Yanlış yapma lüksümüz yok!...

  • GİRİŞ06.06.2015 09:45
  • GÜNCELLEME08.06.2015 09:27

Tabii ki bu rahatsız edici olma hali, ülkemizin kahir ekseriyeti ile ilgili bir şey. İnsanımızın henüz yeteri kadar demokratik bilince sahip olmadığı şeklinde bir saplantısı olanların rahatsızlığı tam tersi ile ilgili, malum.

Ama, başka hiçbir şey olmasaydı bile, sadece ülkemizin yeniden koalisyonlara mahkum edilebilmesi ihtimali bile, insanları istikrardan yana oy vermeye teşvik etmeli ve herhalde ediyordur da...

Koalisyon ihtimali, sadece sosyal sahadaki kazanımların kaybedilmesi demek değil çünkü. Böyle bir ihtimal; partiler arasında paylaşılacak devletin hizmet üretmek yerine, eskilerde olduğu gibi sıkıntı üretmesi de demek.

Mevcut tabloda herhangi bir şekilde koalisyon ihtimali yok inşaallah, bu tamam. Ama yine de doğrudan iktidar ümitleri olmadığı için, çeşitli şekillerde koalisyon ihtimalini gündeme getirmeye çalışanların bağlantıları bile, insanı tedirgin etmeye yetiyor.

Tedirginlik de, bu kesimlerin herhangi bir şekilde işbaşına gelebilme ihtimalinden çok, bu memleketin insanlarının nasıl olup da bu türden bağlantılara girebildikleri ile alakalı.

İçeride sürüyor olması gereken siyasi mücadelenin dışarıdan beklenmedik bir şekilde destek alıyor olması, işin en netameli tarafı. Guardian, New York Times, Washington Post gibi medya kuruluşları, aysbergin gözüken kısmı. Bunların arkasında bulunan ve ülkemizle alakalı ciddi hesapları olan daha karmaşık güçlerin içeriden birilerine lojistik destekler sağlaması, aklı başında olan herkesin tüylerini diken diken etmeye yetmeli aslında.

Ve hepimiz de farkındayız ki bu durum bir algı bozukluğu filan değil, gerçeğin ta kendisi. 

‘Sırtına vurup elindeki lokmasını rahatlıkla alabildikleri Türkiye’ye tekrar kavuşabilmek derdindeki dış güçlerle, vesayet altında da olsa iktidara ulaşabilmek hesabı yapanların işbirliği yaptıkları, gözlerden gizli değil çünkü.

‘Türkiye hepimizin olsun ve büyük olsun’ yerine, ‘mahzuru yok, küçülse ve zayıflasa da benim olsun’ şeklinde düşünenlerin sayıları, maalesef az değil. Ve bunlar, kendi aralarında iyi anlaşıyor olmakla kalmayıp, dışarı ile irtibatlarını da sağlam tutuyorlar.

Herhalde dışarıdan öyle üflendiği için ideolojik takıntılarını bir kenara bırakmış gibi gözüküyor, dişlerini sıkarak esas niyetlerini satır aralarında dile getirmekle yetiniyorlar.

Türkiye’ye 12 senede çağ atlatan bir kadroya karşı mücadele ederlerken, bu kadronun yaptıkları ve yapacaklarına benzer vaatlerle insanımızın karşısına çıkmak yerine, onların biriktirdiklerini nasıl harcayacakları üzerinden mesajlar vermeleri, uyanmak için yeterli bir veri belki. 

İttifak halinde oldukları dış mihraklar, Türkiye’nin geldiği noktadan daha ileriye gidebilmesi ile alakalı herhangi bir şey duymak istemedikleri için; büyüme, gelişme gibi hususları vaat olarak bile sarf etmemeye dikkat etmeleri de, işin bir başka veçhesi.

Konu uzun… Ama sözü uzatmaya gerek yok.

Hangi sebeple olursa olsun, dışarıdakilerle iş tutanların ekmeğine yağ sürecek bir davranışta bulunmak, aklımızın ucuna bile getirmek istemediğimiz şeylerle karşılaşmamıza sebebiyet verebilir…

‘Hangi sebeple olursa olsun’ sözü özellikle önemli. Çünkü çeşitli mülahazalarla yapılacak en ufak bir yanlış, sonradan çok pişman olmamız demektir…

Pişmanlığın fayda getirmeyeceğini de hepimiz biliyoruz… Yani yanlış yapma lüksümüz yok!..

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar1

  • Bemon... 10 yıl önce Şikayet Et
    Ekrem abi nereden nereye! Dün ne söylüyordun bugün neler söylüyorsun!
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat