Oradan öyle mi gözüküyor?
- GİRİŞ05.04.2013 08:06
- GÜNCELLEME05.04.2013 08:06
Klasik söyleyişle; iyi tarafları da olan, ama ölçü kaçırılacak olursa bazı kişiler ve bu arada özellikle de çocuklar açısından çeşitli mahzurlar içeren internetin müthiş bir icat olduğu ve son zamanlarda hayatımızı derinden etkilediği, malum.
Arama motorları, ilgilendiğiniz bir kişi ya da konu hakkında, bazen milyonları bulan kaynakları nerdeyse saliseler içerisinde emrinize hazır hale getirse de, bilgisayar teknolojisinin ‘copy-paste' özelliği kullanılarak hazırlanmış metinler, aradığınızı bulma sevincinizi kısa sürede kursağınızda bırakır.
Dahası, e-mail yoluyla posta kutunuza düşen metinlerin bazıları oldukça ilgi çekici hikayelere sahiptir. Bu hikayelere ulaşabilmenin yolu da, internet denilen dünyanın daha derin dehlizlerine girip araştırma yapmaktan geçer.
“Fransa'nın en etkili gazetelerinden Le Monde'da, gazetenin İstanbul Muhabiri Guillaume Perrier imzasıyla yayınlandığı iddia edilen ‘Ekonomik başarı, diplomatik hayal kırıklığı' analiz haber”i konu alan ve galiba birçok kişinin posta kutusuna uğrayan e-mail, ilgi çekici maillerden birisi.
İnternet üzerinde defalarca dolaşıma girdiği ve üzerinde çeşitli tartışmalar yapıldığı anlaşılan bu ‘analiz-metin'le ilgili olarak kesin olan şey, Le Monde'da ve adı geçen muhabirin imzasıyla yayınlandığı iddiasının gerçeği yansıtmıyor oluşu.
Analiz, yani yazı aslında Ahmet Altan tarafından yazılmış ve 7 Mayıs 2007 tarihinde gazetem.net internet sitesinde ‘Üçüncü Dünya Savaşı, Türkiye'den çıkabilir…' başlığı altında yayınlanmış. Birileri de, ihtimal ilgilerini çektiği için, yazıyı Le Monde'da yayınlanan bir analiz olduğu iddiasıyla, belki de binlerce değişik adrese göndermişler.
Yazı üzerinde çeşitli tartışmalar yapılmış ve bu arada kendisine izafe edilen kişi, ‘analizin kendisine ait olmadığını' belirtmiş.
Ancak yazı bu günlerde yine ortalıkta.
İşin buraya kadar olan kısmı, biraz da internet aleminde karşımıza çıkabilecek bilgiler konusunda dikkatli olmamız gerektiği ile ilgili.
Şimdi, birilerinin bu kadar önem verip, Le Monde İstanbul Muhabiri Guillaume Perrier'e de izafe ederek internette dolaşıma sokup durduğu yazıya şöyle bir bakabiliriz artık:
“Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor. (…) Cumhuriyet boyunca süren “kültürel bölünme” artık iyice keskinleşti.
Şimdi bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısının önünde çıkaran, kadınlarının başını örttüğü, erkeklerinin sokağa pijamayla da çıkabildiği, erkek çocuklarının kahveye gittiği, kızlarının tam bir baskı altında yaşadığı, türküyle arabesk arası bir müzikten hoşlanan, belki de hiç kitap okumamış, hiç dansetmemiş, hiç karı koca birlikte lokantaya gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, evlerinde floresan lamba yakan, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli kalabalık bir kitle var.
Diğer yanda ise kız lisesiyle Robert Kolej yelpazesinde eğitim görmüş, bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dansetmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okumuş, müzik zevki pop şarkılarla klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızların flörtüne izin verilmese bile göz yumulan, Allah'a inanan ama ibadete pek aldırmayan, kadınlarının başını örtmediği, şarabın kalitesinden pek anlamasa da kadın erkek bir arada gidilen bir gezmede içki de içmiş, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş hisseden, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da okumuş yazmış, Batı standartlarına yakın bir grup var.
Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk. (…) Hatta birbirine düşmanca. (…)”
Yazı, var olduğu ileri sürülen ‘kültürel bölünme' üzerinden başlayıp; siyaset, iş dünyası ve uluslar arası ilişkiler hususunda birtakım varsayımlarda bulunduktan sonra, Türkiye'nin yapacağı birtakım tercihlerin 3. Dünya Savaşı'na sebebiyet verebileceği sonucuna doğru gidiyor ve şöyle bitiyor:
“Böylece, Türkiye'deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar.
Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar. (…)
Türkiye'de yaklaştığı görülen kanlı bir çatışmanın bütün dünyayı yakması sandığınız kadar uzak bir ihtimal değil.
Hiç unutmayın ki ilk dünya savaşı tek bir tabancanın patlamasıyla başlamıştı.”
Türkiye'deki ‘kültürel bölünme'nin, eninde sonunda bir dünya savaşına sebebiyet verecek derecede vahim olup olmadığından önce, böyle bir şeyin gerçekten var olup olmadığını tartışmak gerek.
Bölünmenin taraflarını tarif ederken başvurulan mübalağa dolu ifadeleri bir kenara bırakarak, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Türkiye'de, kendilerini toplumdan tecrit etme alışkanlığı olanlar hariç tutulmak kaydıyla, birilerinin zannettiği gibi bir kültürel bölünme yoktur.
‘Türkiye'de yaklaştığı görülen kanlı bir çatışma'dan bahsetmek, mübalağa sanatının zirvesi olup; bu sebeple 3. Dünya Savaşı'nın başlayabileceği yorumunda bulunmak, herhalde bir fanteziden ibarettir…
Ancak, öncelikle yazara ve sonra da sahte bir imzayla internette dolaşıma sokanlara esas sorulması gereken soru şu: Oradan bakıldığında, öyle mi gözüküyor?..
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar1