygulamaya tek başına müdahale etse bir dert; akrabalık ve komşuluk bağımız olan Suriye'deki vahşete suskun kalsa bir dert.

Üstelik Suriye, yıllardır sümenaltı ettiği PKK kartını da yeniden masaya koymuş durumda. Kuzey Irak ile Türkiye'nin yakınlaşmasına da denk gelen Türkiye karşıtı süreçten hem Suriye çok kazançlı görünüyor, hem PKK. Biri, Türkiye'yi zor durumda bırakacak kirli bir maşaya kavuşmanın sevincini yaşıyor; diğeri de daha önceki ağa babalarını da taciz etmeyecek yeni bir hami edinmenin coşkusu içinde. Merkezî Irak yönetimini temsil eden kişilerin İran'ın dümen suyuna mahpus ve mahkûm hale gelmesi de Suriye'nin Türkiye'ye karşı efelenmesini temin edecek bir başka faktör. Mezhepçi bir ahir zaman kâbusu peşinde koşuyor birileri. Bölgeden gölgesi hiç eksik olmayanların işine geliyor bu armageddon senaryoları...

Türkiye'nin dünyadaki ağırlığı arttıkça bir kısım çevrelerin bundan rahatsız olduğu aşikâr. Bu ülke siyasette, ticarette, demokratik sivil toplum örgütlenmelerinde derlenip toparlandıkça birilerinin keyfi kaçıyor. Türkiye'nin, daha düne kadar lokal bir güç olmasından bile rahatsız olanlar, uluslararası meselelerde de inisiyatif almaya çalışmasından fevkalade endişe duyuyor. Uluslararası lobicilik yapan güçlerin son yıllarda dozunu artırarak yaptığı AK Parti düşmanlığı da uluslararası basında gündemde tutulmaya çalışılan 'cemaat' aleyhtarlığı da tesadüfen gelişen hadiseler değil. Hatta hiçbir makul gerekçe ve sebebi yokken müesses nizamın kadim ceberutlarının, yargının elinden kurtarılmaya çalışılması da boşuna planlanmıyor. Eski düzende iş tuttukları kişilerin değişik urbalar giyerek sahnelediği kaotik oyunlara ihtiyaç duyuyorlar çünkü. Kadim senaryoların yeniden tezgâhlanması, Türkiye'nin kendisiyle meşgul olmaktan bîtab düşürülerek uluslararası platformda biçare kalması içindir.

Üst üste yaşanan hadiseleri tek tek ele almak bazen büyük fotoğraftan kopmamıza neden olabilir. Tecrübeyle sabittir ki müstakil görünen pek çok olay aslında birbiri ile irtibatlı; hatta birbirinin tamamlayıcısıdır. O yüzden soğukkanlı kalmak gerekiyor. Bir de güç dengelerini elinde tutan odakların bizi sürüklemek istediği noktayı görmek. Madem çember daraltılıyor, madem içerdeki dinamikleri birbirine kırdırarak dışarıdaki kuşatma derinleştirilmek isteniyor; ya karşı tarafın daha önce görmediği yeni bir yol bulmak gerekiyor ya da bu çemberi bir yerinden kırarak şaşırtıcı bir yol açmak. Onca acı tecrübeden sonra çok boyutlu entrikaları çözümlemek çok da zor olmasa gerek...

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Ekrem Dumanlı - Zaman

Yorumlar4

  • Tezel Yorumluyor 11 yıl önce Şikayet Et
    esed çin-rusya-iran-küba-kuzey kore komünist bloğunun elemanı. abd adımlarını dikkatli atıyor elbette. konu sadece suriye değil. dünya savaşından çekiniyor herkes. türkiye manevi gücü, abiliği ile ancak ilerleyebilir şu aşamada. kimse kendini dev aynasında görmemeli.
    Cevapla
  • athen slayer 11 yıl önce Şikayet Et
    hala başkalarının çıkarları!. oyuna gelmeyelim diyorsunz . peki o oyun nedir ? biliyormusunuz? yoksa bilip bilmeden boş boş atıyormusunuz? bilseniz o oyun nedir halkı uyarırsınız ama belli ki bilmiyorsunuz. çember daralıyor ama o çember nedir? böyle gizli gizli köşe yazıları türk milleti ile ne derece yakın oldugunuzun bir göstergesidir . türk milletinin itibarı ayakları altına alınıyor ve sizler hala oyuna gelmeyelim , bizi yalnız bıraktılar diyorsunuz. cemaat çıkıpta müslümanların hakkını savunamıyorsa nerede kaldı müslümanlık . barış zamanında güzel güzel programlar yapın ama saldırı olunca aman oyuna gelmeyin gibi kocakarılar gibi etrafa kaçışın. siz bu oyunların ne oldugun anlarken müslümanlar ölüyor ama elinizdeki gücün farkında degilsiniz
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • başar uyandıran 11 yıl önce Şikayet Et
    yahu hergün manşet attınız.esed şöyle zalim esed böyle zalim. israile sesiniz çıkmaz.abd ye hiç çıkmaz.varsa yoksa esed.yağmur yağdı esed.güneş açtı esed.şimdi ne oldu.amerika durun acele etmeyin dedi.hemen kıvırmaya başladınız.ne oldu... aslan gibi pliot şehit.yazık yazık
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Muhammed Ali 11 yıl önce Şikayet Et
    başından sonuna doğru ! . ne demeli ! ülke olarak güçlü olmaktan başka bir çaremiz yok !!!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat