Mısır'da yaşıyor olsaydınız…
- GİRİŞ09.07.2013 09:13
- GÜNCELLEME09.07.2013 09:13
Hele hele de, bu işin arka planında başka şeyler olduğunu bilseydiniz…
Mesela: Kast sistemi oluşturmuş ve gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşmış bir yargı; ticaretle uğraşıp ülke ekonomisinin yarısını kontrol etme imkanına kavuşmuş, ama bu arada askerliği unutmuş generaller; ülkenin iliğini-kemiğini sömürme faaliyetini sürdürmeyi amaçlayan iç-dış sermaye ve bunların kontrolündeki medya; Mısır petrolü üzerindeki imtiyazlarının ellerinden gideceğini anlayan uluslar arası petrol şirketleri…
‘Mursi istifa' diye meydanlara dökülen göstericileri, yukarda sayılanların ve daha başka mihrakların örgütlediğini iyi biliyor olsaydınız.
Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı koltukların işgal eden Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'ye: ‘Meydanlar seni istemiyor' derken, Adeviyye meydanı'nı dolduran ve ‘Mursi seninleyiz!' diye haykıran yüz binleri görmezden geldiğini… Yine Sisi'nin, seçilmiş cumhurbaşkanına, görüşme taleplerine kulaklarını tıkayan muhalif kesimin benzer tavırlarını sürdüreceğini bile bile, '48 saat içerisinde meseleleri hallet yoksa!..' tehdidi savurduğunu ve sonra darbenin düğmesine bastığını biliyor olsaydınız…
Eski rejim kalıntıları, güya solcular, laikçi liberaller ve ne yaptığını bilmez Kıptiler gibi azınlıkta olan kesimlerin, Mısır'ı ve Mısırlıları düşünerek değil, çıkarlarını düşünerek kapıldıkları bir tezgahla karşı karşıya olduğunuz, darbe öncesi zaten belli iken, darbeden sonra iyice ortaya çıkmışsa…
Ne yapardınız sahi?..
Evinize çekilir, bağrınıza taş basarak işinize gücünüze mi bakardınız, yoksa; ‘madem ki birileri demokratik haklarını kullandıkları bahanesiyle meydanlara çıkıp askeri darbe yaptırıyorlar, biz de demokratik haklarımızı kullanır ve Cumhurbaşkanımız görevine iade edilene kadar meydanlardan ayrılmayız' mı derdiniz?
Mısırlılar, darbeye sebep olarak gösterilen muhaliflerden çok daha fazla sayıda insandan oluşan kalabalıklarla meydanlarda şimdi; kelimenin tam manasıyla demokratik haklarını kullanıyor, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevinin başına dönmesini istiyorlar.
Ancak şiddet, taciz ve tecavüzlere sahne olan muhaliflerin gösterilerini ‘demokratik hak' olarak kabul edenler; seçilmiş Cumhurbaşkanlarının görevine iadesi için meydanları dolduranların gösterilerini, her nedense ‘demokratik hak' kabul etmiyor, edemiyorlar…
Daha önce Tahrir ve diğer meydanları doldurup ‘Mursi istifa!' diye bağıranlar gibi de değiller. Cumhurbaşkanı Mursi için meydanları dolduranlarda; şiddet yok, taciz yok, tecavüz yok… Vakur ve kararlı bir duruşları var; ‘Seçilmiş Cumhurbaşkanımızı istiyoruz' diyorlar sadece.
Mısır'daki darbe severler ve bu ülkede olup bitenlere, şaşı hatta kör bir şekilde, kendi çıkarları penceresinden bakan batı dünyası malum. Türkiye'de de, Mısır'daki gelişmelerin darbeyle bitmesinden memnun olanlar var. Bunlardan bazıları memnuniyetlerini dile getirmekten geri durmuyor ve Mursi taraftarlarının meydanlara çıkmasını yanlış bulduklarını vurgulamaya da, özen gösteriyorlar.
Sabah namazı kılan insanlara ateş açarak, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 50'nin üzerinde Müslümanı şehit eden katillere bile kızamıyor; bu katliam sebebiyle de, barışçı bir şekilde meydanlara çıkıp, askeri darbe ile ellerinden alınan Cumhurbaşkanlarını isteyenleri suçluyorlar, utanıp sıkılmadan!..
Darbe karşıtları, Mursi taraftarları, Müslüman Kardeşler mensupları… Bunlar çoğunlukla dindar kişilerden oluşuyor ya; darbe severler, Müslümanların ‘sırtına vur, elinden lokmasını al' bir kesim olduğunu düşündükleri için, meydanlarla demokratik haklarını istiyor olmalarını kabul edemiyorlar bir türlü…
Oysa Müslümanlar, ‘dışarıyla anlaş, birilerine gösteri yaptır, bu arada askeri ayarla ve darbe yapıp malı götür' numarasını yutabilecek kadar saf değiller artık...
Oyun böyle oynanıyorsa; yani meydanları dolduran kalabalıklar istediklerini yaptırabiliyorlarsa, işte size kalabalık!..
Şiddet mi dediniz?.. Tahrir'de şiddet, taciz ve tecavüz kol gezerken oradakilere gül atanlar; şimdi sakin ve kararlı bir şekilde Cumhurbaşkanlarını isteyenlere kurşun atıyorlarsa, kime şiddet yanlısı ya da şiddete sebebiyet veren diyeceğiz?..
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar2