İdam; kısas, af ve cehalet...
- GİRİŞ05.05.2014 09:00
- GÜNCELLEME05.05.2014 09:00
70'li yıllarda, 'hülle' bahsinde boşanan hanımla tekrar evlenmek için 'sabiye ya da pir'e nikahlanması sorusunda geçen 'pir'i pire zanneden zamanın meşhur prof.'larından birisi, aklı sıra dalga geçmeye çalışmış, ancak cahilliği ortaya çıktığında, 'biz medreselerde müderris değil kapıcı bile olamayız' itirafında bulunmak durumunda kalmıştı.
'İdam' tartışmaları tekrar başlayınca, caydırıcı özelliği olmayan cezalar sebebiyle artan suçlar konusunu -nedense- dert edinmeyen birileri, idam cezası aleyhine sözler sarf ederken, bilmedikleri anlaşılan kısas ve af mevzuuna balıklama dalarak buradan da kendilerine malzeme bulmaya çalışıyorlar.
Bunlardan birisi Zaman yazarlarından Şahin Alpay. Eski tüfek solculardan olduğu rivayet edilen bu zat, 'Sadece İslamcıların idamına mı karşısınız?' (3.5.2014) başlıklı yazısında, idam karşıtlığını İslam ve Başbakan Erdoğan karşıtlığıyla harmanlayıp bir şeyler yazdıktan sonra şunları yazmış:
"Erdoğan, 2008'den beri çeşitli vesilelerle devletin katili affetme yetkisi olmadığını, bu yetkinin (İslam hukukunun öngördüğü ve yakınlarda İran'da görüldüğü üzere) maktulün ailesine ait olduğu görüşünü dile getiriyor. Aynı Erdoğan, Aralık 2013'te Bangladeş Başbakanı'nı arayarak Cemaat-i İslami liderlerinden Abdülkadir Molla'nın idam cezasının durdurulmasını istedi. Oysa Molla'nın öldürülmelerinde rolü olduğu iddia edilen kimselerin aileleri kendisini affetmediler ve ne yazık ki Molla idam edildi."
Devletin katili af yetkisinin olmadığı haller, kısas gerektiren durumlardadır ve bu halde af yetkisi maktulün ailesindedir. Alpay'ın dile getirmeye çalıştığı Bangladeş meselesi ise, siyasi bir meseledir ve 1971'de Bangladeş'in Pakistan'dan ayrılması sırasında yaşanan olaylarda 'savaş suçu işlendiği' bahanesiyle verilen idam cezaları, 'kısas'la alakalı değildir. Dolayısıyla "Molla'nın öldürülmelerinde rolü olduğu iddia edilen kimselerin aileleri kendisini affetmediler ve ne yazık ki Molla idam edildi" sözünün, sarf edenin cehaleti dışında herhangi bir anlamı yoktur.
Alpay, aynı cehaletle şöyle devam ediyor: "Erdoğan, Mısır'daki idam kararlarının durdurulması için de (askerî yönetime değil ortaya) çağrı yapıyor, ama idama mahkûm olanlarca öldürüldüğü iddia edilen polislerin aileleri af istiyor mu, bilmiyoruz... Erdoğan'a sormaya hakkımız var: Siz idam cezasına değil de sadece İslamcıların idamına mı karşısınız?"
Cunta Yönetimi ile birlikte hareket eden Mısır yargısının verdiği idam cezalarının amacı, darbe karşıtı kişileri sindirmek... Darbe karşıtı gösterilere katılmak ve kimin yaptığı tartışmalı olan bir karakol baskını bahanesiyle 9 dakikada verilen 683 idam kararının -daha önceki 529 kişi ile ilgili kararda olduğu gibi-, kısasla alakası yok yani.
Alpay'ın sorduğu soruya cevap verir mi bilmeyiz, ama bizim anladığımız kadarıyla; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kısas'ı gerektiren hallerde idamın gerekli olduğuna inanıyor ve uyduruk mahkemelerde siyasi sebeplerle verilen idam kararlarına da karşı... İnsanlığın gereği de bu zaten...
Yakınında bulunan arkadaşlar, en azından şu kısas ve af konusunda, Şahin Alpay'a kısa bir brifing verebilirlerse, iyi olur. Böylelikle elmalarla armutlarla karıştırmamak gerektiğini olsun anlar...
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol