Kaçınız hala Charlie?..

  • GİRİŞ14.01.2015 09:52
  • GÜNCELLEME15.01.2015 08:38

Dolayısıyla tepki ve üzüntü ifade etmenin yeni ifade tarzlarından birisi olarak başlatılan "Je Suis Charlie" (Ben Şarliyim) sloganı, -kullananların çoğunun aslında Charlie olmakla bir alakası olmasa da-, anlamlıydı ve tutmuştu.

Güya tepkilerini göstermek için olsa da, aslında bütün olup bitenlerin gerçek müsebbibi olan uluslararası sistemin kokuşmuşluğuna bağlılıklarını sunmak üzere ülkemizden birçok kişi de bu sloganın arkasına sığındı…

Dergiye yapılan kanlı baskın ve sonrasında yaşananlar hakkında kafalarda oluşan soruların tamamını ‘komplo teorileri’ olarak değerlendirip, olup bitenler üzerine kafa yormak ve gerçek sebeplerin peşine düşmek yerine ‘Ben Şarliyim’ sloganının kolaycılığına sığındı çoğu insan.

Ancak Charlie Hebdo’nun çıkacak yeni sayısında Peygamber Efendimiz’le ilgili karikatürlerin de olacağı ve dahası kapakta da konunun işleneceğinin açıklanması, cinayetler ve devam eden gelişmeler sebebiyle ertelenen çok ama çok önemli bir konuyu kaçınılmaz olarak gündeme taşıyor: Özgürlüklerin sınırı meselesi…

Müslümanlar açısından resim (suret) yasağının özel bir anlamı vardır ve sıradan resimler konusunda tevil ve tefsir yapılarak durumun biraz yumuşatılması mümkün olabilse de; Peygamber Efendimiz (sav) ile ilgili resim, tartışılmaz bir şekilde yasaktır. Yasak, Müslüman olanları ilgilendiren bir konu olsa da, diğer din mensuplarının ve tabii ki herhangi bir dine ya da inanca mensup olmayanların da, insan olmalarının gereği, Müslümanların temel bir esas kabul ettiği bu hususa saygılı olmaları beklenir.

Resim meselesi böyle iken, karikatür konusunun bundan daha vahim olduğunu söylemek gerek. Birileri akılları almadığı için anlamak istemiyor olsa da, durum budur. Yapılan iş, Müslümanları rencide edecek bir şey ise, Charlie Hebdo çizerlerinin ve onlar gibi düşünenlerin ‘bize ne, rencide olmasınlar’ demeye hakları yoktur.

Birilerinin çıkıp, ‘ifade özgürlüğü var, dolayısıyla biz her istediğimizi yaparız ve yapmalıyız’ şeklinde sözlerle, yaklaşık iki milyar Müslümanı rencide edecek işler yapmaya soyunmalarını saygıdeğer bulabilecek kadar kendilerinden geçmiş olanlar var.

Ve bunlar, ‘kişinin özgürlüğü başkalarının özgürlüklerinin başladığı yerde biter’ temel prensibini unutmuş gözüküyorlar. Yani Charlie Hebdo mizah dergisini çıkaranların ifade özgürlüklerinin, yaklaşık iki milyar Müslümanın özgürlüklerinin başladığı yerde bitmesi gerekir.

Bilebildiğimiz kadarıyla, dünyanın birçok yerinde geçerli olan ve hemen her yerinde geçerli olabilmesi için uluslararası örgütlerin gayret ettiği bir esas bu,

Yok, ‘kişinin özgürlüklerinin sınırı başkalarının özgürlüklerinin başladığı yerde biter’ sözünün, aralarında Charlie Hebdo çizerleri de olmak üzere bazıları için geçerli olmadığı gibisinden sıra dışı bir anlayışı savunanlar varsa; sınırsız özgürlük kavramının çok sıkıntılı neticeler doğuracağını da bilmeleri gerek.

Bu sıkıntılı neticelerden birisi de, burnundan kıl aldırmaz tavrın birilerinin kuracağı tezgahlara yaramasıdır. Ve gözüken o ki, geçtiğimiz hafta Fransa’da olup bitenler de tam olarak budur…

Temel soru şu: Türkiye’den kaç kişi, Charlie Hebdo’nun yeni sayısı çıktıktan sonra da ‘Ben Şarliyim’ demeyi sürdürecek?..

 

 

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat