Kemerlerinizi bağlayın...

  • GİRİŞ02.07.2014 08:41
  • GÜNCELLEME02.07.2014 08:41

General okur ve bu emirlerin nereden geldiğini sorduğunda, 'yukarıdan' cevabını alır.

Ordu komutanlığına geldiğinde aynı muamele ile karşılaşan general, genelkurmay başkanı olduğunda da olay tekrar eder. Sonra şansı yaver gider ve devlet başkanı seçilir, yani en yukarıya çıkar. Göreve başlamadan önce önüne yine bir kitapçık getirilir ve 'okuyup, uygulaması gerektiği' söylenir.

Artık en yukarıya çıktığını ve bu türden bir muamele ile karşılaşmaması gerektiğini düşünen general, şaşkın bir şekilde emirlerin kaynağını sorar ve aynı cevabı alır: "Yukarıdan!.."

Kimine göre Türkiye'de, kimine göre ise başka ülkelerde geçtiği söylenen bu hikaye gerçek midir, bilinmez. Ancak vesayet kavramının tam olarak neyi ifade ettiğini anlatan hoş bir hikayedir.

İşin Türkiye ile ilgili tarafı ise Başbakan Erdoğan'ın şu sözleri ile gayet güzel ifade ediliyor: "O kadar ileri gittiler ki Türkiye'de gündem belirlemek, Türkiye'yi azarlamak, Türkiye'ye kibirle parmak sallamak istediler. İşte biz, siyasi tarihimiz boyunca cesaretle, korkmadan, çekinmeden 'Siz, kimsiniz' sorusunu sorduk. Evet, siz kimsiniz? İçeride ve dışarıda, siz kimsiniz? Bize tepeden bakma, bize kibirle bakma cüretini nereden buluyorsunuz? Size bu hakkı kim veriyor?"

Başbakanlığı döneminde vesayetçi anlayışlara bu şekilde karşı duran Recep Tayyip Erdoğan, artık Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı Adayı...

Şimdiye kadarki duruşa ek olarak, bundan sonrası için ümit veren özellik ise, 12. Cumhurbaşkanının doğrudan halkın oylarıyla seçilecek olması...

"10 Ağustos'ta sadece 12. cumhurbaşkanı seçilmeyecek, 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile aynı zamanda kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak" cümlesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12. Cumhurbaşkanı  adayı olarak açıklanmasının ardından yaptığı konuşmanın en can alıcı yerlerinden birisiydi.

12 senedir bilinen birçok ezberi bozması ile tanınan Başbakan, ülkemizde halen varlığını sürdüren başka birçok ezberin de bozulmasına hazır olunması gerektiğini ihtar ettiği adaylık konuşmasında, 10 Ağustos'ta yapılacak işin ehemmiyetini de şu sözlerle dile getirdi:

"Siyasi iktidarın karşısında duracak, halka karşı devleti temsil edecek cumhurbaşkanı seçmiyoruz. Halkın seçtiği, halktan bir cumhurbaşkanı göreve gelecek, fark bu...

Eğer milletim takdir ederse ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. cumhurbaşkanlığına bu kardeşinizi getirirse şunu herkesin bilmesini istiyorum: Devlet ile milleti kucaklaştıran, milletinin çıkarlarını gözeten, milletin ve demokrasinin tarafını tutan bir cumhurbaşkanı seçilmiş olacaktır. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı herkesin cumhurbaşkanıdır. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı herkesin hakkını hukukunu gözetecek cumhurbaşkanıdır. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı yetkilerini millete karşı değil, millet için kullanan cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı, cumhuriyeti, cumhuru ve cumhurun birliğini temsil eder. Kimse kimseyi aldatmasın. Görevi budur. Devletin bütünlüğünü, milletin birliğini sağlamak cumhurbaşkanının en önemli vazifesidir. Halk tarafından seçilmesi cumhurbaşkanlığı makamına çok daha güçlü bir demokratik meşruiyet sağlayacak. Bu sayede cumhurbaşkanlığı makamı asıl anlamını bulacak, asıl mecrasına girecektir. Erkler arasında daha sağlıklı bir denge kurulacak, daha sağlıklı bir denetleme imkanı hasıl olacaktır. Kamu kurumları da cumhurbaşkanının bu yeni konumuna uygun şekilde hareket edecek, Türkiye'nin geleceği için çok daha verimli çalışacaktır."

Başbakan'ın en azından bir dönem daha şimdiki görevinde kalmasının belki daha iyi olacağı şeklinde bir kanaate sahip olanlar, adaylık konuşmasını eğer iyi dinlediler ya da okudularsa, doğrudan halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanı ile Türkiye'nin bundan sonraki yürüyüşünün daha kararlı ve hızlı olacağını anlamış olmalılar.

Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi sayesinde yaşanan geçiş döneminden sonra, anlaşılıyor ki, şimdi yepyeni bir döneme; Başbakan'ın deyimiyle 'Türkiye'yi adeta uçuracak' bir döneme geçmek üzereyiz.

Yani kemerlerinizi bağlayıp, uçuşa hazır olun...

Temelleri uzunca bir süredir hazırlanan ve aslında epey de mesafe alınan Yeni Türkiye yolculuğunun, 10 Ağustos'tan sonraki bölümü, ülkesini ve milletini seven herkesin memnun olacağı ve canla başla katkı vereceği bir süreç olacak inşallah.

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat