Güle güle ‘halef-selef’im…

  • GİRİŞ02.01.2016 11:28
  • GÜNCELLEME04.01.2016 07:54

1984 Mayısı’nda Milli Gazete’de beraber çalışmaya başladıktan bir süre sonra O ayrılmış, vazifesini ben devralmıştım… Türkiye Gazetesi’nde bir süre çalıştıktan sonra da, Akit ailesine katılmıştı…Her karşılaştığımızda şakalaşırdık, ‘halefim’, ‘selefim’ diye. Bazen de halef ve selef meselesini karıştırınca, kolayına kaçar ve ‘halef selefim’ derdik birbirimize… Kumpas mağduru olduğu günlerden sonra da, halef-selef hitabı yerine, şaka bile olsa kısık sesle söylemeyi tercih ettiğimiz ‘örgüt’ü kullanmaya başlamıştık. 

Cumhurbaşkanımız’ın Suudi Arabistan ziyaretine katılacağımızı öğrendiğimizde sevinmiş ve Riyad sonrası Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’ye gidilip gidilmeyeceğini yani Umre yapılıp yapılmayacağını merak eder olmuştuk. Kendi aramızda haberleştiğimiz grupta dile getirilen konu ile alakalı Hasan Karakaya’nın ‘Ümidinizi kaybetmeyin’ notu, katılacak arkadaşlar tarafından Umre de yapılacağının işareti olarak değerlendirildi. Yolda ‘biliyor muydun?’ diye sorduğumda; ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın, oralara kadar gitmişken Umre yapmadan dönmeyeceğini biliyordum’ demişti…

Salı günü varıp akşam saatlerinde ayrıldığımız Riyad’dan sonra Cidde’de ihramlarımızı giyip Mekke-i Mükerreme’ye geldiğimizde, Cumhurbaşkanımız ve beraberindeki heyete yetişemeyince, tavaf ve say’imizi ikimiz ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından Şeref Malkoç beraberce yaptık. 

Hasan Karakaya, tavafta ve özellikle de say’de zorlanınca, sık sık mola verip, dinlendik. Umremizi bitirip Sabah namazını kıldıktan sonra misafirhaneye geçtik. Öğle namazı öncesi ve sonrası, bulduğu her fırsatta nafile ya da kaza namazı eda etmesi dikkat çekiyordu. Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ vasıl olup otele yerleştikten hemen sonra Cumhurbaşkanımız ve heyeti ile beraber Mescid-i Nebevi ziyaretine dahil olduk.

Yatsı namazı, nafile namazlar, Suffa’da Cumhurbaşkanımızla beraber dinlediğimiz sohbet… Efendimiz (sav)’ın teheccüt kıldığı belirtilen yerde teberrüken kıldığımız ikişer rekat namazın, Hasan Karakaya’nın son namazı olduğunu bilemezdik…

Mescid-i Nebi ziyareti sonrası bir çorbacıda buluştuk. Ardından çay sohbeti… Ve yakın olduğu belirtilen otele doğru yürüme faslına başladık. Otele yaklaştığımızda biz, yani grubun ‘iki ihtiyarı’ biraz geride kalmıştık. Hasan Karakaya yavaşlayınca, merakımı gidermek için bacak ağrılarından bahsetti önce. Tavaf ve say sırasında ikimiz de yorulmuştuk. ‘Dinlenelim’ dedi ve yol kenarına oturduk. Biraz nefeslenip, ‘taksi tutalım’ dedi. Sıkıntısı olup olmadığını sordum, göğsünü tutarak ‘biraz sıkıştırıyor’ dedi. Ambülans isteyelim mi, deyince, ‘önemli değil, dinlenince geçer’ cevabını verdi. İlacını sorduğumda, ‘otelde’ cevabını aldım.

Bir taksi bulup hemen yakındaki otele vardığımızda, girişteki kanepeye oturdu dinlenmek için. Bu arada gruptaki arkadaşlar da gelmişti. Dinlenme sırasında durumunun fenalaştığı anlaşılınca Cumhurbaşkanımızın doktorlarına haber verildi hemen ve bu arada cankurtaran çağrıldı. 

Doktorlar geldiğinde, kalp krizi geçirmekte olduğunu anlayıp, müdahaleye başladılar... Cankurtaranla hastaneye nakli sırasında ve sonrasında devam eden müdahalelere rağmen, Hasan Karakaya Rahmet-i Rahman’a kavuştu…

Hasan Karakaya, Efendimiz (sav)’ın misafiri iken, son namazını O’nun teheccüt kıldığı yerde eda ettikten az sonra, O’nun vefat ettiği yaşta aramızdan ayrıldı. Ölüm her daim acı olsa da, ‘güzel ölüm’ denilebilecek bir şekilde hem de…

Medine-i Münevvere’de vefat etmişken, Cennetü’l Baki’ye defnedilmek vardı belki. Ancak şartlar İstanbul’a getirilmesini gerektirdi. Cennetü’l Baki ile ilgili konu ise, ‘Melekler her akşam beyaz develerle Cennetü’l Baki’ye cenazeler getirirler ve kara develerle Cennetü’l Baki’den cenazeler götürürler’ sözünde olduğu gibi belki…

Hasan Karakaya’nın mezarı Edirnekapı Şehitliği’nde Mehmet Akif Ersoy’un hemen yanıbaşında olsa da, cenazesi melekler tarafından beyaz bir deve ile Cennetü’l Baki’ye götürülmüştür belki de… Kim bilir…

Cenab-ı Hakk sana gani gani rahmet eylesin; mekanın Cennet-i Ala olsun, benim aziz halef-selefim…

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar3

  • yusuf 9 yıl önce Şikayet Et
    Güzel abimizdin be Hasan abi özleyeceğiz seni
    Cevapla
  • DİYARBAKIRLI 9 yıl önce Şikayet Et
    Allah inşaallah onu kamil bir imanla ak bir yüzle hüzuruna gütürmüştür.çünkü allah hadisi qüdside"izzet'ime yemin ederim ki, dostlarıma dostluk düşmanlarıma düşmanlık yapmayan rahmetime nail olamaz"buyuruyor.h karayaya dostlarına dost düşmanlarına da düşmanık yapan biri idi.
    Cevapla
  • Halit Altuntaş 9 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah, Allah hepimize hayırlı yaşam ve ölüm nasip etsin inşallah. Selamlar sevgiler saygılar.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat