Kertenkele’ye gelene kadar sabah olur!..
- GİRİŞ07.11.2014 08:26
- GÜNCELLEME10.11.2014 08:13
Büyük bütçelerle hazırlanan ve hedef kitlesi içinde Müslümanların da bulunduğu bu prodüksiyonlarda daha dikkatli olunması gerekir oysa.
Ridley Scott’un, Haçlı Seferleri’ni ve Kudüs’ün Selahaddin Eyyubi tarafından fethini konu alan ve hakikaten seyredilmesi gerekli, güzel bir film olan Cennetin Krallığı (Kingdom of Heaven - 2005) filminde bir cemaatle namaz sahnesi vardır ki, evlere şenlik. Cemaatle namazın en önemli özelliklerinden birisi olan saf düzenidir. Ama filmde, tarlanın orasına burasına dağıtılmış insanlardan oluşan bir cemaatin namaz kılmakta olduğunu görürüz.
Yine 1991 yapımı Robin Hood: Hırsızlar Prensi (Robin Hood: Prince of Thieves) isimli filmde, Robin Hood’un (Kevin Kostner) Müslüman arkadaşı Azeem’in (Morgan Freeman) kıldığı namaza namaz diyebilmek mümkün değildir, mesela.
Her iki film ve benzeri onlarca hatta yüzlerce filmin çekim aşamasında yönetmenleri ya da yardımcıları sıradan bir Müslümandan yardım alabilmeyi akıl edebilselerdi, işler daha başka türlü olabilirdi.
Türkiye’de çekilen film ve dizilerdeki durum ne kadar iyi ki, oralarda kötü olmasın, diye düşünmek mümkün ve bu doğru bir şey. Çünkü yüzde 99’unu Müslüman olan ülkemizdeki film ve dizilerde de, aynı yoğunlukta olmasa da benzer durumlarla karşılaşıyoruz.
Son günlerde yeni gösterilmeye başlanan Kentenkele isimli dizi, ciddi gürültülere sebep oldu. Dizinin kahramanının bir imam olduğu iddiasından hareketle başlatılan tartışmalar iyice alevlendi ve Diyanet bile işe karıştı.
Ülkemizin yeni ihraç metaları olarak lanse edilen diziler genellikle magazin sahifelerini süslerken, Kertenkele’nin birden gazetelerin ilk sahifelerini hatta manşetlerini işgal etmesi, ilgi çekici bir gelişme.
Merak saikiyle internet üzerinden izlediğim ilk bölümden; dizinin kahramanının müzmin bir suçlu olduğu, son hapse girişi öncesi karıştığı bir olay sebebiyle öldürülmekten korktuğu için güya intihar ederek hastaneye kaldırıldığı, burada aynı odada beraber kaldığı imamın kıyafetlerini giyerek kaçtığı ve imam bekleyen bir caminin önünden geçerken bekledikleri imam olduğu zannıyla cemaat tarafından apar-topar imam olmaya zorlandığı… kolaylıkla anlaşılıyor.
Kertenkele dizisinin kahramanı imam değil, kaçmak için imam kılığına giren birisi olduğuna göre, ısrarla onun bir imam olduğunu ve buradan hareketle de, dizinin imamları kötü göstermek için çekilip yayınlandığını ileri sürmek, şaşırtıcı bir durum.
Daha da şaşırtıcı olan, dizi hakkında medya karşısına çıkıp açıklamalar yapan zevatın, dizi hakkında hiçbir bilgi sahibi olmamaları ve laf arasında bunu itiraf etmeleri. Belli ki, kolaylıkla ulaşıp seyredebilecekleri halde buna gerek görmemişler. Ama kendilerine anlatılanlar üzerinden bol keseden yorum yapıyor ve büyük büyük laflar ediyorlar.
Oysa azıcık merak edip diziyi seyretmiş ya da hakkında yazılan bazı yazılara göz atmış olsalardı, ilgisiz ve dahi lüzumsuz sözlerle insanları meşgul etmek yerine, gerçekten parmak basılması gereken hususlara değinebilirlerdi.
Hastanede yatmakta olan imamın resmi kıyafetiyle orada olması ve sık sık bu kıyafeti giymesi gözlerini tırmalardı, mesela. Kahramanın imam kıyafetiyle kaçması neyse ama, halk arasında bu kıyafetle dolaşması garabeti de dikkatlerini çekerdi. Hele rastgele önünden geçtiği camiye imam olarak görevlendirilmesi de, ‘haydi oradan’ dedirtirdi en azından.
Sokaklarda, otobüste, metroda, vapurda resmi kıyafeti ile dolaşan kaç imam gördünüz şimdiye kadar?.. Ya da imam olmak için bu kadar insan uğraşırken, rastgele kapısından geçtiği camiye imam olabilen kaç kişi tanıyorsunuz?..
Eninde sonunda komedi yönü ağır basan bir dizi olsa da, Kertenkele’nin kaçışı ve imam oluşu ile ilgili daha inandırıcı şeyler bulunabilseydi, diziyi seyretmesi keyifli olabilirdi.
Dizinin esin kaynağı olarak gösterilen İran yapımı Kertenkele filmini (Marmoulak -2004) bilmiyorum ama, benzer bir konuyu işleyen ABD yapımı Biz Melek Değiliz (We’re No Angels - 1989) filminde, kahramanların kaçış ve rahip olma hikayeleri daha derli topluydu.
Dini gayretleri sebebiyle Kertenkele dizisini hedef alanlar ve hele Diyanet’in ilgili birimleri, bu diziye gelene kadar ilgilenmeleri gereken en azından onlarca dizi olduğunu hatırlamalı ve yapabilecekleri bir şey varsa, bunlar için yapmalıdırlar.
Diziler konusunda hassasiyetlerimizi konuşturacaksak, Kertenkele’ye gelene kadar sabah olur, hem de birkaç defa…
Eğitimi öğretimle zerre kadar alakası olmayan okul dizileri… Genel hlak kuralları yokmuş gibi davranıp içkiyi, kumarı, gayrimeşru ilişkileri normalmiş gibi işleyen diziler… Tarihi gerçekleri tersyüz eden diziler ve daha niceleri…
Evet, yapabileceğimiz bir şey varsa bunlar için yapmalıyız. Biz bunlarla uğraşırken, dizinin yapımcılarının anlattığı kadarıyla, Kertenkele gerçek kurtuluşun yolunu bulmuş olacaktır zaten…
Ekrem Kızıltaş – Haber 7
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar4