Yüzlerce 'kayıt'tan daha önemli!..

  • GİRİŞ10.03.2014 08:20
  • GÜNCELLEME10.03.2014 08:20

Aslında hakim kararıyla kaydedilmiş olsa da yayını yasak olan bu kayıtlarla alakalı, 'montaj' hususu zaten bilinirken, senaryo gereği ihtiyaç duyulan kısımlarda 'dublaj' da işin içine karışınca, işler iyice karışmış durumda. İşin iyi (bazıları açısından kötü) tarafı, 'tape'ler artık alıcısı olmayan mal hükmünde.

Güya Başbakan'ın oğlu ile bir bürokratın görüşmesi olarak servis edilen 'tape'de, bir bölümde -aceleden olsa gerek- Bilal Erdoğan'ın yerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sesinin montajlanması, konuya kapak olacak nitelikte.

Ama Hizmet Hareketi'ne 40 yılını vermiş olup, vaktiyle Fethullah Gülen'den sonra ikinci adam olarak kabul edilen Latif Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde canlı yayınlanan bir televizyon programında söyledikleri, anlayanlara yüzlerce 'kayıt'tan daha önemli... Önemli, çünkü gerçek; bu sözlere itiraz eden çıkmadı şu ana kadar.

Fethullah Gülen'in Başörtüsü ve başörtülülerle ilgili tavrı, Refah Partisi ve Erbakan Hoca ile ilgili sözleri, 'Cebrail (as) parti kursa bile...' şeklinde başlayan ve itikadi açıdan ciddi sakatlıklar barındıran konuşması, Ecevit başta olmak üzere bazı kişilere yönelik sevgi gösterileri, vb... Bunlar genellikle hüsnü zanla bakılmaya çalışılan ve muhtemelen yürütülen faaliyetlere genel faydası olduğu kanaatiyle 'vardır bir sebebi' marjıyla yaklaşılan hususlardı.

Yakın zamanlara kadar Fethullah Gülen'le yakın bir teşriki mesaisi bulunduğu bilinen Yazar Latif Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar; bir türlü inanmak istemeyenleri ikna edebilecek kesinlikte.

Fethullah Gülen'i hala Hocaefendi diye anmaya özen gösteren ve tasvip etmediği birtakım söz ve davranışlarını, yürünmekte olan yolda karşılaşılabilecek bazı hatalar olarak kabul etmeye meyilli olduğu anlaşılan Latif Erdoğan, anlattıkları ile, birçok şeyin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Latif Erdoğan'ın canlı yayında iki saat boşunca anlattıkları, ihlaslı bir başlangıcın süreç içerisinde nasıl istenmeyen noktalara doğru evrildiğinin ve bu arada yapılan bazı uyarıları kaale almayan yapının, kemmiyet olarak gelişirken keyfiyet olarak nerelere geldiğinin hikayesi.

Geçmişte başörtüsü için söylenen 'füruattandır' sözü, yine 'Cebrail (as) parti kursa bile...' şeklinde başlayan konuşma ve benzerleri gibi, Latif Erdoğan'ın 'şathiye' (makamında sarf edilmeyen söz) olarak değerlendirdiğini vurgulayarak aktardığı başta: "Gülen, bana 'Allah ile konuştuğunu söyledi. Kendisine, 'Kainatı Hz. Muhammed (SAV) için yarattım, senin için de devam ettiriyorum' dediğini söylüyordu" olmak üzere başka birçok söz, ilahiyatçıların ilgi sahasına girse gerek.

Ancak, Latif Erdoğan'a daha 90'ların sonunda, cemaat açısından önemli gördüğü için kendisini 15 senedir dinlettiğini söylemiş olması ve topluluk huzurunda birçok defa tekrarladığı vurgulanan, 'Has dairede bile olsa, Genelkurmay'daki görüşmeler daha Cumhurbaşkanı'nın imzası atılmadan önüme geliyor' şeklindeki beyan; nasıl bir hareketle karşı karşıya bulunulduğunu gösterecek netlikte.

Özellikle de, Gülen'in ABD'de olmasını kabul edemeyen ve kendisi tarafından davet edildiğinde, -aralarındaki yakınlığa güvenerek- geri getirme niyetiyle çıktığı yolculuk, oldukça ders verici Latif Erdoğan'ın. Benzeri görülmeyecek bir şekilde, uçakta iken vizesi iptal olur ve bir sürü eziyete maruz bırakıldıktan sonra da geri gönderilir. İlgi çekici olan husus, kendisini ısrarla (günde beş kez) arayarak ABD'ye davet eden Fethullah Gülen'in, sonrasında konu ile alakalı olarak tek kelime bile etmemesidir...

Konu ile ilgili yorumu da şöyle Latif Erdoğan'ın: "Bu noktadan bakınca demek ki Hocaefendi'yi oraya gönderen güç, onun kalmasını isteyen güç, onun gelmesini engelleyen kaynaktan besleniyor.”

Geçmişte AK Parti yöneticilerine uyarıda bulunduğunu, “Hocaefendi bir verdiği yerden bin alır” dediğini vurgulayan Latif Erdoğan'ın, cemaat seçmenine yönelik çağırısı da şöyle:

 “Cemaat müntesipleri ve sempatizanları olur. Uyanıp kendisine gelmesi lazım. Din kimsenin tekelinde değil. Hocaefendi'ye verdikleri ‘Hata etmez, sual edilmez' den vazgeçmesi lazım. Siyaset onun misyonu değil. Ona siyaset yüklemek zülümdür. Bilhassa önümüzdeki seçimlerde ne yapıp yapıp, AK Parti'yi desteklemeleri lazım. Bu vatan meselesidir, Ümmet-i Muhammed meselesidir. Kimsenin keyfi için vatanı ya da Ümmet-i Muhammed'i satacak halimiz yok. Bu yanlıştan Hocaefendi vazgeçmelidir."

Evet, ne demiştik: Latif Erdoğan'ın söyledikleri yüzlerce 'kayıt'tan daha önemli... İki saat kadar sürdüğü için biraz uzun, ama bulunup izlenmesinde fayda var. 

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar1

  • Ahmet Can 11 yıl önce Şikayet Et
    Maalesef. S.a Ekrem abi.Söylenenleri idrak edebilmek için İlahiyatçı olmaya gerek yok.İnsanın tüyleri diken diken oluyor.Ama maalesef birileri "Allah ile konuştum." demesini bırak,haşa ben Allah'ım dese peşinden gidecekler var.Bu nasıl Müslümanlıktır,nasıl bir akıl tutulmasıdır idrak edemiyorum.Dahası boynuna haç taksa peşinden gidecekler de var.Yazık çok yazık Müslümanlar bu noktaya getirilecek dense kimse inanmazdı ama maalesef...
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat