Papa'nın 'üretimsiz evlilik' feryadı
- GİRİŞ06.06.2014 08:22
- GÜNCELLEME07.06.2014 13:54
Katolik dünyanın ruhani lideri Papa I. Franciscus, Vatikan ikamet ettiği Azize Marta Konukevi'nde düzenlediği ayinde bir araya geldiği 15 evli çifte yönelik konuşmasında, "Evlilikte inanç ve sebat kadar üretkenliğin esas olduğunu" dile getirmiş ve "daha özgür, daha rahat bir yaşam sürebilmek için çocuk sahibi olmayanlara" sert çıkmış.
Hz. İsa'nın da "üremekten yoksun, evlat istenmeyen evlilikleri sevmediğini" belirten Arjantin asıllı Papa, eleştirisini şöyle sürdürmüş: "Evde kedi ve köpeğe sahip olmak, tüm sevgimizi onlara vermek belki daha büyük rahatlık, ancak bu evliliğin sonunda yaşlılık da var. Bu refah kültürü, bizi çocuk sahibi olmama konusunda ikna etti ki böylece dünyayı tanıma, tatil yapma ve çiftlikte bir villa satın alma fırsatı olabilsin."
Papa'nın şikayeti, dünyanın önemlice bir bölümünün kendisine örnek aldığı ya da almaya çalıştığı Batı ya da Avrupa uygarlığı'nın artık yolun sonuna iyice yaklaşmış olması ile ilgili bir feryat aslında.
Dünyanın kalan kesimine medeniyetin varabileceği son nokta olarak takdim edilmeye çalışılsa da, görünüşte son derece parlak bir yapı arz eden Batı/Avrupa medeniyeti, kendi iç tutarsızlıkları sebebiyle, uçurumun kenarında şimdilerde.
Papa ve benzeri, gidişatın farkında olanlar, işleri mümkün olduğu kadar yoluna koymak için çalışıyor olsalar da, 'atı alan Üsküdar'ı geçmiş'.
Batı medeniyetinin en çok hayranlık duyulan yönü; tuhaftır, yaşanmak durumunda kalınan çöküşün de başlıca sebeplerinden birisi. Özgürlük kavramının, bireylerin hemen her konuda alabildiğine serbest olabilmesi ve en sapkın olanları da dahil olmak üzere bütün hayat tarzlarının bir tür koruma altına alınması olarak anlaşılması, sürecin en önemli katalizörlerinden birisi belki de.
Papa'nın şikayetçi olduğu 'üretimsiz evlilikler' iyice sıradanlaşırken, aynı cinsten çiftlerin beraber yaşamaları garabeti de aşılmış, 'evlenmeleri'nin normal kabul edildiği bir aşamaya gelinmiş Batı dünyasında.
Tabii ki bu durumda ilgi çekici olan, marjinal diyebileceğimiz hayat tarzlarına aşırı derecede serbestlik verilmesinden yana tavır alanların, sıradan insanların inanç değerleri söz konusu olduğunda karşıt bir tutum takınmayı tercih etmeleri.
Türkiye'de yakın zamanlara kadar baş örtüsü başta olmak üzere yaşadığımız çeşitli özgürlük ihlallerine göz yuman hatta savunanların, marjinal durumlar söz konusu olduğunda aşırı derecede özgürlük yanlısı kesilmeleri gerçeği de, bu halin en iyi örneklerinden birisi.
Görünüşte her şey 'özgürlük' adına yapılıyormuş gibi gözükse de; sadece toplumların çözülüşünü sağlayabilecek türden 'bazı özgürlükler' üzerinde duruluyor olması, bütün bunların bir 'beşinci kol' faaliyetinin uzantısı olup olmadığı sorusunu akla getiriyor. Ve eğer bu böyleyse, bu girişimin küresel çapta olduğunu da söylemek gerek...
Batı ya da Avrupa uygarlığı, evlilik müessesesi yerine seviyeli ya da seviyesiz 'birliktelik'lerin yayılıp, ailelerin çocuk sahibi olmaktan alabildiğine kaçındığı bir noktada şimdi.
Geleceğe yönelik nüfus projeksiyonları ise tek kelimeyle ürkütücü. Ürkütücü, nüfusta geri sayım çoktan başladı ve çok değil bir kaç on yıl sonra birçok ülke nüfusunda kritik bir biçimde azalma bekleniyor. Bunun sosyal güvenlik sistemlerinin çökmesi, yani daha az sayıda çalışanın daha fazla emekliye bakmak zorunda kalması, durumu bilenlerin uykularını kaçırıyor. Ama esas mesele, 'farklılığa tahammülü olmayan' bir dünya görüşünün hakim olduğu birçok Avrupa ülkesinde, bir süre sonra farklı olanların çoğunluğu teşkil edecek olması...
Azınlık olarak tanınanların çoğunluk haline gelmesi ihtimali kapıyı çalmaya başladı bile. Şimdilik yapabildikleri, kendilerine yakın kabul ettikleri bazı ülkelerden göçü teşvik etmek. Ancak bunun sadra şifa olmadığının da farkındalar. Dahası, o ülkelerin de dengesini altüst ediyorlar.
Papa I. Franciscus'un feryadı, kendi bağlıları tarafından ne kadar kaale alınır, bilinmez. Ancak, dile getirmeye çalıştığı hususlar doğru. Ve şimdilik bize uzak gibi gözüküyor olsa da, muhtemelen yakın bir zamanda bizim de şikayet etmeye başlayacağımız bir duruma işaret ediyor.
Özgürlük anlayışımızı ve dahi 'üretimsiz evlilik' meselesini tez elden gözden geçirmekte fayda var...
ekremkiziltas@gmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol