Birbiri ardınca gelen konuyla ilgili yasaklar, tiryakiler açısından sıkıntılara sebep olsa da, insanlar bir şekilde duruma uyum sağlamayı beceriyorlar.

Sigara ya da tütün mamulleri ile ilgili olarak, kısa denilebilecek kadar kısa bir süre içerisinde bu kadar büyük adımlar atılmışken, çok daha zararlı olduğunu söyleyebileceğimiz içki konusunda benzeri adımlar atılmıyor olması, garip bir durum.

Tamam sigara zararlı, ama laf aramızda içkinin zararları da az değil hani…

Konu sadece ülkemizde ilgili bir durum değil. Dünyanın hemen bütün ülkelerinde tütün mamullerinin kısıtlanması ile ilgili ciddi hareketlenmeler var ve bu türden bir girişimin içki konusunda olmaması dikkat çekiyor.

TBMM’nin tatile girmeden önce çıkardığı torba kanunda tütün ürünleri ile ilgili yeni düzenlemeler de var. Kıyafet, kahve, parfüm ve içki gibi ürünler bir sigara markasını çağrıştıran isim kullanamayacaklar. Bu arada epeydir tartışılan nargile ile ilgili de bir düzenleme yapılmış ve 18 yaşından küçüklere satışı yasaklandığı gibi, şişelerine ‘sağlığa zararlıdır’ ibaresinin yazılması da zorunlu hale getirilmiş.

Yeni yetişmekte olan nesiller bunlar hep vardı zannetseler de, bizde sigara ile ilgili yasakların tarihi o kadar eski değildir. 90’ların ortalarında, kapalı mekanlarda sigara içmekle ilgili ilk kısıtlamalar geldiğinde, epeyce tiryaki zor zamanlar yaşamıştı.

Kahvehaneler, lokantalar, şehirler arası otobüsler, uçaklar… hemen her yerde rahatlıkla sigara içilen günlerden, artık neredeyse sigara içilecek yer bulunamayan günlere gelişimiz arasında çok bir zaman farkı yok.

Geçiş dönemlerinin kendisine has gariplikleri de vardı. Uçakların arkaya doğru koltuklarında yer alan sigara içilen bölümler, özellikle uzun yolculuklarda sık sık ziyaret edilir ve kısa süreli yer takasları yapılırdı.

Havaalanlarında tiryakilerin temiz hava almaları (!) için oluşturulan sigara odaları vardı bir zamanlar. Kimi ülkelerde devlet ciddiyetine uygun bir şekilde ‘sigara içme odası’, kiminde de ‘smoke paradise’ (tüttürme cenneti) gibisinden esprili isimler.

Tren istasyonlarının üstü açık peronlarında, sigara içenler için sarı çizgilerle ayrılmış bölümler de hoş bir manzara arzederdi…

Önceleri sigara içilen ve içilmeyen yerler ayırımı ile başlayan uygulama, sonrasında kapalı mekanlarda tümüyle yasaklama noktasına geldi. Tütün mamullerinin açık mekanlarda kullanılması ile ilgili kısıtlamalar da var tabii. İnsanların yoğun bir şekilde bulunduğu açık alanlar ve okul, hastane bahçesi gibi yerler de yasak kapsamında.

Kısıtlama ve yasaklar bununla da kalmıyor, televizyonlar, gazeteler, dergiler ve aklınıza gelebilecek bütün reklam mecralarında sigara reklamı yasak.

Sigara ile ya da daha doğrusu tütün mamulleri ile ilgili yasaklamalar, sadece ülkemize özgür bir durum değil. İstisnalar olsa da nerdeyse bütün dünyada benzeri yasaklar var ya da getirilmek üzere.

Sigara ve nargile kullananları biraz, bu işlerin ticareti ile uğraşanları ise daha fazla üzecek eski ve yeni düzenlemeler güzel de, insan sormadan edemiyor: İçki ile ilgili de, tütün ürünleri benzeri yasaklamalar, hadi yasak demeyelim kısıtlamalar neden söz konusu olmuyor acaba?

Bu mesele ile alakalı olarak, bir yerlerden düğmeye basıldı ve tütün mamulleri ile ilgili kısıtlama ve yasaklar kısa bir sürede dünyanın her tarafında yaygınlaştı gibisinden bir komplo teorisi oluşturulmak istenseydi şayet, oldukça uygun veriler bulunabilirdi. Tabii ki diğerlerinin aksine, böylesi bir komplo teorisinin aslında gayet iyi olduğunu da vurgulayarak…

Her neyse, içki ile ilgili olarak tütün mamulleri benzeri birtakım kısıtlamalar ve yasaklamalar olabilmesi için de, sigara yasağının dünya çapında yaygınlaşmasını sağlayanların, içki konusunda da düğmeye basmasını beklememiz gerekiyor galiba.

Ekrem Kızıltaş - Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com