Akl-ı selim tatile mi çıkmıştı?

  • GİRİŞ05.08.2013 08:53
  • GÜNCELLEME05.08.2013 08:53

Olayları çığırından çıkarıp başka mecralara doğru taşımak niyetinde olan marjinal örgütlerin bu konuda ses çıkarmaması tabii ki anlaşılabilir bir şeydi. Ama mesela ana muhalefet partisinin lideri ve yetkililerinin, polis şiddetinden bahsederken; eğer böyle bir şey olsa bile buna sebebiyet veren hareketlere hiç değinmemeleri, en azından garip bir durumdu. Yani mesela; eylemcilere biraz daha dikkat etmeleri; etrafı yakıp yıkarak haksız duruma düşmemeleri gibisinden çağrılarda bulunabilirler, böylelikle belki puan bile kazanabilirlerdi, ama yapmadılar.

Başlatılan eylemlerin ülkeyi idare edilemeyecek duruma getirebileceği ve böylelikle oluşacağı varsayılan karışıklık sırasında, bir türlü kavuşamadıkları ve kavuşamayacaklarını iyi bildikleri iktidara kıyısından köşesinden ortak olabilecekleri hayali taşıyorlardı belki de, kim bilir… Bir siyasi partinin kanunların açıkça ihlali manasına gelen eylemlere bu kadar destek olmasının başka izahı yok çünkü.

Ufak tefek birtakım gösteriler yapılıyor olsa da, Taksim Gezi Parkı'nın artık bahane olarak kullanılabilecek bir tarafı kalmadı… Ortalığı karıştırma peşinde olanların şimdiki bahaneleri, karar aşamasına gelmiş olan Ergenekon davası.

Karar duruşması sırasında mahkemeyi basıp, sanıkları kaçırmak gibisinden saçmalıkları bir kenara bıraksak bile; aklı başında olması gereken siyasilerin, memleket çapında çağrıda bulunarak ‘herkesi' mahkemenin karar duruşmasına katılmaya çağırmaları vahim bir durum.

Bir yanıyla masum bir davet gibi gözükse de, nihayetinde sınırlı sayıda insanın girebileceği bir mahkeme salonuna, teorik olarak yüz binleri kapsayan bir çağrı söz konusu. Bu çağrının arkasında marjinal ya da sorumsuz yapıların yanında ana muhalefet partisinin de bulunması, kafa karıştırıcı bir durum. Çünkü, kanunsuz olacağı açık olan bir eyleme çağrı yapmak, orada yaşanabilecek birtakım olumsuzlukları istiyor olmakla aynı şey…

Ergenekon duruşmalarının karar aşamasına gelmiş olması, taraftarı ve karşı çıkanı ile önemli bir aşama demek. Yargı mekanizmasının ilk derece işleyişinin sonlanması ile karşı karşıyayız ve çıkacak kararın ne olacağını da bilmiyoruz. Bundan sonra Yargıtay var, AİHM var… Ama birilerinin mahkemenin karar aşamasına geldiği bir sırada ortalığı hareketlendirmeye çalışmaları, sürecin aşamaları ile ilgili olarak nelerin tespit edildiği ve dolayısıyla nasıl hükümler çıkabileceğini, gerçeğine yakın bir şekilde bildiklerini anlatıyor bizlere.

Mahkemenin son günü ile ilgili olarak, akıl terazisine konulduğunda karşılığı bulunamayan çağrılar, isimlerinin önlerinde demokrasi ve insan hakları gibi çeşitli sloganlar bulunan birtakım kuruluşların aslında neyi arzu ettiklerini de açık bir şekilde ortaya koyar nitelikte. Ana muhalefet partisinin gayreti de, aslında bir işe yaramayacağını bile bile, gelişmelere müdahalede bulunuyormuş intibaını vererek marjinal kesimlerden oy devşirmek herhalde… Bu türden faaliyetlerin geniş toplum kesimleri nezdinde oy kaybına sebebiyet verdiğini bile bile hem de…

Siyasi partilerin -özellikle de ana muhalefet partisinin-, siyaset ürettikleri; sivil toplum kuruluşlarının eğer bir şeyler yapacaklarsa, bunları gerçek gündemler üzerinden yaptıkları; aydın kesimin, tarafgirliği bir tarafa bırakıp, memleket meselelerine odaklandıkları günleri görebilmek için, muhtemelen tatile çıkmış olan ‘akl-ı selim'in avdet etmesini beklemek gerekiyor anlaşılan… Umulur ki uzun bir tatile çıkmamıştır…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat