Time'ın o sayısı; sahiden var mıydı?
- GİRİŞ19.09.2012 09:40
- GÜNCELLEME19.09.2012 11:32
Söylenti sonraları revize edildi ve bahsi geçen dergide ve aynı grubun bir başka dergisi olan Life'da, Şahinkaya'nın ‘dünyanın en zengin 50 generalinden birisi ' olarak gösterildiği şekline dönüştü. 20 milyon doların üzerinde olduğu iddia edilen servetinin kaynağı olarak da, 1980 sonrası F-16 uçaklarının alımı sırasında dönen rüşvet gösteriliyordu, rivayetlere göre.
12 Eylül öncesinin Hava Kuvvetleri Komutanı olan E. Org. Tahsin Şahinkaya, konu ile ilgili olarak uzun yıllar sustuktan sonra, 2010'da yapılan anayasa değişikliği sonrası, bir gazeteye yaptığı açıklamada, söylenenlerin kesinlikle doğru olmadığını ve adı geçen dergileri kimsenin kendisine gösteremediğini belirtme ihtiyacı duymuştu.
Time'ın ya da Life'ın böyle bir sayısı var mıydı, halen meçhul.
Belki vardı ve dergilerin Türkiye'ye gelen az sayıda nüshasına, durumun farkında olan birileri tarafından el konuldu. Belki de dergiler, böyle bir haberle çıkmanın yanlış olduğu kanaatine vararak dağıttıklarının önemli bir kısmını geri topladı… Ya da başka bir şey. Ama böyle bir şeyden bahsetmenin bile oldukça tehlikeli olduğu o günlerde, dilden dile dolaşan böyle bir konu vardı.
1997'nin Aralık Ayı'nda Amsterdam'dan Hamburg'a gitmek üzere bindiğim trende tanıştığım bir kişiden dinlediklerim, rivayetlerin ‘doğru olduğu' yönünde kanaatimi pekiştirdi.
Trende tanıştığım kişi, sol kesimdendi ve 12 Eylül sonrası günlerde bahsi geçen derginin kapak fotokopisini değişik adreslere postalarken yakalanıp gözaltına alındığını, sonrasında da Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldığını anlatmıştı. ‘Babam sizdendi' demesi ve ‘uzun yıllar sonra Hollanda vatandaşı olarak ziyarete geldiğinde, gözaltına alınıp bir de işkence gördüğünü' söylediği Türkiye'den bahsederken, gözlerinin -vatan hasreti sebebiyle- yaşla dolması, ayrı bir konu…
O arkadaşla sonraları Amsterdam'da tekrar karşılaştık. Sohbet esnasında Time'ın bahsi geçen sayısının kapağıyla ilgili herhangi bir şey bulunabilir mi diye sorduğumda, bunun mümkün olmadığı cevabını verdi.
12 Eylül generallerinden halen hayatta olan iki tanesinin mal varlıkları tekrar gündemde. Sürmekte olan 12 Eylül Davası için istenen kayıtlardaki rakamlar, görenlerin deyimiyle dudak uçuklatacak seviyede imiş.
Her iki şahsın da, onlarca farklı banka hesabında bulunan milyonlarca liralarından bahsediliyor. Büyük holdinglere ait hisse senetlerinden, gayrimenkullerinden ve sahibi oldukları başka varlıklardan da tabii.
MASAK tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, 2001'den sonraki yılları kapsıyor; bankalar eski kayıtları sildikleri için 2001 öncesi için farklı yollarla araştırma sürdürülüyormuş.
Belgeleri sadece ilgili avukatlar görebildiği ve kopyalanması da yasak olduğu için rivayetlerle idare etmek durumundayız. Bahsi geçen kişilerin mal varlıklarının hatırı sayılır bir seviyede olduğu ve özellikle de son zamanlardaki para hareketlerinin ‘olağandışı' olarak değerlendirildiği, rivayetlerin en önemli tarafı.
ABD'li firmalar, 1980 sonrasında aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkelerde, uçak satışı için rüşvet dağıttıklarını açıklamışlardı. Türkiye'de verilen rüşvet 23 milyon dolardı, ancak kime ya da kimlerle verildiği açıklanmamıştı. Açıklamada adı geçen ülkelerin çoğunda hükümetler sarsılırken, Türkiye'de bir süre gündemde kalan konu; tam tabiriyle, geçiştirilmişti.
Gelişmelerin bundan sonraki seyrini kestirebilmek mümkün olmasa da, yakın tarihin en önemli konularından olan 23 milyon dolar rüşvet meselesi aydınlatılabilirse eğer, iyi olur. Hele bir de, mahkemenin gündeminde olmadığı söylense de, Time Dergisi'nin o meşhur nüshasının gerçek olup olmadığı da netlik kazanırsa, çok daha iyi…
Ekrem Kızıltaş - Haber 7
Yorumlar5