Çözümü anınca provokasyona hazır ol!
- GİRİŞ20.06.2012 09:31
- GÜNCELLEME20.06.2012 09:31
Pratik bir sonuç çıkmayacağı bilinse de, Başbakan Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, Kuzey Iraklı liderler Barzani ve Talabani’nin silah bırakılmasını sağlamaya dönük girişimleri, Leyla Zana’nın yaptığı açıklama, Murat Karayılan’ın Avni Özgürel’e söyledikleri…
Kolay kolay gerçekleşemeyeceğini bilse de, böyle durumlarda ümitleniyor ve hayal kuruyor insan; 75 milyon Türkiyeli’nin barış içerisinde bir arada yaşayabilmesi için gereken her şeyin yapıldığı, kısır tartışmaların ve terörün bitip, ülkenin dört bir tarafının tamamıyla güvenli bir duruma geldiği günün hayalini…
Derken, Dağlıca’da 8 askerimizin şehadeti, 16’sını da yaralanması ile neticelenen saldırının haberi…
Avni Özgürel’in Murat Karayılan’la Kandil’de yaptığı röportajda söylediklerini, başka birtakım gelişmelerle de ilişkilendirip, 2012 yılı bitmeden terörün bitebileceği yönünde ümitlenmeye başlamıştım oysa.
Şu sözler Murat karayılan’a ait: “Şimdi artık günümüzde her bir kimse konuyla ilgilidir. Mesela uluslararası güçler, bölgesel güçler... Kürt sorununu aslında zamanında İngilizler çözmemişse sürekli bir kart olarak kullanmak için çözmemişlerdir. Günümüzde de halen o konumda tutmak istiyorlar. Aynı pozisyonu sürdürmek istiyorlar.”
Sorunla alakalı olarak gelinen durumu da şöyle izah ediyor Karayılan: “Eskiden Kürt kelimesi bile yasaktı. Ama şimdi gelinen noktada artık çözüm için yeni bir karara gitmek gerekiyor.”
Yaşananların arka planı konusunda kafa yoran hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği ‘Problemin bu şekilde sürmesinin arkasında bölgesel ve uluslararası birtakım güçler var’ şeklindeki bir tespite, örgütün tepe noktasında bulunan birisinin de katılıyor olması, epeydir sürdürüldüğü anlaşılan görüşmelerle beraber yorumlandığında, geleceğe dair beklentileri artırıyor tabii olarak.
Aynı röportajda, bazı dönemlerde sağlanan müspet gelişmelerin; tuhaf bir zamanlama ile, aynı günlerde gerçekleşen saldırılar gibi birtakım olaylarla nasıl bir anda yok edildiğine dair ifadeler de var.
Karayılan provokasyon kokan saldırıların terör örgütünün lider kadrosu tarafından emredilmediğini, yerel unsurlar tarafından yapıldığını ileri sürüyor.
Taşlar yerine insanlar kullanılarak oynanan uğursuz bir satranç oyunu ile karşı karşıyayız.
Satranç tahtasında birbirlerine karşı yerleştirilmiş olanlar da işin farkında aslında. Birisi, haklı olarak, karşı tarafın oyunu terk etmesi gerektiğini söylerken; diğeri de oyunu terk etmeden evvel, başladığı işten en iyi neticeyi almak zorunda olduğunu düşünüyor.
Büyük satranç tahtasındakiler, aralarında anlaşıp oyunu tümüyle sona erdirebilecek ya da dışarıdan yapılan müdahaleleri boşa çıkarabilecek adımlar atabilseler, mesele bitecek gibi. Ama, oyunu yönlendirenlerin dikkati, iki tarafın böyle bir şey yapmasını engellemeye kilitlenmiş durumda. Oyunun durabileceğini hissettiklerinde, örgütü ya da ona bağlı ‘yerel unsurları’ harekete geçirmeleri yetiyor.
1984’ten beri yaşananlara baktığımız zaman, silah bırakılması ve kanun durdurulması yönünde ciddi adımlar atılmaya başlandığında gerçekleşen saldırılar çıkıyor karşımıza. Bu türden saldırıların barışa yönelik süreci durdurmayı hedefleyen provokasyonlar olduğuna dair şüpheler ne kadar kuvvetli olursa olsun, yapılabilecek bir şey kalmıyor ve ortalık uzun süreliğine tekrar karışıyor.
25 Mayıs 1993'te 33 erin şehadeti ile neticelenen Bingöl saldırısı, tam da çok yaklaşıldığı düşünülürken barış girişimlerinin sonunu getirmişti. 14 Temmuz 2011’de 13 askerin şehit olduğu Silvan saldırısı da, Oslo’da başlatılan ve yeni ümitler vaat eden bir sürecin sonunu getirdi.
Oynadıkları oyundan menfaat devşirmenin yanında zevk de aldıkları anlaşılanlar, silahların susması ve kanın dinmesini sağlayabilecek girişimleri engellemek için her şeyi yapmaya kararlı gözüküyorlar.
Silahları susturup kanı dindirme niyetinde olanlara çok iş düşüyor yani. Hem girişimlerini sürdürmek ve hem de bu arada olabilecek muhtemel provokasyonlara karşı tedbirler almak zorundalar.
‘Bu işi bitirmek isteyeni bitirirler’ şeklindeki meşhur söz halen geçerli gibi gözükse de; artık her nasıl yapılacaksa, bu işin bitirilmesi gerektiği açık.
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar3