Sin-kafsız cıvıldamalar...
- GİRİŞ28.04.2014 08:16
- GÜNCELLEME28.04.2014 09:13
Ancak ödenen diyetin karşılığı olarak Kasap Mehmet'in hizmetçiliğini yapmayı kabul etmek zorunda kalan Koca Ali, bu işin sanıldığı kadar kolay olmadığını kısa sürede anlar. Hiç durmadan çalıştığı yetmiyormuş gibi Kasap Mehmet'in 'diyetini ödemiş olmasaydım kolun elden gidecekti' şeklindeki tarizlerine de muhatap olmak durumundadır.
Kısa bir süre sonra, yine Kasap Mehmet'in tarizlerine muhatap olduğu bir gün dayanamaz ve kasap dükkanında bulunan satırlardan birisiyle kolunu kestikten sonra, Kasap Mehmet'in yüzüne fırlatarak 'al diyetini' der.
Koca Ali, iftiraya uğramış bir insan olarak, özgürlüğünü kaybetmektense kolunu kaybetmeyi tercih eder ve Ömer Seyfettin'in hikayesine göre, kolunu verip hürriyetini kazanır.
Gönümüzde bir başka diyet şekli söz konusu. Herhangi bir şekilde kendilerini dinleyen ve izleyenlere paçalarını kaptıran birilerinin, bulundukları makam ve mevkiinin tabi olduğu kuralları hiçe sayarak, kendilerini iyi tanıyanları bile ciddi şekilde şaşırtacak işlere imza attığına şahit oluyoruz.
Twitter'in tabir caizse 'pasif' bir kullanıcısıyım. İsteyenin aklına eseni yazıp çizebildiği sosyal medya anlayışını mahzurlu gördüğüm için, AYM'nin Twitter Kararı'na; hele yıllardan beridir saygı duyduğumuz işler yapmasına alıştığımız Haşim Kılıç'ın bu kararı savunmasına, herkes gibi ben de şaşırdım.
Konuyla alakayı yazılar ve bu arada bazı televizyonlardaki sözlerim üzerine atılan bazı twitleri görünce de; ne kadar haklı olduğumu -oldukça can sıkıcı bir şekilde- anladım.
Sosyal medyayı, hemen her aşaması denetim mekanizmalarına tabi olan yaygın medya ile karşılaştıracak kadar konudan bihaber insanlar da, bu platformların ne menem bir bela olduğunu bir gün mutlaka anlayacaklardır muhakkak.
Sahte isimler altında yazdıkları için, kimsenin kendilerine erişemeyeceğinden kesinlikle emin olanların sin-kaflı mesajları, Haşim Kılıç'ın 'telafisi güç ya da imkansız zararlar' dediği şeyin, hayvandan aşağı birilerinin kendilerini tatmin etmek için başkalarına uluorta sövme özgürlüğü olup olmadığını sorgulama ihtiyacı hissettiriyor... Tabii bu arada Haşim Kılıç'ın neden sınırsız bir özgürlük havarisi kesildiğini de...
Haşim Kılıç'ın muhalefet ve paralel yapının cumhurbaşkanı adayı olabilmek uğruna bu işe kalkışmış olabileceği ihtimali zayıf. İnsan kaybedeceğini bile bile bir yarışa girmeyi göze almış olsa bile, kendisini var eden değerleri bu kadar çabuk reddetmez çünkü.
Yine Haşim Kılıç'ın AYM ile bağlantılı bir vakıf girişiminde bulunduğu ve bunun reddedilmesi sebebiyle bu işe kalkıştığı ihtimali de, böylesi bir girişim için yetersiz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Anayasa Mahkemesi de dinlendi" sözü, olup bitenleri izah edebilmek açısından önemli bir tespit.
Ömer Seyfettin'in Diyet hikayesini okumuş aklı başında birilerinin, hangi şart altında olursa olsun kendi diyetlerini kendilerinin ödemesi ve milletin başına bir şeyleri bela etmemeleri gerekirdi oysa...
Bu yazıyı okuyup yine sin-kaflı mesajlara sarılacak olanlara da, önce Anayasa'yı ve sonrasında AYM'nin tabi olduğu kanunları okumalarını, hala anlamıyorlarsa bir bilene danışmalarını tavsiye ediyorum:
AYM'nin, kendisini var eden Anayasa'yı takmama yönünde bir hakkı olabildiğine dair bir şeyler bulurlarsa, bizi de haberdar etsinler; mümkünse sinkaflı olmayan cıvıldamalarla tabii...
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol