Allah'tan korkun!

  • GİRİŞ26.07.2012 10:38
  • GÜNCELLEME26.07.2012 10:38

"Olsun; belki onların da kalbi yumuşar rükû ve secdenin girdabına onlar da kapılıverir" diye düşünüyor, teselli oluyorsunuz.

Mihrapta yaşlı, pir-i fani bir zat. İncecik sesiyle tekbir getiriyor. Birkaç saftan oluşan cemaat o naif sedanın içindeki titreşimi seziyor şüphesiz. İmam her 'Allahüekber!' deyişinde derin bir sessizliğe gömülüyor ve o asude tablonun içinde kaybolup gidiyorsunuz. Artık bir kurşun ağırlığıyla patlayan deklanşör sesinin de kıymeti kalmıyor; insanı bîhuzur eden yaban nazarların da. O muhteşem mabedin içinde küçüldükçe büyüyor; büyüdükçe derinleşiyor insanlar. Kul olmanın nasıl muazzam bir özgürlük olduğunu, O'na kul olanın başka hiçbir şeye kul olamayacağını iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Namaz bitince İmam Efendi yarım oturuşla cemaate dönüyor. Yaşlı ama diri bir adam. Yine de insanın kalbine gelmiyor değil: "Daha genç bir imam yok muymuş acaba?" Tövbeler eşliğinde kovduğunuz, kovaladığınız o vesvese belki kaçıp gidiyor; lakin çizik atıp geçiriveriyor kalbinizin müdafaasız bir yerine.

Tesbihat, Mavi Cami'nin duvarlarında yankılanıp gönüllere iniyor. Osmanlı disiplinini bir daha duyuyorsunuz. Herkesin kendi başına yapabileceği tesbihat, tahmidat ve tekbirat bir ordu buyurganlığı içinde müezzinler tarafından yaptırılıyor herkese. Olsun. Yakışmıyor değil bu güzel disiplin. Hatta yanılmıyorsam, Ayet'el Kürsi'yi de müezzinler okuyor siz dinliyorsunuz. Ona da eyvallah. Belki o cebrî dinleyiş olmasa o ayetten mahrum yaşayacaktık o gün.

Tesbihat bitince aşr-ı şerifi kimin okuyacağını merak ediyorsunuz. Pir-i fani imamın o narin sesiyle o koca camide aşr okumayacağını, müezzin mahfilinden gür bir sedanın o muazzam kubbede yankılanacağını bekliyorsunuz.

Öyle olmadı. İmam efendi az önce mikrofonlar eşliğinde bile zor duyulan sesiyle bir aşr-ı şerife başlamış oldu. Allah var; pek çoğumuzun beklentisi o tarihî eserin içinde insanı kanatlandıracak gür bir seda, mehip bir eda idi. "Bir hikmeti vardır" deyip okuyana değil okutana; yani "bir dağa indirilseydi Allah korkusundan parça parça olacak"ı söyleyen o gökler ötesi emanete bakmak gerekiyordu. Ona kulak kesildik. İnce mi ince, derin mi derin bir sesin eşliğinde uhrevî bir teslimiyet içinde o Muazzam Ferman'ı dinliyorduk şimdi. Sonsuza kadar o kitabı bize dinlet Ey Kitab'ın sahibi!

Adeta mırıltılar halinde okunan kelam-ı İlahî belli bir ahenk ve seyir içinde sürüyordu ki imam efendi derin bir nefes aldı. O ana eşlik eden yüce mabet de sükûta boyun eğdi sanki. Şimdi çıt çıksa gök kubbede çınlayacak adeta. O yaşlı adam, sükûtun bağrına İlahî kelamın kısa bir cümlesiyle derin bir şerh düştü: "Fettekullâh!"

Muazzam bir haykırıştı bu! Sanki imam efendi onlarca yıldır nefesini tutmuş da o suskunluğu bu muazzam mesaja odaklanmıştı. O haykırışın son hecesini uzattıkça uzattı. Cami inliyordu. Gönüller ürperiyordu. Gözler yaşarıyordu. Kalpler heyecana geliyordu. Ama o son hece hâlâ sürüyor "Aaaah!" dedikçe ilahi bir efkâr ve hüzün O'na duyulan saygı ve korkuyla yüreğimizi ağzına getiriyordu. Nitekim saflardan bir çığlık yükseldi. "Allah!" diye bağırıyordu biri. Hıçkırıklar, inlemeler, iç çekmeler. Bir anda herkesin gönlü kabarmıştı. Cami, lerzeye gelecekti ama o haykırışa ortak olmamak için insanlar dişlerini sıkıyor, dillerini ısırıyor, gözyaşlarını gizliyordu.

Fettekullâh! Yani, Allah'tan korkunuz! O'na saygılı olunuz.

O'nu gücendirmekten korkunuz, O'na nankörlük etmekten korkunuz. O'na saygısızlık yaparak cezaya müstahak olmaktan korkunuz... O korkunun içinde Sevgili'yi kaybetmek, merhametten mahrum bırakılmak, şefkatten nasipsiz kalmak, inayetten uzaklaşmak, vardı...

Namaz bitti. Doğrudan doğruya camiinin avlusuna çıkıyor yaşlı imam. Onlarca çocuk sıraya girmiş o pir-i fani'yi bekliyor. Her biriyle tek tek konuşuyor, onlara harçlık dağıtıyor. Yanımdakilere soruyorum: "Kim bu adam?" "Gönenli Mehmet Efendi'yi tanımıyor musun?" diyorlar. Nerden tanıyayım; İstanbul'a yeni gelmişim. Yine de ayıplıyorum kendimi.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Ekrem Dumanlı - Zaman

Yorumlar1

  • bir kul 11 yıl önce Şikayet Et
    pardon...!. şimdi , hizmet bunu gözetiyor yani,he mi?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat