Vicdan ve cüzdan...

  • GİRİŞ12.09.2014 08:36
  • GÜNCELLEME12.09.2014 08:36

Çay ikram etmek üzere yanıma gelen gence durumu anlattığımda, 'istiyorsan, istediğin kadar alabiliriz' demesi üzerine, ' bu işlerin nasıl olup ta böyle olabildiği' hususunda muhabbet ettik.

Anlattıkları, akıl durduracak kadar şaşırtıcı idi. Havalimanında hamal olabilmek için bile dönen büyük paralardan, burada hamallık kapan birisinin kısa bir sürede sahip olabildiği han, hamam ve apartmanlardan bahsediyordu çünkü.

Gümrüklü mallardan alınarak devletin kasasına girecek binlerce Mark yerine, pasaport arasına sıkıştırılmış ve kendi ceplerine girecek 20, 50 ya da 100 Mark'a fit olanlar yanında daha da vahim durumlar söz konusuydu.

Uzunca süren muhabbet sonunda, önceki bildiklerimden de hareketle, gümrüklerde çalışanlara aldıklarının üç-beş katı maaş verilmesi, ama yanlışlıklarına kesinlikle müsaade edilmeyecek bir formül bulunabilmesi halinde, devletin gümrük gelirlerinin on hatta elli misli artabileceği kanaatine sahip olmuştum...

Refahyol Hükümeti günlerinde Hava Kuvvetleri'nde görevli bir Pilotun 15 yılını dolduran pilot ve teknik personelin, maaşların düşük oluşu sebebiyle özel sektöre geçmek için istifa ettikleri, buna bir tedbir düşünülmesi gerektiği şeklindeki sözleri, ilgimi çekmişti.

Havayolu firmalarının, Silahlı Kuvvetlerde alınan ücretin 5 katına yaklaşan maaş teklifleri yaptıklarını, uçucu personelin görevlerinin şuurunda olsalar da, hayat şartları sebebiyle istifaya mecbur kalabildiklerini söyleyen Pilot, maaşlarda makul bir düzenleme yapılması halinde, bu furyanın son bulabileceği ya da iyice azalabileceği fikrindeydi. Pilottan dinlediklerimi, -kendisine söz verdiğim üzere- bir şekilde Başbakan Erbakan'a da aktarmıştım.

Erbakan Hükümeti'nin yaptığı zamlardan, toplumun her kesimi gibi onlar da nasiplerini almışlardı ama özellikle kritik askeri personele yapılan zamlar, birilerinin 'Erbakan Hoca, askere şirin gözükmeye çalışıyor' yorumlarına sebep olmuştu.

İstatistikler o dönemde 15 yılını dolduranların istifaları konusunda ne söyler bilmiyorum ama, en azından konuştuğum pilot uzun yıllar daha Silahlı Kuvvetler'deki hizmetine devam etmişti.

Şimdi de benzer bir durumla karşı karşıyayız. Malum, çıkarılan Torba Kanun'la hakim ve savcılara yapılan -anlaşıldığı kadarıyla bazı sebeplerden geç kalınan- seyyanen zamla alakalı olarak, Hükümetin HSYK seçimleri öncesi hakim ve savcılara 'göz kırptığı' iddiasında bulunuluyor.

Sanki hakim ve savcılar, zaten hakları olan bir-iki bin lira ile kandırılabilirlermiş gibi...

Son Adli Yıl Açılışı başka bir açıdan hatırlanıyor olsa da, 1998-1999 Adli Yıl Açılışı, dönemin Yargıtay Başkanı'nın "Türkiye'de hukuk, yargıcın vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmıştır" sözü ile hatırlanıyor.

Vicdan ve cüzdan arasına sıkışmak, zor bir mesele.

Ve hele vicdanı ile cüzdanları arasına sıkışanlar, toplumun adalet ihtiyacını karşılamak durumunda olan hakim ve savcılar ise.

Hakim ve savcılara yapılan zam, hayırlı olsun.

Umulur ki bu durum, vicdan ve cüzdan arasına sıkışmışlıklarını belirli ölçüde olsun giderir.  Ve yine umulur ki, hakim ve savcılarımız Yargı erki üzerinde oluşmaya başlayan şüphe bulutlarını dağıtmaya yönelik gayretlerini biraz daha artırırlar... Çünkü buna çok ihtiyacımız var...

 

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat