Ekrem Kızıltaş, ilk yazısıyla Haber 7'de
- GİRİŞ26.02.2012 11:42
- GÜNCELLEME06.06.2014 16:33
Erbakan'ın ufku…
Erbakan Hoca'yı 'En Yüce Dost'a uğurlayalı bir yıl oldu.
Soğuk bir Mart günü, Türkiye’de daha önce benzeri yaşanmamış kadar kalabalık bir uğurlayıcı kitlesinin katılımıyla gerçekleştirilmişti cenaze töreni. Genç yaşlı, kadın erkek, sivil asker, zengin fakir… Herkes oradaydı nerdeyse; orada olamayanlar da televizyonlarının başında.
İnsanımızın gösterilebileceği en güzel vefa örneklerinden birisiydi Erbakan Hoca’nın cenaze töreni. Özellikle de, ömrünün her anını Milleti ve Memleketi için çalışmalarla geçirmiş ve ama gerektiği gibi anlaşılamamış olduğunu düşünürsek…
Üniversite yıllarından başlayarak ülkemiz halkının, Müslümanların ve bunun yanında özellikle de dünyanın zulme maruz kalan bütün insanlarının ezilmeden, sömürülmeden yaşayabilecekleri bir dünyayı hedefleyen birisiydi Erbakan Hoca. Bunun yolunun da, ‘Yeniden Büyük Türkiye’ idealinden geçtiğine inanıyordu.
Yeniden büyümeli, güçlenmeliydik daha doğrusu. Hükmetmenin, diğer unsurları egemenliği altında bulundurmanın; temel kuralları belirlenmiş şekilde beraber yaşamak olup, başkalarını ezmek ve sömürmek manasına gelmediğini bizden başka bilen yoktu.
Toplu iğne bile yapamayan bir ülkeden; kendi motorunu üreten, her türlü sanayisi ve teknolojisini geliştirebilecek bir ülkeye geçiş hiç zor değildi; istemek ve gereğini yapmak yeterdi.
Kendisi gibi düşünenleri bir araya getirip, -engellemek için her türlü yola başvuranları dize getirmeyi başararak- bu ülkenin kendi motorunu yapabileceğini, önce İTÜ Motor Kürsüsü ve sonrasında Gümüş Motor Fabrikası ile ortaya koydu.
Ülkemizin başkalarına Pazar olmak dışında bir varlık göstermemesi gerektiğini düşünen dış ve iç mihrakların oyunlarını bozabilmenin yolunun Odalar Birliği’nden geçtiğini anlayınca, oraya el attı. Nihayetinde bu kuruluşun başına geçtiğinde, meselenin doğrudan siyasi iradeyle alakalı olduğunu gördü ve siyasete atıldı.
Sanayide ve Odalar Birliği’nde yolunu kesmeye çalışanlar, siyasete girdiği zaman daha çok telaşa kapıldılar. Kendi sınırlı dünyaları ile mukayese edilemeyecek muhteşem bir vizyona sahip olduğunu biliyorlardı Erbakan Hoca’nın. Yapılacak tek şey, mümkün olduğu kadar önünü kesebilmekti onlara göre.
Halbuki Erbakan Hoca, onların da doğruyu görüp kendi yanlarına gelmelerini bekliyordu hep…
Bağımsızlar Hareketi, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi… Partilerinin birini kapattıklarında diğerini kuruyordu Erbakan Hoca. Sadece parti mi, çok sayıda sivil toplum örgütü, vakıf, cemiyet, dernek… kuruyor, kurduruyor, kurulmasına yardımcı oluyor, teşvik ediyordu sürekli olarak.
Ve bu gayret sadece ülkemizde de sınırlı değildi. Bugün İslam Ülkelerinin tamamında ve Müslüman toplulukların yaşadığı hemen her ülkede, Erbakan Hoca’nın gayretleriyle oluşturulmuş çeşitli yapılar vardır ve yine O’nun sayesindedir ki, hemen hepsi birbirlerinden haberdardır…
Kendisine yönelik her tökezletme girişiminde, ara vermesini, durup biraz düşünmesini bekleyenleri çıldırtan bir devamlılıkla, dur durak bilmeden sürdürülen bir gayretten ibaretti Erbakan Hoca’nın hayatı..
Başbakan, bakan, parti başkanı, yasaklı, mahpus… Her halükarda: ‘Evet, şimdi ne yapıyoruz?’ sorusunu soruyor ve ufkuna doğru yolculuğunu sürdürüyordu, beraberindekilerle birlikte.
Siyasi, sosyal, ekonomik… Hangi sahada olursa olsun, bugün ulaştığımız seviyeye gelmemizde en büyük payı olanlardan birisiydi Erbakan Hoca…
Cenab-ı Hakk gani gani rahmet eylesin…
Ekrem Kızıltaş / Haber 7
Yorumlar11
-
adam turk
13 yıl önce
Şikayet Et
ABDULLAH ÖZ RUHUNA SAĞLIK. AYNEN İMZALIYOR VE KATILIYORUM! BİR EK niyetinide sorgulayarak...
Beğen
Cevapla
-
Abdullah Öz
13 yıl önce
Şikayet Et
Merhum Erbakan'ın niyetini sorgulamam.... Ancak,1950-1960 lı yıllardaki paradigmanın 1970-1980 li yıllarda değiştiğini fark edemeyen bir liderdi...Merhum Turgut Özal'ın açıklamaya çalıştığı paradigma değişimini bir türlü anlayamadı...Kapalı ekonomiyi,devletçi ekonomiyi savundu durdu...1987 ferandumunda Merhum Özal'a karşı Demirel-Ecevit-Türkeş-Statüko konsorsiyomunda yerini aldı...Oynadığı kilit rol ile Statükonun adamlarını sevindirdi...Kendisi için yapmıştı Özal muhalefetini ama, ülke çok ama çok zarar gördü bu işten...1991 ile 2001 arasında kamu kurumları soyulmuş ise, bu taa 1987 refendumuna dayanır...Merhum Erbakan'ın böyle olmasını istdiğini aklımdan bile geçirmem...Ama, neticede oldu bunlar...Merhum Erbakan'ın ikinci büyük hatası, Ulusalcı-statükocu-Vesayetçi adamları üst yönetimden ayırmamasıdır...Onlara Bakanlıklar vermesi,2. adam,3.adam,4. adam vs. yerinde tutması vs...Onların kimler olduğunu herkes anlıyor...Bu ,neden böyle olmuştur,açıklanmaya muhtaçtır...Hata da yapsak,niyetimiz ve gayretimiz bizi kurtarır...
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
-
VEHBİ HAFIZOĞLU
13 yıl önce
Şikayet Et
HOŞ GELDİNİZ. Geçmişte bu ülke insanına katkıda bulunmuş insanlara vefalı olmak durumundayız.Erbakan Hocamızın bizlerin yetişmesinde çabasını kimse inkar edemez.O'na Allah rahmet eylesin.Sn.Başbakanımızı da merhum Hocamız yetiştirmedi mi?Oğlunun adı niçin Necmeddin Bilal?Bizim inancımızda vefa diye bir şey var.İşte o vefalılardan biri de Ekrem ağabeyimiz.İlgiyle yazılarınızı takip edeceğiz.Hoş geldiniz.Selam ve dua ile...
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
-
E.gül
13 yıl önce
Şikayet Et
Adam ne ustasi ufuksuz bir adam iste. RTE ve arkadaslarina tv 5 Ekranlarindan az kin kusmadi.
Beğen
Cevapla
-
metinistanbul
13 yıl önce
Şikayet Et
Güzel kaliteli bi haberci ve yorumcu. kendisini tv5 ekranlarında çok ça izleyip takip ederdim hayırlı olsun Rabbim her zaman doğruları yazmayı nasidip etsin başarılar. Ayrıca Haber7.com a teşekkür ederiz kaliteli ve güzel biyorumcuyu takipc,ler, ve okuyucularıyla buluşturdugu için.
Beğen
Cevapla
Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle