Yakın zamanlara kadar protesto alışkanlıkları olmayan Mısır halkının kısa bir süre sonra gösterileri keseceğini ve evlerine döneceğini düşünüyor olmalıydılar ki; halkın yaklaşık 40 gündür meydanları terk etmemesi, aksine sayılarının gün be gün artması, darbecileri bildikleri tek çareyi kullanmaya sevk etti: Öldürmek ve yaralamak!..

Cumhurbaşkanı Mursi'yi tekrar işbaşına getirmek için meydanları dolduranlara bundan evvel de iki kere silah kullanan darbe yönetimi, geçtiğimiz Çarşamba sabahı tam bir katliama imza attı ve sayısı henüz netleşmemekle beraber yüzlerce insanın kanına girdi, binlercesini de yaraladı…

Kendilerine has sebeplerle -ve tabii ki oluşturulan yeni yönetim çıkarlarına hizmet edeceği için-, askeri darbeyi görmezden gelmeyi tercih eden batılı ülkelerin bile sabırlarını zorlayan bir işti yaptıkları:  Batılı ülkeler, Taksim Gezi Olayları sırasında Türk polisinin göstericilere biber gazı kullanmasına gösterdikleri sertlikte olmasa da, kınamak zorunda kaldılar olup bitenleri…

Askeri bir darbe sonrası da işbaşına gelip, yaklaşık bir buçuk aydır Mısır'ı yönetmekte olan darbecilerin, Mısır ve Mısırlılar için pek de iyi niyetlere sahip olmadıkları, son olayla beraber iyice gün yüzüne çıkmış durumda.

Tabii ki Mısır'da bütün olup bitenlerden sonra, darbecilerin ve onlarla beraber hareket edenlerin iyi niyet sahibi olmaları ihtimalinden bahsetmek saçmalıktır. Ancak yine de 90 milyonluk bir ülkenin yönetimini bir şekilde ele geçirenlerin, geleceğe yönelik planlardan bahsetmeleri ve en azından daha önce kandırdıklarından başka insanları da yanlarına çekmeye çalışmaları beklenirdi.

Başta darbeci general sisi olmak üzere, her birisi Mısır üzerinde hesapları olan dış ve iç odakların kuklası olmaktan başka hususiyetleri olmayanlardan oluşan darbe yönetimi yetkilileri, eğer Mısır ve Mısırlılar konusunda -göstermelik olarak da olsa- birtakım iyi niyetlere sahip olsalardı, geçen süre içerisinde bunları ortaya koyar ve bu zamana kadar yaşananlara rağmen, bundan sonra ülkeye barış ve huzur getirmek için yapacaklarını açıklayıp, kamuoyunu bir nebze olsun ikna edebilirlerdi…

Mısır'ın ve Mısırlıların menfaatlerini koruyacaklarını, ülkedeki ekonomik problemleri halledeceklerini, kısa süre içerisinde serbest seçimleri mutlaka yapacaklarını; başta Cumhurbaşkanı Mursi olmak üzere tutuklanan herkesin kısa süre içerisinde serbest bırakılacağını ve benzeri şeyler söyleyip, ortalığı biraz olsun sakinleştirebilirlerdi… Ama yapmadılar…

Cumhurbaşkanı Mursi'nin işbaşında bulunduğu dönemde kaybettiklerini yerine koymakla çok meşgul oldukları için olsa gerek, bir şekilde yönetimini devraldıkları insanlara, bundan sonraki niyetleri konusunda üzerinde ittifak edilebilecek tek bir şey bile söyle(ye)medi, darbe yönetimi.

Diktatörlük döneminden kalan alışkanlıkla da, sabırlarının iyice zayıfladığı noktada silaha sarılıp insanları katletme yolunu tercih ettiler. Efendilerine neler yapabileceklerini göstermek için…

Şimdi mesele, elleri iyice kana bulanan darbe yönetiminin bundan sonra Mısır'ı ve Mısırlıları nasıl yöneteceği… Mısır halkının büyük bir bölümü zaten karşılarında iken; son katliamlarıyla var olduğunu hayal ettikleri meşruiyetlerini son kırıntısına kadar bitirmiş durumdalar çünkü…

Vaktiyle yüzde 99 oy aldığı seçimler fıkralara konusu olmuş diktatör Mübarek'i devirmeyi başaran Mısırlılar, tepelerine çöreklenmiş elleri kanlı darbe yönetimini devirmeyi de elbette başaracaklardır…

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com