Ancak en yaramaz çocuklardan bile daha yaramaz oldukları anlaşılan birileri, mümkün olmadığını açık seçik bildikleri bir talepleri ile alakalı olarak, ‘bize ne, bize ne! İsteriz de isteriz' diye tepinip duruyorlar.

Sendikalar ve onlarla beraber hareket eden çevreler 1 Mayıs İşçi Bayramı Emek ve Dayanışma Günü'nü Taksim'de kutlama niyetinde.

İdare ise haklı olarak, alanda şu anda yoğun bir inşaat faaliyeti olduğunu ve bu haliyle herhangi bir kutlama için uygun olmadığını vurgulayıp, kutlamaların müsait bir başka alanda yapılması gerektiğini belirtiyor.

Alanda inşaat var mı? Var. Kutlamalar için uygun mu? Değil…

Bu haliyle Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs ya da başka bir kutlamanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi mümkün mü?.. Hayır…

Bu durumda normal olarak yapılması gereken şey, sendikaların kutlamalar için başka bir alan talep etmeleri ve her ne yapacaklarsa bunu orada gerçekleştirmeleri değil midir?

Evet normalde kutlamaların başka bir alanda yapılması gerekir. Ama bildiğiniz gibi burası Türkiye'dir ve bütün objektif kriterlere göre olmayacak bir durum olsa da, birileri ısrarla bu işi yapacaklarını söylemeyi sürdürürler. Çünkü dertleri üzüm yemek filan değil, bağcıyla uğraşmaktır. Bağcıyla uğraşmak ve mümkün olursa eğer, onu dövmek…

Alanın kutlamalar için uygun olup olmaması sendikaların umurunda bile değil. Onlar mutlaka Taksim'de kutlama yapmaları gerektiğini söylüyor ve bütün makul gerekçelere rağmen bu konudaki inatlarından taviz vermek istemiyorlar.

İdareciler, inşaat sebebiyle yaşanabilecek en ufak bir olumsuzluğun kendilerine fatura edileceğinin farkındalar. Dolayısıyla alanı kutlamalara açmamak konusundaki kararlılıklarını sürdürmek için gerektiğini düşündükleri her türlü tedbiri alıyorlar.

Sendikalar, şehir içi ulaşımı neredeyse felç edecek kararlara sebebiyet veren ısrarlarını sürdürüyor ve değişik yerlerde toplanarak alana yürüyeceklerini ve burada kutlama yapacaklarını söylüyorlar.

Alın size ufak çapta bir kriz… Tam da bize has ve işin detaylarına inildikçe anlaşılması oldukça güç bir durumla karşı karşıyayız.

1 Mayıs 1977'de yaşanan ve 34 kişinin ezilerek ölümü ile neticelenen feci olaylardan beridir kutlanması sıkıntılı olan 1 Mayıs'ı Bayram ilan eden ve hatta Taksim'de kutlama yapılması yasağını kaldıran bir iktidar iş başında.

Kutlamaların bu seneye mahsus olarak orada yapılmayacak olmasının kaybettireceği herhangi bir şey de söz konusu değil. Hatta Kazlıçeşme Meydanı, yoğun katılımlı toplantılar için çok daha uygun bir alan. Eğer bu seneki kutlamalara yeteri kadar insanın ilgi göstermeyeceği gibisinden bir kaygı yoksa, tercih edilmesi gereken yer de orası.

Taksim'de aylardan beridir devam eden inşaatın sırf 1 Mayıs kutlamalarını engellemek için kasten uzatıldığını düşünebilen ve yaşanabilecek olumsuzluklara rağmen yer yer 30 40 metre derinliğinde çukurların bulunduğu alana on binleri yığma derdinde olanlar açısından hiçbir şeyin zerre kadar önemi yok.

Konunun öncelikle bir tartışma ve sonrasında da belki ufak çapta tatsızlıklar çıkarmaya uygun olduğunu düşünüyor olmalılar ki, güvenlik güçlerinin Taksim'de toplanmaya yönelik bütün girişimleri püskürteceği açıklanmış olmasına rağmen, belirli yerlerde toplanıp alana doğru yürüyeceklerini açıklıyorlar.

Dileğimiz gün boyunca arzu edilmeyen türden olayların yaşanmaması ve toplumu istedikleri yöne kanalize edebilecekleri düşüncesiyle bugün bizlere gerginlikler yaşatma derdinde olanların avuçlarını yalamaları…

Bunun yolu da, yaramaz çocuklardan bile daha yaramaz bir tavır takınan zevatı kendi halinde bırakmaktan geçiyor galiba. Mangalda kül bırakmamacasına esip savuranlar, polis barikatlarına doğru yalnız başlarına yürürlerse, belki akılları başlarına gelir…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com