Gerçekçi ol, imkansızı iste!..

  • GİRİŞ07.06.2013 09:28
  • GÜNCELLEME07.06.2013 09:28

Taksim Gezi Parkı ile alakalı yapılacağı farz edilen birtakım faaliyetleri önlemek maksadıyla yola çıktıkları söylenen, ancak bu sırada etrafı yakıp yıkan, dağıtan ve dahi yağmalayanlar, gerçekçi davranıyor ve mümkün olmayanı istiyorlar: Milletin oylarıyla işbaşına gelmiş olanların, neyi nasıl yapacaklarına karar vermelerine müsaade etmeyip; yapılacak ya da yapılmayacak her şeyi kendileri belirlemek…

Arzuların sonu yok, onlara nasıl ulaşılacağı ise belli: Örgütlenecek, hedeflediklerini hukuk yoluyla gerçekleştirmek için mücadele edeceksin, vs… Ancak aceleleri var ve istedikleri konusunda halkı ikna etmek ve sonra onların vekaletini almak gibi detaylarla da uğraşmak istemiyorlar.

Formülleri basit: Sokaklara çıkar, ortalığı karıştırırsın, olur biter.

On gündür yaşananların sebep olduğu maddi zarar ve travma, kimsenin umurunda olmamalı ki; taleplerin haklılığından, gençlerin tebrik edilmesi gerektiğinden filan bahsedebilen birileri var hala.

Son olarak, kendilerine Taksim Platformu ismini veren bir grup da, Başbakan Vekili Bülent Arınç'la yaptıkları görüşmede; gerçekçi olup, imkansızı istemişler.

Taksim hepimizin ise, bu kişileri Taksim Platformu olarak kim tayin etti? Ya da bu kişiler meydanlardaki grupların hangisini ve ne kadar temsil ediyorlar?.. Eğer hakikaten onları temsil ediyor iseler, gösterilerin hukuk dairesi içerisinde kalması gerektiği hususunda onları neden ikna etmediler?..  Cevaplarını çok merak ediyor olsak da, bu gibi soruları şimdilik es geçelim.

Taksim Platformu tarafından iletilen talepleri biliyorsunuz, ama önemine binaen kısaca tekrarlayalım:

- Gezi Parkı, Park olarak kalmalı; bu konuda resmi bir açıklama yapılmalı.

- Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılmasına ilişkin girişimler durdurulmalı.

- Taksim Gezi Parkı olayları ile ilgili olarak; başta İstanbul, Ankara, Hatay Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumlular görevden alınmalı.

- Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılması yasaklanmalı.

- Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmalı.

- 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye'deki tüm meydanlarda, kamusal alanlarda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmeli; ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı.

 Tıpkı o meşhur sözde olduğu gibi; gerçekçi davranıp, imkansızı istiyorlar.

Gezi Parkı ve hatta Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili talepleri anladık diyelim. Ancak, devletin verdiği görevleri yerine getiren vali ve emniyet müdürlerinin görevden alınmasını istemek neden?.. Bundan sonra hiçbir vali ve emniyet müdürünün görev yapmasını istemiyor gibiler sanki.

Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını istemek, makul bir talebe benziyor; ancak vatandaşın can ve mal emniyetini tehlikeye atmaya yönelik girişimler olduğunda,  polisin bunların yerine ne kullanması gerektiği konusu açıkta kalmış.

 ‘Direnişe katıldığı için gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması ve haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılması' şeklindeki talep, daha da müthiş. 70 milyon lirayı bulduğu söylenen maddi zararı görmezden gelmek mümkün olabilir belki, ama hayatlarını kaybeden insanlar meselesi ne olacak?..

Taksim başta olmak üzere meydanların gösterilere açılması ve ayrıca dile getirilen; 3. Köprü ve yeni havaalanının da aralarında bulunduğu bir dizi konuyla beraber; talepler, gerçekçi olup imkansızı isteme durumunun zirve noktası.

Söylediklerinin açıkçası şu: Ey hükümet; halkın oylarıyla işbaşına gelmiş olsan da, biz ne istiyorsak onu yap, yoksa...

Taksim Platformu mensupları; içlerinden geçeni dile getirerek, gerçekçi davranmışlar ve imkansızı istemişler…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar2

  • ali velioglu 12 yıl önce Şikayet Et
    İşgalci Güç Temsilcisi Gibi. Memleket işgale uğramış olsa bir düşman generali ancak bunları ister. Hatta haya eder, çekinir belki de hepsini dillendiremez. Bunlar işbirlikçiliğinin gereğini mi yapıyorlar yoksa. Emir babaları nerde? Tarihte hemen bütün Türk devletleri iç karışıklıklarla, düşman gibi düşünen iç mihrakların etkisiyle yıkılmıştır. Bizim içimizde de bu milletin tüm maddi ve manevi değerlerinden rahatsızlık duyan ve bunlara karşı nefret kusan bir kesim yetiştirildi. Osmanlının son dönemi ve Cumhuriyet dönemi boyunca hormonlu bir şekilde türetildi. Cumhuriyet dönemi bu konuda kesinlikle başarılıdır. Birliği sağlayamadık ama içimizde kafasını kessen bu milletin iyiliğini düşünmeyecek bir kesim yetiştirildi. Birlik nasıl sağlanacak? Huzur nasıl sağlanacak? Faşizme karşıyız diye en ala Faşizmi yapan bu insanlara arka çıkarak mı? Zor!
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • ali_kerem 12 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel özetlemişsiniz. Elinize sağlık, bu kadar net ve sade bir dille daha iyi tanımlamazdı bu akılalmaz talepler.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat