Destek vermek ya da vermemek…

  • GİRİŞ15.04.2013 07:45
  • GÜNCELLEME15.04.2013 07:45

Ancak, "Terörün bitirilmesi ve barış sağlanması için hali hazırda yapılan çalışmaları destekliyor musunuz?"  şeklindeki soruya verilen cevaplar, düşündürücü. Çünkü ankete katılanların sadece yüzde 67.4'ü hali hazırdaki çalışmaları destekliyormuş…  Demek ki, yüzde 32.6'lık bir kesim, en azından mütereddit…

Yüzde 67.4 genel destek ortalaması.  Destekçilerin Etnik dağılımı da ilgi çekici: Kürt asıllı olanlarda destek oranı Yüzde 91.7, Türk asıllı olanlarda ise 63.2.

Katılanların kendilerini tanımladıkları dünya görüşleri esas alınarak yapılan değerlendirmeler, meselenin bir başka tarafını ortaya koyar nitelikte. Kendilerinin memleketin gerçek sahipleri olduğunu zannetmeyi sürdüren kesimler, yapamadıklarının yapılıyor oluşundan sıkıntı duyuyor olmalılar ki, mesela kendilerini laik olarak tanımlayanların destek oranı yüzde 49'da kalmış.

Aralarında ne gibi farklar olduğu ayrı bir konu olsa da, kendilerini Kemalist olarak tanımlayanların destek oranı yüzde 50.8 iken Atatürkçülerinki yüzde 52.6, sosyalistlerinki 52.9… Kendilerini milliyetçi olarak tanımlayanlardan destek verenlerin oranı da yüzde 57.5…

Barış Süreci ile ilgili yürütülmekte olan çalışmaları desteklemiyor olmak,  bir takım alternatiflere dayanıyor olsa ve mesela ‘böyle değil de şöyle yapılsaydı daha iyi olurdu' denilebilseydi, mesele yoktu.

Oysa hali hazırdaki çalışmaların desteklenmiyor oluşunun böyle bir sebebe dayanmadığını, söz konusu kanaatin başlıca sebebinin, sadece muhalefet partilerinin ve birtakım başka grupların anlamsız karşı duruşları olduğunu, biliyoruz.

Hali hazırda yürütülen çalışmaları tasvip etmeyen siyasi partiler ve toplum kesimleri, kendileri bir çözüm alternatifi ortaya koymuş olsalardı, katılanlara ‘bu çözüm tekliflerinden hangisini tercih ediyorsunuz' diye de sorulabilirdi belki. Ama böyle bir şey de -maalesef- yok.

Kamuoyu araştırmaları test usulü ile yapıldığı için; ‘madem bu şekli beğenmiyorsunuz, sizin çözüm teklifiniz nedir' şeklinde bir soru sorulması imkanının olmadığı da malum…

Partilerinin ‘En önemli mesele' konusunda iktidarın yapıp ettiklerine karşı çıkmak dışında bir şey yapmıyor olmalarının, taraftarlarını rahatsız etmediğini söylemek, haksızlık olur. Ama partileri süreçle alakalı ele avuca gelir bir çözüm üretememişken; insanların onlara bakarak değerlendirmede bulunmalarına ne demek gerek acaba?

Hali hazırda yürütülen çalışmaları destekliyoruz sorusuna verilen ‘evet' cevabı oranının daha yüksek olması, sadece itiraz etmekle yetinenleri de kafa yormaya itebilir ve belki değişik alternatifler ortaya konulabilirdi.

Yakın geçmişteki Anayasa Değişikliği referandumunda da yaşandığı gibi; muhalif olanların fikirlerinin değil, herhangi bir temeli olmayan siyasi karşı çıkışlarının sağladığı bir netice ile karşı karşıyayız.

Barış Sürecini ile ilgili hali hazırdaki çalışmaları desteklemedikleri ya da herhangi bir fikirleri olmadığı anlaşılan yüzde 32.6'nin teselli edici tarafı ise, partileri sürece karşı çıkıyor olsa da, en azından belli oranda insanın da bu görüşlere prim vermiyor olduğunu ortaya koyması.  Yani bardağın yarısı yine de dolu…

Konu, sadece hali hazırdaki sürecin değerlendirilmesi ile de sınırlı olmayıp, Barış Süreci ile ilgili adımlar ve yapılacak yeni anayasa ile de bağlantılı.

Herhangi bir çaba ortaya koymadan, sadece yapılanları kabul etmemek suretiyle muhalefet etmek, Akil İnsanlar Heyeti'nin yürüttüğü çalışmalarla iyice anlamsız hale gelebilirse şayet; sadece ‘böyle olmaz' demekle yetinenler biraz derslerine çalışırlar ve bizler de barışın nasıl sağlanabileceği ile ilgili fikirlerini öğrenebiliriz belki… Ümit işte…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat