Büyük şehirlerimizden birisinden CHP belediye başkan adayı olan renkli bir zat, yemekli bir toplantıda beraber oldukları Bir Bilen'le muhabbet esnasında, "Siyasi birikimim yok denecek kadar az, entelektüel birikimim ise acınacak halde. Ama çıktık bir yola yürüyoruz işte" deyince; Bir Bilen biraz  düşündükten sonra: "Siyasetin bir ilim tarafı, bir de filim tarafı vardır. Laf aramızda, sen filim tarafını iyi beceriyorsun, böyle devam et!" demiş.

Bahsi geçen konuşma,  nakledenin de aralarında bulunduğu birçok  kişinin şahitliğinde gerçekleşmiş ve işitenler arasında epey de gülüşmeye vesile olmuş.

Son dönemlerde ülkemizde sandık yoluyla iktidara ulaşmanın kendileri için hayal olduğunu anlayan bazı kesimler ve muhalefet tarafından pek ciddiye alınmıyor olsa da, milyonlarca insanın yönetimine talip olanların uğraştığı bir iş olduğundan, siyaset aslında çok ciddi bir iştir.

Aktif siyasette 'çarıklı erkanıharp' denilen kesimler çoğunlukta gibi gözükse de; siyasetin teorik tarafı, çeşitli fakültelerde verilen birçok dersin ana konularından birisi.

Bu ciddi işin teorisine, yani ilim yönüne gereken önemin verildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü üniversitelerin çeşitli fakültelerinde siyaseti öğrenmek ve öğrendiklerini ispat edebilmek için ter döken öğrenciler var. Ama pratik konusunda aynı şeyi söylemek güç. Güç, çünkü ancak ciddi ve uzun soluklu bir çalışma sonrasında kavuşulabilecek siyasi başarının, kolay yollardan da elde edilebileceğini zannedenler, kolaycılığa kaçmayı tercih ediyorlar.

Kolaycılığın basit şekli, yapılanları külliyen reddetmek ve mutlaka kötü kabul edilmesi gerektiğini savunmak. İktidarda olan rakibi tarafından yapılanları anlamak, değerlendirmek ve insanlara bunlardan çok daha iyilerini ve daha fazlasını yapabileceğini anlatmak, zor bir iş çünkü... Bazı gelişmelerin ardından belki bir ara dönem yaşanabileceği ve bu arada kendisine önemli vazifeler ikram edilebileceği beklentisi de, kolaycılığın çeşitlerinden birisi.

İlim tarafını bilmiyor olsa da, siyasetin filim tarafını iyi bildiği 'Bir Bilen' tarafından onaylanan kişinin, uzun bir hazırlık döneminden sonra kavuştuğu adaylıkla ilgili çalışmalarını yürütüş tarzına bakılınca, bu filim tarafı lafının ne manaya geldiği anlaşılıyor.

Ülkemizin en büyük metropollerinden birisini yönetmeye talip bu kişinin, eskaza başkan filan seçilirse şehirle alakalı olarak neler yapacağı konusunda şu ana kadar dişe dokunur herhangi bir şey açıklamamış olması, işin filim taraflarından olsa gerek.

Bu kişinin kendisinden hep 'üçüncü tekil şahıs' olarak bahsetmesi; aday olduğu şehirle ilgili projelerini anlatmak yerine, aslında Türkiye'yi yönetmeye talip olduğunu ima eden tavırlar takınması da, muhtemelen 'siyasetin filim tarafları'nı bilmekle ilgili olmalı.

Bu kişi, kesinlikle kendi işi olmayan bazı konularda 'iptal edeceğim, yıkacağım, ortadan kaldıracağım' gibi sözler sarf ediyor çoğunlukla. Bu arada sadece bir şeyleri yıkacağım demenin kazanmaya yetmeyeceğini, hiç değilse bir şeyler vaat etmesi gerektiğini düşündüğü için olsa gerek,  zaten var olan ve belli ki hoşuna giden bazı hizmetleri de kendi projeleri olarak sunuyor.

Bir Bilen'in, 'sen bu işin filim tarafını iyi kıvırıyorsun, böyle devam et' demesi tamam da; bu işlerin ilim tarafını iyi bildiği söylenen bir zat ve bağlılarının da, işin filim tarafını iyi kıvırdığı anlaşılan bu kişiyi desteklemeleri, cidden garip...

Ekrem Kızıltaş - Haber7