'Cıvıldama' tamam da, havlamalar ne olacak?..
- GİRİŞ04.04.2014 08:18
- GÜNCELLEME04.04.2014 08:18
Aldatıcı, çünkü 'özgürlük' tercihinde bulunduğunuzda özgürlüklerinizi kaybetmeriskiyle; güvenlik dediğinizde de, güvenliğinizle ilgili tehditlerle yüz yüze gelmeniz, mukadder.
Bu, özgürlük denilince hakim çevrenin özgürlüğü ve güvenlik denildiğinde de yine daha çok onların güvenliği ifade edilmekte olduğu için böyle... Birileri, kendi özgürlükleri için sizinkini sınırlamakta bir beis görmedikleri gibi; kendi güvenlikleri söz konusu ise sizinkini kaale almayabiliyorlar.
İsteyen herkesin, kendi ismi ya da uydurma bir isimle üye olabildiği ve aklına esen her konuda aklına esen her şeyi yazıp; fotoğraf, video ya da başka birtakım eklerle başkalarına gönderebildiği, 140 karakter dışında hiç bir sınırlaması olmayan twitter, aktüel mesele.
Sosyal medyanın bu haşarı çocuğu, oransal olarak en çok kullanıldığı ülkelerden birisi olan Türkiye'de önemli bir üyeye sahip. Ancak, şimdilik az sayıda gibi gözükse de, ciddi sayıda mağdurları da var.
Normal şartlar altında, kullananları açısından haberleşme özgürlüğü bahsinde ele alınan bu platform; bu süreçte mağdur olanlar açısından aynı manaya gelmiyor. Çünkü çoğu sahte hesaplar üzerinden, kişilerin mahremiyetlerini hedef alabilen yayınlar konusunda herhangi bir filtresi yok. Dahası, Türkiye söz konusu olduğunda, mahkeme kararlarını da tanımama eğiliminde.
Twitter üzerinden 'tweet' gönderen, yani cıvıldayanlar çoğunlukta, tamam. Ancak aynı platform üzerinden havlayanlar da var ve bunların bazıları resmen 'ısırıyor'.
Beklenen, söz konusu platformu amacı dışında kullananların bunu yapmalarına mani olunması; bu yapılamıyorsa; bu türden kullananların, talep edildiğinde adli mekanizmalarla yüz yüze gelmelerinin sağlanması.
ABD ve birçok Avrupa ülkesinin benzer taleplerine 'emriniz olur' diyen twitter'in, Türkiye'den vaki taleplere pek sıcak bakmadığı, mahkeme kararlarını tanımadığı; dahası kullanıcılara gönderdiği mesajlarla 'kimliklerine dair herhangi bir bilgi vermediğini ve vermeyeceğini' bildirdiği, malum.
'Her ne yapıyorsanız ve yapacaksanız, devam' manasına gelen bu tavrın, memnun ettiği çevreler var muhakkak. Ama aynı tavrın rahatsız ettiği çevreler de var.
Twitter mağduru olan kişilerin mahkemelerden aldıkları kararlar sonrası, bahse konu hesapları dondurmaya yanaşmayan platformun tümüyle ulaşıma kapatılması, maksadı aşan bir karar olarak gözükse de, başka bir çözüm bulunamadığı için başvurulabilecek tek yoldu.
Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar, söz konusu uygulamanın 'maksadı aşan' kısmını hedef alıyor gibi gözükse de; mevcut durumda mağdurların haklarının nasıl korunabileceği sorusunun cevapsız kalması, garip bir durum.
"Hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar. Bu bağlamda toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. (...) İfade özgürlüğünün, toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için (...) sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü 'haber' ve 'düşüncelerin' değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir..."
İlk bakışta 'ne kadar da doğru' dedirten bu satırlar, Anayasa Mahkemesi'nin twitter'le ilgili kararının gerekçesinden. Mahkeme, birkaç kişinin bireysel müracaatları üzerine aldığı kararla, twitter'in derhal kullanıma açılması gerektiğine hükmetti.
Vaktiyle aldığı özgürlük aleyhtarı kararlar hatırlandığında, Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'le ilgili kararına, hakikaten 'bravo' denilebilir.
Anayasa Mahkemesi, herkesin aklına esen her şeyi, ama her şeyi yazabileceği bir platformun derhal kullanıma açılması yönünde verdiği kararın gerekçesinde olsun, o yapı dolayısıyla mağduriyet yaşayan insanların haklarının nasıl korunabileceği konusuna da açıklık getirseydi keşke...
Ekrem - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol