'Ne kurtarırsak, kardır'…

  • GİRİŞ09.03.2012 09:55
  • GÜNCELLEME09.03.2012 09:55

CHP bu konuda yalnız da değil anlaşıldığı kadarıyla: Parlamento içi muhalefetin ve konuyla ilgili bazı sivil toplum kuruluşlarının durumları da, aşağı yukarı aynı.

Yapılan açıklamalardan 4+4+4 girişimine karşı olduklarını anlıyoruz anlamasına da, bunun yerine ne gibi önerileri olduğu hususunda bilgimiz yok. Çünkü sürekli eleştiriyor olmalarına rağmen, beğenmediklerini açıkladıkları bu sistem yerine ne gibi bir sistem düşündükleri hususunda tek bir kelime bile etmiyorlar.

Karşı çıkışların merkezi, her zamanki gibi CHP. Tasarının Milli Eğitim Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında bu partiye mensup bir milletvekilinin 12.5 saat boyunca konuşması, karşı çıkış hareketinin zirvesi.

12.5 saat konuşmuş… Tamam da ne konuşmuş? Dinleyenler arasında olmadığımız için bilmiyoruz ama sadece tasarıya karşı olduğunu söylemek için bu kadar konuşmuşsa, yazık olmuş. Bu süre içerisinde tasarıya alternatif teklifler de getirmişse eğer, duymak isteriz.

Biraz futbol takımlarının maç dizilişine ya da oyun taktiklerine benzeyecek belki, ama soralım: 4+4+4’e karşı olanlar, 5+3+4 mü düşünüyorlar mesela? Ya da ne bilelim, 4+2+2+4’mü?

Belki fikirlerini bu türden dizilişlerle açıklamaktan kaçınıyorlar diye de düşünebiliriz. Ama eğitim sistemi ile alakalı neler düşündükleri, hakikaten merak konusu.

Dile getirmekten kaçınıyor olsalar da, 8+4’ü düşünüyor olmasınlar sakın? Hatta sonraki rakamları bir kenara bırakarak, doğrudan ve sadece 8’i arzu ediyor olmaları ihtimali daha da yüksek.

Doğrudan ve herhangi bir ek olmadan 8’i, yani Kesintisiz Eğitim’i.

Başta Sayın Başbakan olmak üzere, memlekette aklı selim sahibi herkesin ortak kanaati ile, tam bir felaket olarak değerlendirilen, şimdiki sistemi.

Bakmayın, ‘din dersi istiyorsanız açıkça söyleyin’ ya da ‘bu memlekette çocukların gerektiği gibi din dersi alabilmelerinin teminatı biziz’ gibisinden, söyleyeni de dahil kimsenin inanmadığı laflara. Çünkü bu sözleri söyleyen genel başkanın partisinde odaklanan zihniyetin, bahsi geçen konuda ne gibi hayallere sahip olduğunu bilmeyen yok.

Bu kesimin, Milletimizin çocuklarının nasıl bir eğitim alması -daha doğrusu almaması- gerektiği hususunda, oldukça ilgi çekici fikirlere sahip olduklarını, biliyoruz.

Eğitim ciddi bir mesele. Eğitim şart hatta. Eğitimin önemi konusunda sürekli olarak söylenen lafları sık sık dinleyip, bu önemli işle alakalı teklifi beğenmediklerini söyleyen ama kendi teklifleri konusunda nedense ağızlarını bile açmayan muhalefet partileri ve bu konuda güya müthiş fikirler ürettiklerini zanneden sivil toplum kuruluşları ile muhatap olmak, doğrusu can sıkıcı bir durum.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun temsilciliğine soyunduğu bu ekibin söyleyebildiği en cesur söz, ‘gelin el ele vererek, Milli Eğitim’le ilgili değişiklikleri beraber yapalım’  diyebilmek.

‘Daha önceleri nerelerdeydiniz?’ sorusunu sormamak gerektiği, malum.

Beraber çalışmaktan kastettikleri de sadece şu: “Anlaşıldı, siz bu işi yapacaksınız. Bari işin içine biz de dahil olalım da, böylelikle yapmayı düşündüğünüz değişikliklerin bir kısmını olsun, çeşitli bahanelerle sulandırabilelim.”

Eğer en ufak bir ışık görebilirlerse, pazarlığa ‘kesintisiz’den başlayacakları da kesin…

Konuya müdahil olma arzusunun arkasında yatan esas sebep, ‘ne kurtarırsak kardır’ şeklinde düşünüyor olmaları, yani…

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar1

  • vadettinaktas 13 yıl önce Şikayet Et
    İHL ler kapalı kalacaksa müzakere serbest. Yazarın son cümlesi niyeti özetliyor aslında. İçinde İHL orta kısımlarının açılması olan herşeye karşı çıkarlar.Orta eğitimin illaki ilkokulda alınmasında ısrar başka niye olsun ki.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat