Öğretici değildi; eğlenceli hiç değil…

  • GİRİŞ10.10.2012 09:51
  • GÜNCELLEME10.10.2012 09:51

Dönemi yaşayan herkes gibi, Komisyon karşısında yapılan açıklamaların basına aksettiği kadarını ilgi ile izliyor ve bu arada tutanakların yayınlanacağı zamanı da iple çekiyorum.

Medya patronlarının ve genel yayın yönetmenlerinin topu taca atmaya gayret eden sözlerinin ardından, dönemin TÜRK-İŞ Başkanı Bayram Meral'ın söyleyeceklerine dikkat kesildim.

Milyonlarca işçiyi temsil eden bir sendikanın genel başkanı idi Meral. Başlarında bulunduğu işçilere reel olarak en yüksek zamları yapmış olan bir hükümete yönelik kumpasın içerisinde bulunmakta herhangi bir mahzur görmemişti.

Dahası, aralarında bulunduğu Beşli Çete içerisinde, patronları temsil edenlerin yanında, ideolojik olarak ciddi şekilde çatıştığı sanılan bir başka sendika da (DİSK) vardı.

Merak edilenlerle alakalı sadra şifa herhangi bir şey söyleyemeyeceği kesin olan Bayram Meral'in; en azından bahane olarak neler söyleyeceğini öğrenmek, öğretici değilse de eğlenceli olabilirdi.

Meral'ın görüşme sonrası basına yansıyanlar öğretici değildi. Ama heyhat, eğlenceli de değildi.

Dönemin mağdur edenler safında olanlarının yaptığı gibi, Meral de topu taca atmaya çalışmıştı anlaşılan.

Konuşan, dönemin TÜRK-İŞ Başkanı değil de, Refah Partisi ya da Rahmetli Erbakan Hoca'nın danışmanı sanki.

Hükümeti kurmadan önce Necmettin Erbakan'a gittiğini, “İşi biraz gevşek tut, hükümeti kur. Şevket Kazan'ı listene alma, vatandaşa güven telkin etmek zorundasın” dediğini, anlatmış.

‘İşi nasıl gevşek tutacaktı' ve ‘Şevket Kazan'ı neden listesine almayacaktı' gibi sorular sordular mı ve eğer sordularsa, herhangi bir cevap alabildiler mi, bilmiyoruz. Ancak, Bayram Meral'in ‘ben demiştim' edasıyla söylediği anlaşılan bu sözlerini duyduklarında, Komisyon üyeleri neler hissetmişlerdir kim bilir!..

Bu kadar da değil… Mesela Erbakan Hoca'ya “Çiller senin iki yıllık başbakanlığını beklemez, bir yerde patlak verir” dediğini, daha sonra da hükümetin düştüğünü dile getirmiş Meral!..

Bu sözlerin hükümeti bir an evvel göndermek gayretiyle, bir tür fitne çıkarmak için mi; yoksa danışmanlık(!) aşkına mı sarf edildiği, meçhul.

Asıl bomba ise şu sözlerinde: “Erbakan şu anda Başbakan olsa Suriye'deki bu olaylar, Kaddafi'nin başına bu olaylar gelir miydi? Böyle bir adamın uzaklaştırılması lazımdı. Nitekim bu yapıldı. Erbakan'ın buna katkısı da oldu. 'Erbakan gitsin, ABD, Avrupa'nın dediklerini tutabilen bir adam gelsin.' Tansu Hanım mı Erbakan mı olsun diye sorsanız, Erbakan olsun derim. Erbakan ile özdeşleşen yönlerim var; o da İsrail'e, ABD emperyalizmine karşı.

Şecaatini arz ederken sirkatini söylemek, böyle bir şey olmalı… Birileri, Erbakan Hoca için ‘böyle bir adamın uzaklaştırılması lazım' diye düşünüyorlarmış… Bayram Meral de, onların gayelerinin gerçekleşmesi için üzerine düşeni fazlasıyla yapmış… Ama Erbakan Hoca ile özdeşleşen yönleri varmış; İsrail'e, ABD emperyalizmine karşı olmak gibi…

Bir tek ‘benim ailemde de hacılar, hocalar vardı' demediği kalmış…

Söylediği başka şeyler de var Meral'in; boyunu oldukça aşan bir konuma yükseltilmiş ve galiba bu sebeple de, kendisinden istenilen birtakım şeylere alet olmuş bir adamın söyleyebileceği türden şeyler…

Anlattıklarında samimi ise, neye alet olduğunu bile farkına varabilmiş değil henüz

“Tamam yaptım; ama sorun ki, niye yaptım” bile diyememiş…

Ekrem Kızıltaş  - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat