'Almanya'ya karşı ayıp' olsa da!..
- GİRİŞ30.04.2014 08:22
- GÜNCELLEME30.04.2014 08:22
Bir zamanlar Fransa için kullanılan bu söz, sonraları 'aman İngiltere'ye ayıp olmasın, ABD'ye ayıp olmasın, Avrupalılara ayıp olmasın' diye, insanımıza karşı ayıpların en büyüklerinin işlendiği akıllara bile getirilmeden, yıllarca kullanıldı durdu...
Konjonktür gereği mecbur kalınan hallerle sınırlı olsa belki sineye çekilebilecek bu tavırla; artık terk edilemeyecek bir alışkanlık haline geldiği için midir nedir, sıradan konularda bile karşı karşıya kalıyor oluşumuz, doğrusu oldukça üzücü bir durumdu.
Bazen 'evet' demeye mecbur kalıyor olsa da, gerektiğinde 'hayır!' diyebilen, diyebilecek bir Türkiye, düşünen birçok kafa için paha biçilmesi zor bir hayaldi...
Şükür ki, Türkiye artık eski Türkiye değil. Muhatabımız kim olursa olsun; sık sık 'ama'lı cümleler kurmak ihtiyacı duyarak konuşuyor olsa da; hak ettiği cevap, hemen her kademedeki yöneticilerimiz tarafından veriliyor artık.
'Aman Fransa'ya karşı ayıp olmasın' modunda değiliz.
Yani, 'hayır' diyebilen bir Türkiye var şimdi.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi ziyaret edip, aklı sıra direktifler yağdırmaya çalışan Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da, hak ettiği cevapları aldı.
Birileri her ne kadar, 'Aman Almanya'ya karşı ayıp olmasın' diye kıvranmış olsalar da...
Konuk Almanya Cumhurbaşkanı'nın, 'işlerinize karışmak olarak değerlendirilmesin ama'lı cümleleri; tam da, 'aleme verir talkını, kendi yutar salkımı' modundaydı. Söylediklerini, kullanmaya çalıştığı nezaket köpüklerinden arındırdığımızda, konuk cumhurbaşkanı, 'bizim işimize gelen bazı gelişmeleri engellemiş ve halen de engelliyor olmanıza teessüf ediyorum' diyordu sadece.
"Hükümet hoşuna gitmeyen çok sayıda savcı ve polisi yerinden alır ve şahısların kim olduklarına bakmaksızın çarpık gelişmeleri aydınlatmalarına bu şekilde engel olur, ya da kararları kendi lehine etkilemeye veya hoşnut olmayacağı kararlardan kaçınmaya çalışırsa yargı bağımsızlığı halen güvence altında olur mu diye soruyorum..." şeklindeki sözleri başka nasıl yorumlayabiliriz ki?..
Kendi başlarına teknik takip ve dinleme yapan polisler, yine sadece kendi çaplarında dosyalar hazırlayıp, bunlarla bildik mahkemelerden gözaltı ve el koyma kararları alan savcılar, Almanya Cumhurbaşkanı'nın nesi olurlar acaba?..
"Diyaloğa ihtiyacımız var. Samimi ve açık bir diyaloğa. Ortak bir geleceğe giden yolda karşılıklı anlaşma ancak bu sayede olabilecektir" diyor olsa da, daha çok monolog yapma eğiliminde idi Joachim Gauck.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, görüştüğü zevattan merak ettiği konularda yeterli bilgi almış olmasına rağmen; dile getirmeye çalıştığı hemen her hususta, özellikle Hükümet karşıtlarını memnun edici ve iğneleyici bir tarzda konuşmayı tercih etmesi, beklediklerine kavuşamamış birisinin hayal kırıklıklarının intikamını alması gibiydi.
Birileri Almanya'ya karşı ayıp edilmiş olduğunu düşünüyor olsa da, konuk cumhurbaşkanının hak ettiği hemen her türlü cevabı üslubu dairesinde almış olması, Yeni Türkiye'yi yaşamaya başladığımızı gösteriyor aslında.
ekremkiziltas@gmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol