Sonunda ‘Kısas’a geleceksiniz…
- GİRİŞ18.02.2015 08:22
- GÜNCELLEME19.02.2015 08:32
Bu meselenin Özgecan’la ilgili bölümü.
Tarifi imkansız bir acı yaşamalarına rağmen oldukça metin bir davranış sergileyen ailesi ile ilgili söyleyebileceğimiz tek şey ise onlara Cenab-ı Hakk’tan sabır dilemek. Ama Özgecan’ın ailesinin ve özellikle de babasının, henüz bazı hassasiyetlerini kaybetmemiş olanlara büyük dersler vermiş olduğunu da eklemek gerek.
Meselenin bizlerle ilgili bölümü ise oldukça karışık. Hiç kimsenin başına gelmesi istenmeyecek bir vahşet söz konusu. Ne söylersek söyleyelim ve ne yaparsak yapalım, Özgecan’ı geri getirme şansımız yok. Özgecan’ı geri getirme şansımız olmadığı gibi; asıl önemlisi, bundan sonra başka Özgecanlar olmaması için ne yapılabileceği konusunda da kafamız karışık.
Aracına yolcu olarak binen bir genç kızın iffetine musallat olmaya çalışan; işler arzu ettiği gibi gitmeyince de onu katleden ve bundan sonra da, güya cezadan kurtulabilmek için insanın kanını donduracak başka melanetler işleyen birine ve ona yardım edenlere verilecek ceza ne olursa olsun, belli ki kimseyi tatmin etmeyecek.
“Böyle şeyler olmamalı ve eğer olursa da, bir daha tekerrür etmemesi için suçlular ibretlik bir şekilde cezalandırılmalı” şeklinde oluşmuş ortak bir kanaat var.
Mevcut hukuki mevzuatın bu durumlarda öngördüğü müeyyideler konusunda yapılan yorumlar çeşitli. Ama cezaların en üst sınırlardan verilmesi halinde bile, beklentiyi karşılamış olmayacağı hususunda ittifak var.
Böylesi bir durumda ‘ibretlik ceza’ ne olmalı sorusuna verilen cevapların çoğu da ‘idam’ şeklinde.
Bundan önce de insanlık dışı birçok olay yaşanmış ve idam tartışmaları yine gündeme gelmişti. Ancak Özgecan’ın başına gelenlerden sonra başlayan idam tartışmaları, bundan öncekileri ciddi şekilde gölgede bırakmış durumda.
Adalet sisteminin günümüzdeki hali ve yaşanabilecek muhtemel aksaklıklar sebebiyle, idam cezasının bazı mağduriyetlere sebep olabileceği görüşü, kısmen doğru olsa da, topu taca atmaya çalışmak gibi bir şey.
İdam cezası olsa bile bu türden vahşetlerin yine yaşanabileceği şeklindeki yaklaşım da belki doğru. Ancak ‘kafaları iyi olsa’ bile, eninde sonunda kendi canlarının da gideceği düşüncesinin, insanları frenleme konusunda hiç değilse şimdikinden daha başarılı olacağı da açık bir husus.
‘İdam’ın insanlık dışı bir ceza olduğu kanaatinde oldukları için karşı çıkan bir kesim de var elbette. Ancak, idam insanlık dışı diyenlerin, çok daha insanlık dışı birtakım melanetlerin yaşanmasının nasıl engellenebileceği hakkında herhangi bir fikirleri yok.
Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır.” (Bakara, 179) buyuruyor.
Kendisi için neyin iyi ve neyin kötü olduğunu en iyi insanoğlunun bilebileceği şeklinde izah edilebilecek dünya görüşlerinin tamamının yaya kaldıkları noktada, herkesin aklına gelen ilik husus da bu…
Ola ki bir gün biz de benzeri bir şey yapabiliriz düşüncesi ile, idam karşıtı olanların; insanı Yaratıcısından daha iyi tanıdıkları saplantısından kurtulmaları gereken vakit gelip çatmıştır belki de…
Ekrem Kızıltaş – Haber 7
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar4