‘İnsan haklarını inceleme' mi, ‘engelleme' mi?..

  • GİRİŞ14.10.2013 09:06
  • GÜNCELLEME14.10.2013 09:06

 ‘Başörtüsü kullananlar CHP'ye oy vermesin' diyor değiller, ama bu konuda takip ettikleri politikalar, tam da bunu işaret ediyor.

Kamudaki başörtüsü yasağının kaldırılması ile ilgili düzenleme konusunda da beklenen oldu ve CHP'li bir milletvekili Danıştay'a başvurarak, başörtüsünü serbest bırakan yönetmelik değişikliğinin iptali talebinde bulundu.

Şimdi tartışılan, iptal talebinin bireysel mi yoksa CHP'nin kurumsal bir girişimi mi olduğu. Aslında bu, anlamsız bir tartışma. Anlamsız, çünkü zaten homojen bir CHP'den bahsedilemeyeceği gibi; talep kurumsal da olsa, çeşitli zamanlarda çarşaf benzeri açılımlar yapmaya kalkan partinin, bunun böyle olduğunu söylemesini beklemek de saflık olur.

Anlaşılan, kamuoyuna başörtüsü yasağının kaldırılması ile ilgili iptal talebinin CHP'li bir üyenin bireysel girişimi olduğu söylenirken; iç bünyeye de, ‘bu aslında CHP'nin talebidir' denilmesi tercih edilecek.

Bu durum CHP'lilerin, Danıştay'ın eskiden olduğu gibi hukuka uygun olup olmadığına bakmadan kendileri tarafından her ne arzu ediliyorsa onu yerine getiren bir kurum olmaktan çıktığını, artık Anayasa ve kanunlara göre kararlar alan bir hale geldiğini unuttuklarını akla getirse de, mesele galiba başka.  Kurumsal olarak yasağın kaldırılmasına karşı çıkamıyor olsalar da, CHP'ye  oy veren bazı kesimleri memnun etmenin yolunun böylesi bir müracaattan geçtiğini düşünüyor olmalılar.

Başörtüsü yasağı, çoğunluğun hukuki bir istinadı olduğunu zannettiği bir uygulamaydı. Okumuş kesimden birçok kişi bile başörtüsü yasağı ile ilgili olarak kanun, hatta anayasa maddesi olduğunu zannediyor; bu zanlarını da kesin bir gerçekmiş gibi açıklamakta bir beis görmüyorlardı.

Oysa yasak kanunla değil, esas olarak kanunlara aykırı olarak hazırlanan birtakım yönetmeliklere dayandırılıyor ve bu arada üniversitelerde kılık kıyafetin serbest olduğunu belirten açık kanun maddesi de görmezden geliniyordu.

Yürütme gücünü ellerinde bulunduranlar, kanunları uyguladıklarını söylüyor; ‘hangi kanunlar' sorusu gelince yönetmelik bahanesine geçiş yapıyor; ‘iyi ama kanunlarda olmayan bir yasağı yönetmelikle nasıl uygulayabiliyorsunuz' sorusunu duyacak olurlarsa da; Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına, bunun da yetmediği anlaşılırsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıflarda bulunuyorlardı.

Başörtüsü yasağı ile ilgili hukuki bir zemin bulunduğu şeklindeki zan, günümüzde de birçok kişide olmalı ki; isimlerinin önünde değişik unvanlar bulunan isimler bile, yasağın kaldırılmasının hukuk ihlali olduğu gibisinden cehalet kokan açıklamalarda bulunabiliyorlar.

'Kamuda başörtüsü'nün önünü açan yönetmelik değişikliğinin iptali için' Danıştay'a başvuran CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da bunlardan birisi olmalı. Çünkü başvurusunda: “Yönetmelik değişikliğinin anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 'ne, Anayasa Mahkemesi kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 'nin Leyla Şahin Türkiye kararına aykırı olduğunu” ileri sürmüş.

 İronik olan, CHP'lilerin temel bir insan hakkı olan başörtüsü özgürlüğünü engelleyebilmek için Danıştay'a başvuruda bulunmakla görevlendirdikleri isim olan Mahmut Tamal'ın, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi olması…

CHP zihniyeti, ‘İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun insan haklarını engellemekle görevli olduğunu filan mı zannediyor acaba?

(Not: Arefe Günü'nüzü ve Kurban Bayramınızı tebrik ediyor, Cenab-ı Hakk'tan hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.) 

Ekrem Kızıltaş - Haber7 

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat