Vandallığa karşı direnme hakkı!..

  • GİRİŞ20.02.2015 09:20
  • GÜNCELLEME21.02.2015 09:44

Yakın geçmişte  bu tür tecrübeler yaşayan ve her biri o anları dehşetle hatırlamak durumunda kalan insanlarla konuşulduğunda, bazılarının taleplerini dile getirme konusunda neden korku ve dehşeti kullandıkları ilk akla gelen husustur.

Oysa aynı ülkede yaşıyor ve aynı havayı teneffüs ediyoruz. Dolayısıyla hakikaten birtakım haksızlıklar, aksaklıklar, yanlışlıklar ve mutlaka düzeltilmesi gereken bazı hususlar varsa –ki var-, bu hepimizi ilgilendiren bir husus. Dolayısıyla birtakım taleplerde bulunanların bunları herkesin rahatlıkla işitebileceği, öğrenebileceği ve benimseyebileceği bir şekilde takdim etmek yerine;  toplumun büyük çoğunluğunu rahatsız edecek, korkutacak, ürkütecek şekilde dile getirmeyi tercih etmeleri, akıl dışı bir durum.

Daha da açık bir şekilde şöyle anlatabiliriz. Aynı ülkede yaşadığımız ve aynı haklara sahip olduğumuza inandığımız birilerinin, eksikliğini hissettikleri hususları insanlara anlatmaları ve böylelikle kamuoyunu yanlarına almaları gerekir. Kamuoyu anlatılanlara ikna olur da bu taleplere destek verirse, değişiklikler ancak o zaman gerçekleşir. Mevcut sistemin işleyişi böyle.

Yakarak, yıkarak, yağmalayarak ve böylelikle korku ve dehşet salarak bazı hususları dile getirdiklerini zannedenler ise daha baştan kaybetmeye mahkum olmuşlar demektir. Çünkü mevcut durumda bile yakıp yıkma, kırıp dökme ve yağmalama işini icra edenlerin, talep ettikleri şeylerin gerçekleşmesi halinde daha cüretkar olacakları düşünülür.

Kanunlaştırılmaya çalışılan İç Güvenlik Paketi, her ne olursa olsun birtakım talepleri olanların, bunları hukuk içerisinde ve diğer vatandaşları rahatsız etmeden; yani korkutup ürkütmeden dile getirmelerini temin etmek için atılmaya çalışılan adımlardan ibaret.

İnsanların taleplerini, canlarının istediği şekilde ve yerde; yine canlarının istediği şekilde molotoflu, taşlı sopalı, sapanlı; yakıp yıkarak, kırıp dökerek ve tercihan maskeli bir şekilde dile getirmelerine engel olunmaması için gayrete gelenleri anlayabilmek ise kesinlikle mümkün değil.

İç Güvenlik Paketi’nin kanunlaşmasını önlemeyi kendisine gaye edinen ‘benzemezler takımı’nın mensupları, engellemeye çalıştıkları düzenlemeleri gerektiren hallerden birisine maruz kalsalardı ne düşünürlerdi sorusu, meselenin odak noktası.

Getirilmeye çalışılan uygulamalar, kamu düzeninin sağlanması konusunda var olduğu düşünülen ve dahası birtakım olayların açıkça ortaya koyduğu eksikliklerin telafi edilmesine yönelik uygulamalar. Hepimiz biliyoruz ki, marjinal bazı gruplar hariç, toplumun tamamı bu uygulamaların bir an evvel kanunlaşmasını istiyor. İstiyor; çünkü toplumu değişik korku ve tedirginliklere maruz bırakanlar her ne kadar bunun böyle devam etmesini istiyor olsalar da, maruz kalanlar ve bir gün maruz kalabileceklerini düşünenler, ‘devlet nerede’ sorusu sorulduğunda ‘burada’ sesini duyabilecekleri bir ortamın mutlaka tesis edilmesi gerektiğine inanıyorlar.

İç Güvenlik Paketi’ni engellemeye çalışan ve bunu ‘direnme hakkı’ olarak lanse etmeye çalışanlar, yapmaya çalıştıkları şeyin eninde sonunda ‘vandallığa maruz kalanların direnme hakkı’ noktasına varabileceğini düşünüyorlar mı, bilinmez. ‘Devlet nerede’ sorusunun cevapsız kalması halinde neler olabileceğini kimse kestiremez çünkü…

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar1

  • halid bin velid 10 yıl önce Şikayet Et
    bunların bir kısmı muhbir hemde beyin takımını bu ajanlar yönetiyor
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat