Sosyal Medya: Şeytan doldurur!..

  • GİRİŞ03.06.2013 08:32
  • GÜNCELLEME03.06.2013 08:32

Olaylar, Taksim'e yapılması düşünülen ve AVM olarak kullanılacağı iddia edilen Topçu Kışlası inşaatının başladığı ve bu sebeple Taksim Gezi Alanı'nda bulunan ağaçların kesildiği haberlerinin sosyal medyada yayılması ve insanların buna mani olmak üzere bölgeye çağrılmasıyla başladı.

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın ve ilgili projeyi yürüten firmanın anlattıklarına göre; konu, Taksim'in yayalaştırma projesinin son adımlarından olmak üzere, Harbiye tarafında yapılmaya çalışılan ve hepi-topu 7 ağacı ilgilendiren bir tretuvar düzenlemesiydi ve bahse konu ağaçlar da, taşınarak başka bir alana dikiliyordu.

Sosyal medya üzerinden yapılan çağrıların yayılması ve insanların birbirlerini teşvik etmesi sebebiyle Taksim'e gidenlerin çoğunun ne olup bittiğinden haberleri yoktu… Yaşanan harala-gürele sebebiyle de, aslında halen kimse neler olup bittiği konusunda bilgi sahibi değil.

Henüz proje aşamasında ve yapılıp yapılmayacağı da belirsiz olan Taksim Topçu Kışlası'nın AVM olarak mı, kültür ve sanat merkezi olarak mı kullanılacağı muallak. Tam da olayları sürdüğü bir sırada mahkeme tarafından verilen ‘yürütmeyi durdurma' kararı da kimsenin umurunda olmadı.

Yaşananlar, birilerinin günler öncesinden hazırlanmaya başladıklarını; insanları bölgeye nasıl toplayabilecekleri, neler yaşanabileceği ve buna karşı ne gibi ataklar yapılabileceği konusunda ciddi ciddi kafa yorduklarını gösteriyor.

Ülkenin değişik yerlerinde ve hatta yurtdışında bile, Taksim'de verildiği ileri sürülen mücadeleye destek gösterileri yapılmış olması da, organize bir faaliyeti akla getiriyor.

Taksim Gezi alanındaki birkaç ağacı kurtarmak için yola çıktıkları söylenenlerin, bölgeye giden yollarda bulunan ağaçlara ve yeşilliklere zarar vermeleri dikkatlerden kaçtı nedense. Taksim'e giden yollardaki otobüs durakları ve işyerlerinin cam ve çerçevelerinin dağıtılması ve hatta yağmalama olayları da, seyredenler tarafından olağan bir durum olarak kabul edildi muhtemelen.

Taksim'de kendilerine verilen emirleri yerine getirmeye çalışan güvenlik güçleri de, her zaman olduğu gibi iki ateş arasında kaldılar yine.

Orantısız güç kullanımı konusunda heveskar olan istisnalar dışında, görevlerini yapmaya çalışan polislerin sakin sakin oturan insanlara saldırdığı ve gaz bombası yağdırdığı şeklindeki haber ve yorumlar her nedense genel kabul gördü.

Kendisine taş ve bilya fırlatan, işyerlerine ve araçlara saldıran, etrafı yakıp-yıkanlara karşı polisin sadece ‘lütfen yapmayın' demesi bekleniyordu herhalde.

Kamuoyu tarafından tanınan bazı isimlerin sosyal medya üzerinden gönderdikleri ve takipçileri çok olduğu için kısa sürede yayılan mesajlar ise tam ibretlik: “Gösterici kız, (Aylin!) panzerin altında kalarak can verdi!”, “Polis ilaçlı su dağıtıp kolay tutuklama yapıyor. İçmeyin!”, “dinci esnaf devrimcilere zehirli yemek veriyor yemeyin.”, “Onurlu polisler rozetlerini bırakarak eylemcilere katılıyorlar”, “Asker polisle çatışacağını açıkladı!”, “Eylemler 48 saat daha devam ederse AB kararlarına göre hükümet düşecek”, “Polis biber gazını bıraktı, kimyasal gaz kullanıyor!”, “Polis gerçek mermi kullanıyor!”…

Bunlar sosyal medya kanalıyla yayılmasına çalışılan söylentilerden sadece bazıları…

Ortalığı karıştırmaya kalkışanların niyetleri her ne ise, bazı televizyonlarda da sosyal medya kaynaklarına istinaden “İstanbul'da 1000 polis ve 15 emniyet müdürü istifa etti” ve “Edirne polisi müdahale etmeme kararı aldı” şeklinde haberler bile söz konusu olabildi.

Böylelikle, günümüzün yeniliklerinden birisi olan sosyal medyanın ne kadar güçlü ve ne kadar da tehlikeli olduğunu, bir kez daha anlamış olduk.

İstanbul, Ankara ve İzmir'de eylemlerden sonra karşı karşıya kalınan manzara, bundan sonrası için derin derin düşünmeyi gerekli kılıyor.

Yapılmaya niyet edilen işlerin halka doğru-dürüst anlatılması hususunu tekrar bir gözden geçirdikten sonra, sosyal medya kanalıyla yayılabilecek asılsız söylentilere karşı ne gibi tedbirler alınacağı konusunda kafa yormak, iyi bir başlangıç noktası olabilir…

Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar5

  • kamil hisarlı 12 yıl önce Şikayet Et
    Sakin olalım bu olayın sonu hayır inşaALLAH. öncelikle sakin olalım. sonra doğru bilgiyi ve güzelliği yayalım. neticede yanlış ve yıkıcı şeyler marjinalliğe ve mağlubiyete mahkum olup gidecek. bu olayları böyle bir hayra vesile bilelim.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Mehmet 12 yıl önce Şikayet Et
    74-MÜDDESSİR:. 12 - Hem ona bol servet verdim. 13 - Hem göz önünde oğullar verdim. 14 - Hem ona büyük imkânlar sağladım. 15 - Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım. 16 - Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi. 17 - Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım. 18 - Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti. 19 - Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. 20 - Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti.21 - Sonra baktı. 22 - Sonra kaşını çattı, surat astı. 23 - Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı. 24 - "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir." 25 - "Bu, sadece bir insan sözüdür." 26 - Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım. 27 - Bilir misin sen, nedir o sekar? 28 - Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. 29 - Durmadan derileri kavurur. 30 - Üzerinde ondokuz (melek) vardır.
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • Mehmet 12 yıl önce Şikayet Et
    74-MÜDDESSİR:. 31 - Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir. 32 - Hayır, andolsun aya, 33 - Döndüğü an o geceye, 34 - Ve açtığı sıra o sabaha. 35 - Kuşkusuz o Sekar, büyük belalardan biridir. 36 - Uyarmak için insanları.. 37 - İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri.. 38 - Her nefis kendi kazancına bağlıdır. 39 - Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Mehmet 12 yıl önce Şikayet Et
    74-MÜDDESSİR: . 40 - Onlar cennettedirler, sorup dururlar. 41 - Suçluların durumunu. 42 - "Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye. 43 - Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik." 44 - "Yoksula da yedirmezdik." 45 - "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik." 46 - "Ceza gününü yalanlardık." 47 - "Nihayet bize ölüm gelip çattı." 48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez. 49 - Şimdi o Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var? 50 - Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri. 51 - Arslandan kaçmaktalar. 52 - Hayır, onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor. 53 - Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar. 54 - Hayır, hayır, O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür. 55 - Dileyen onu düşünür. 56 -Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • EYLÜL SONBAHAR 12 yıl önce Şikayet Et
    hatırladık tekrar. bu olaylarla kötülerin de varlığını.....kıyamete dek baki olacaklarını....
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat